İlknur FİDAN-Recep ÇALIŞKAN/YENİGÜN ÖZEL- Lice’de yaşayan Y.D., Newroz günü akşam saatlerinde evine döndüğü sırada önünü kesen polisler, uzun namlulu silahın dipçiğiyle vücudunun farklı yerlerine vurulup işkence edildi. Olayla ilgili başlatılan soruşturmada 3 polis “kasten yaralama” suçundan tutuklandı. Ancak Lice Sulh Ceza Hakimliği, adli kontrol şartıyla polisleri serbest bıraktı. 20 Eylül gün tutuksuz sanık polislerin katılmadığı duruşma ise 2024 yılının Ocak ayına ertelendi. Gördüğü işkencenin ardından psikolojik tedavi almaya başlan Y.D., yaşadığı travma etsinin halen sürdüğünü söyledi. Polislerin ceza almasını isteyen Y.D., “Yaşadığım olayın ardından başlayan psikolojik tedavim sürüyor. Kendimi kötü hissediyorum. Tek isteğim bir an önce mahkemenin görülmesi ve kişilerin ceza alması. Onların ceza alması, benim iyi olmam için yeterli olacaktır. Olay sonrası kendimi kötü hissediyordum. Ancak şu an biraz daha toparlandım. Adalet yerini bulsun, başka bir şey istemiyorum” dedi.
‘DAVA AĞIR CEZA MAHKEMESİNDE GÖRÜLSÜN’
Ailesi ise, işkence sonrası Y.D.’de davranış bozukluğu ortaya çıktığını ifade ederek, işkence yapan polislerin sulh mahkemesinde değil, ağır ceza mahkemesinde yargılanmaları için çağrıda bulunarak, şunlar söyledi:
“Bu süreçten çok etkilendi. Doktor bazı ilaçlar vermişti. Kullandığı ilaçlar oğlumuzu uyku sersemi yaptı. Kilo sorunu yaşadı ve ilaçları bıraktı. Davranışı tavırları maalesef olay sonrası çok değişti. Mahkeme sonrası krize girdi, ifade bile veremedi. İlaçları doktor tavsiyesi dışında bırakmak zorunda kaldı. İyi bir durumda değil. Genel olarak bizler zaten iyi bir durumda değiliz. Doktoru değiştirmeyi düşünüyoruz. Çünkü doktorun herhangi bir konuda oğluma yardımcı olduğunu düşünüyorum. Olay sonrası gündelik işlerimizi bile karşılayamaz duruma geldik. Çocuğumuz şu an 9. sınıfa başladı fakat okuldan psikolojik sebeplerden dolayı izin aldık. Davanın Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesini istedik ancak bu talebimiz karşılanmadı. Sanık polisler, olay sonrası bizimle iletişime geçmeye çalıştı fakat bu görüşmek istemedik. Bildiğimiz kadarıyla sanıklar karakola gidip bu süre boyunca imza veriyor. Sanık polisler şu an açıkta ve kendi şehrindeler. Hem bizim şahsi avukatımız hem de Diyarbakır Barosu’ndan avukatlar mahkeme sürecini takip ediyorlar. 20 Eylül’de mahkemeden bir netice çıkmadı. Ocak ayında umarız bir karar çıkar ve bu karar ile çocuğuma işkencede bulunanların ceza almalarını istiyoruz.”
‘BU SÜREÇTE YALNIZ BIRAKILDIK’
Bu süreçte yalnız kaldıkların aktaran aile, “İnsan Hakları Derneği ve Diyarbakır Barosu haricinde kimse bizimle iletişime geçmedi. Mahkeme salonunda gazetecilerden tutun, vekillere, siyasilerden, partililere kimse bizimle beraber olmadı. Mahkeme günü o yalnızlığı görünce kötü hissettik. Olay sonrası telefon bile etmedi kimse. Toplum unuttu bu olayı. Bize yardımcı olmak isteyen insanlar olsaydı sevinirdik. Kimse bizimle olmadığı için çekiniyoruz da aslında. 14 yaşında bir çocuğa yapılan işkence sonrası olay çok çabuk unutuldu. Mahkeme öncesi biz herkesi telefon ile çağırdık sadece Yeşil Sol Parti’li 2 milletvekili katıldı. Halk maalesef bizi unuttu. Bizler herkese çağrı yapıyoruz, bugün bizim başımıza gelen yarın başka bir ailenin de başına gelebilir. Bu konuda hassas olmamız gerekir. Diyarbakır’da adliye önünde kimsenin olmayışı bizi gerçekten üzdü” ifadelerini kullandı.