Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Demir: “Teknolojik alet kullanımı hareket etmeyi kısıtlar ve gelişimin gecikmesine sebep olur”dedi.
YENİGÜN HABER – Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Burak Emre Demir, çocuklarda teknolojinin aşırı kullanımının depresyon, anksiyete, bağlanma ve öğrenme bozukluğu, dikkat eksikliği, anlamada gecikme, yüksek dürtüsellik, öfke nöbetleri, otizm, bipolar bozukluk ve psikoza neden olduğunu söyledi.
Teknolojinin hızla gelişmesi teknolojik aletlerle geçirilen zamanın da artışına sebep oldu. Günümüzde birçok faydası bulunan teknoloji, birçok riski de beraberinde getirdi. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Burak Emre Demir, çocuklardaki teknoloji kullanımı ve teknoloji bağımlılığının etkilerini anlattı. Uzman Dr. Demir, birçok uluslararası kuruluşun son zamanlarda hızla artan çocukluk çağı teknoloji kullanımı üzerine vardıkları ortak kararlar doğrultusunda 0-2 yaş arasındaki çocukların teknoloji ile haşır neşir olmamaları gerektiğini, 3 ile 5 yaş arasındaki çocukların günde 1 saat, 6 -18 yaş guruplarının günde 2 saat ile sınırlandırması gerektiğini söyledi. Günlük iki saati aşmamak koşuluyla yaş X10 dakika formülü ile teknolojik aletlerin kullanım süresinin hesaplanabileceğini belirten Demir, teknoloji ile bu önerilerin 4-5 katı fazla içli dışlı olan çocuklar ve gençlerin ciddi tehlikeler ile karşı karşıya kaldığına da dikkat çekti.
“Beyin gelişimi”
Teknolojik aletlerle geçirilen zaman artışıyla ortaya çıkacak dijital tehlikeleri sıralayan Dr. Demir, “0 ile 2 yaş arasında bebek beyni 3 katı büyüklüğe ulaşır ve 21 yaşına kadar bu gelişim devam eder. Beyin gelişimi çevresel uyaranlar veya bunların eksikliğinden etkilenir. Teknolojik aletlerle ilgilenirken çocuk cansız bir varlık karşısındadır. Konuşmasına, bakışına, gülümsemesine karşılık vermeyen, gönderdiği iletişim ve etkileşim mesajlarını algılamayan sert ve soğuk bir cisim karşısındadır. Canlılara özgü duygusal ve sosyal uyarıdan yoksundur” dedi.
Gelişim bozuklukları ve obezite
Hareket etmenin dikkati ve öğrenme kabiliyetini artırdığına değinen Dr. Demir, “Teknolojik alet kullanımı hareket etmeyi kısıtlar ve gelişimin gecikmesine sebep olur. Televizyon gibi obezitenin artması ile ilişkilidir. Çocuklar televizyon başında hareketsiz kalmakta, enerji harcamamaktadır. Televizyon başında farkına varılmadan gereğinden fazla besin tüketilmekte, reklamlardan olumsuz etkilenilerek kalorisi yüksek, besin değeri az besinler tüketilmekte ve bu da çocukta fazla kiloya neden olmaktadır" diye konuştu.
Uyku bozuklukları
Gece geç saatlere kadar televizyon izleyen çocuklarda uyku ritminin bozulduğunu da vurgulayan Uzman Dr. Demir, “Ebeveynlerin bir kısmı çocuklarına teknoloji kullanımı sırasında eşlik etmemekte ve çocukların kendi odalarında teknolojiyi kullanma izni vermektedir. Bu durumda çocukların okul başarılarını olumsuz yönde etkileyecek şekilde uyku yoksunluğu çekmektedir” dedi.
“Çocuklar şiddete tanık olmamalı”
Aşırı şiddet ve abartılı cinsellik içeren filmlerin çocuğun ruh sağlığını olumsuz etkilediğini belirten Demir, “8 yaşın altındaki çocuklarda soyut düşünce oluşmamıştır, gerçek ve fantezi arasındaki ayrımı henüz yapamazlar. Çocuklar için hazırlanmayan programlarda gerçek ile rolü birbirlerine karıştırırlar. Ekranda gördükleri her şeyi gerçek olarak değerlendirirler ve olduğu gibi algılar. Çocuklar, gördüklerini öğrenir ve uygularlar. Genelde filmlerde şiddeti uygulayan kahramandır, şiddet uygulanan kötü adamdır. Çocuk, problemleri çözmek için şiddet uygulanmasını normal olarak değerlendirir ve çevresine de uygulamak ister. Yine şiddeti sürekli gördüğü için şiddete karşı duyarsızlaşır. Bazı filmlerde şiddet komedi ve cinsellikle işlenir. Bu gibi filimler karşı tarafa zarar verirken eğlence ve zevkte uyandırdığı için daha da zararlıdır. Sonuçta çocuklarda saldırgan davranışlarda artma, kendine ve yakınlarına zarar geleceği korkusu, uyku bozuklukları, kabuslara, saldırganı model alma, güçlünün yanında olma gibi ciddi bozukluklara neden olduğu için çocukların şiddete tanık olmasını uygun değildir” şeklinde konuştu.
"Çocuklar oyun oynamalı"
Çocukların oyun oynaması gerektiğini belirten Dr. Demir, “Çocuklar boş zamanlarının yüzde 80'ini oyunla geçirmelidir. Aile içinde sohbet etmek çok eğlenceli olabilir. Çocukların eş, dost ve akrabalarla birlikte olmaları sağlanmalı ve onlarla yeterince zaman geçirmelerine fırsat verilmelidir. Kitap okumak çok iyi bir boş zaman değerlendirme yöntemidir. Ev işlerine yardımcı olmak, odasını toplamak, oyuncaklarını yerleştirmek Daha büyük çocukların yemeğe, bulaşığa, temizliğe yardımcı olması boş zaman değerlendirmesi dışında çocuğun hayata hazırlanması için de gereklidir. Sonuç olarak teknoloji yaşamımızın vazgeçilmezidir. Yaşamın gerçeklerini, zorluklarını ve eğlenceli yanlarını bize yansıtır. Doğru kullanıldığında yaşam ve aile ilişkileri açısından çok faydalı, etkili ve vazgeçilmez bir araçtır” ifadelerini kullandı. (Haber Merkezi)