"Günde iki fincandan fazla bitki çayını tüketmemek gerekiyor"

YENİGÜN HABER  –  Bitki çaylarını tekrar ısıtmanın veya uzun süre kaynatmanın sonucunda farklı maddelerin ortaya çıkmasına sebep olabildiğine...

YENİGÜN HABER  –  Bitki çaylarını tekrar ısıtmanın veya uzun süre kaynatmanın sonucunda farklı maddelerin ortaya çıkmasına sebep olabildiğine ve özellikle kekiğin safra kesesi ve gebe hastalar için ciddi risk taşıdığına dikkat çeken Fırat Üniversitesi (FÜ) Tıp Fakültesi Temel İmmünoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fulya İlhan, adı bitkisel olunca her şeyin kolay ve zararsız olarak algılanmasının yanlış olduğunu kaydetti.

Kış aylarının gelmesiyle birlikte vatandaşlar hastalıklara karşı tedbir almaya başladı. Özellikle doğal yöntem olarak bitkisel çaylara yönelen vatandaşlar, aktarların yolunu tuttu. Kış aylarında grip ve soğuk algınlığı gibi hastalıklarından korunmanın doğal yöntemi olan bu çayları öneren uzmanlar ise hem doğru bilinen yanlışlara hem de ürünlerin doğru tüketilmemesinin ciddi derecede risk oluşturduğunu belirtti.

İHA’ya konuşan FÜ Tıp Fakültesi Temel İmmünoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fulya İlhan, adı bitkisel olunca her şeyin kolay ve zararsız olarak algılanmasının yanlış olduğunu ifade ederek, iki fincandan fazla herhangi bir bitki çayının tüketilmemesi gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. İlhan ayrıca, hemen her evde bulunan kekik bitkisinin safra kesesi problemi olanlarda riskli olduğunu, gebe hastaların düşük yapmasına sebep olabildiğini belirtti.

"Günde iki fincandan fazla o bitki çayını tüketmemek gerekiyor"

Yararlı olan bitkilerin yanı sıra zehir düzeyinde bitkilerin olduğunu dile getiren FÜ Tıp Fakültesi Temel İmmünoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fulya İlhan, "Bitkiler birçok ilacın etki mekanizmasıdır. Çok yararlı, bazıları da zehir düzeyinde olan bitkiler var. Bitkisel deyip geçmemek lazım, bazılarının karaciğere yan etkisi olabilir onun için dikkatli kullanılması gerekiyor. Herhangi bir bitki çayını içiyorsanız günde iki fincandan fazla o bitki çayını tüketmemek gerekiyor. Karşılıklı etkileşimlerde olabilir mesela tansiyon düşürücü gibi ya da tansiyon yükselten etkiler görülebilir. Demleme kısmına dikkat çekmek istiyorum, genellikle kaynatarak hazırlıyoruz aslında bu bir yanlış difüzyon dediğimiz buharda demleme sistemini seçmek gerekiyor. Tıpkı çayı demlediğimiz gibi ama çaydan daha kısa bir süre istiyor. Bitki çayları hatta özel bardakları var ya da demlikleri var nasıl arzu edilirse bitki bırakıldıktan sonra 3-4 dakika kadar demlenmesine izin verilip bitkiyi süzüp yani onun suyunun içmek daha anlamlıdır. Tekrar ısıtmak çok uzun süre kaynatmak farklı maddelerin ortaya çıkmasına sebep olabiliyor” dedi.

"Adaçayı fazla tüketildiğinde tansiyon yükseltici etkisi var"

Bitki çayları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Fulya İlhan, "En çok soğuk algınlığına önerebileceğimiz adaçayı fazlaca tüketilen bir bitki çayı, onun soğutulmuş halini gargara da yapabiliriz. Adaçayını ılık bir şekilde de tüketebiliriz ama fazla tüketildiğinde tansiyon yükseltici bir etkisi var ve özellikle hipertansif hastalarda dikkat etmek lazım. Çocuklarda, gebe kadınlarda ve bebeklerde kullanılmaması gereken bitki çayları var. Ihlamur işte içine biraz tarçın, karanfil katığımızda ıhlamur en güvenilir olanı, yine kekik çayı olabilir. Çünkü kekiğin dezenfeksiyon bir etkisi var, burada amaç aslında boğazı nemli tutmak, mümkün olduğunca virüsün ve partiküllerin boğaza tutulmasını azaltmak, yutkunma ve yumuşatmak gibi faydaları var. Hatmi çiçeği, zencefil önerebiliriz. Zencefilin taze halinden çay demlenebileceği gibi bir iki dilim kaynar suya limon atarak içerisine limon bırakarak tüketilebileceği gibi toz zencefillerde demlenebilen çaylar var. Toz zencefil sadece karıştırarak ta tüketilebilir” diye konuştu.

"Kekik, gebe hastaların düşük yapmasına bile sebep olabilir"

Gündelik hayatta her evde bulunan bazı bitkisel çayların aslında ciddi risk oluşturduğun dikkat çeken Prof. Dr. İlhan, "Kekik safra kesesi problemi olan hastalarda riskli olabilir, tansiyon düşürücü etkisi olabilir. Gebe hastaların düşük yapmasına bile sebep olabilir. O yüzden hepsini kullanırken dikkat etmek gerekiyor. Aslında basit bir şey değil. Adı bitkisel olunca her şey kolay ve zararsız algılıyoruz ama öyle değiller" şeklinde konuştu.

Aktarcı Faruk Çelik ise kış aylarının gelmesiyle birlikte vatandaşların bitkisel çaylara rağbet gösterdiğini belirterek, "Bu aylarda aşırı derecede grip ve soğuk algınlığı mevcut. Bu hastalıkların artışıyla beraber kış çaylarında özellikle belirli bir safhada artış görülmektedir. Adaçayı, ıhlamur, zencefil, tarçın, papatya ve nar çiçeği gibi çaylar satılıyor" ifadelerini kullandı.

Kapalı Çarşıda bitkisel çay almaya gelen vatandaşlar da kış aylarında sürekli bu ürünleri tükettiklerini kaydetti.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Sağlık Haberleri