İlknur FİDAN – Recep ÇALIŞKAN/YENİGÜN ÖZEL - Diyarbakır’da son günlerde artan asayiş ve şiddet olayları halkı tedirginleştirdi. Kentteki artan şiddet olaylarını Yenigün’e değerlendiren SES Diyarbakır Şube Eş Başkanı Psikolog Şiyar Güldiken, özellikle son 5 yılda fuhuş, uyuşturucu kullanımı ve ticaretinde çok ciddi bir artış var olduğuna dikkat çekti. Güldiken, “Özellikle siyasi beklentilerin gerçekleşmemesi ve elbette ekonomik krizin ciddi bir etkisinin olduğunu söyleyebiliriz. Siyaseten kendini baskılanmış hisseden bireyler, kendilerini ifade etme biçimlerini şiddete yöneltebiliyor. Diyarbakır’ın tarihsel ve siyasi geçmişine bakarsak politik bilinci yüksek bir yer olduğunu görüyoruz, dolayısıyla bu bilincin biriktirdiği öfke de oluyor. Kendi düşüncesinin dikkate alınmaması veya yok sayılması, bu öfkenin şiddete dönüşmesine neden olabiliyor. Bunun yanında toplum içinde bir çözülmenin de olduğu gerçekliği var. Siyasi bir boşluk ve kriz var. Toplumsal değerlerde ciddi bir aşınma ve köklerinden, kültüründen uzaklaşma var. Özellikle son 5 yılda Fuhuş, madde kullanımı ve ticaretinde çok ciddi bir artış var. Bunların oluşturduğu bir gayri meşru alan da var ve bu durum şiddeti arttıran nedenler arasındadır” dedi.
‘KONTROLDEN ÇIKAN BİR ŞİDDET EĞİLİMİ MEVCUT’
Şiddetin kontrolden çıktığına vurgu yapan Güldiken, şunları söyledi:
“Şiddet, her canlının doğuştan getirdiği içgüdüsel bir davranıştır. Ancak onu kontrol edebildiği ölçüde, başka bir canlının yaşam hakkına müdahale etmesini engeller. Bununla birlikte şiddetin artmasında birçok faktör vardır. Olumsuz Sosyo-ekonomik koşullar, yetersiz eğitim, madde kullanımı veya ruhsal hastalık varlığı, çocukluk yaşantılarında şiddet görme ve psikolojik-duygusal-fiziksel şiddetin olduğu aile yapısı, şiddet olaylarının oluşmasına neden olabilir. Bununla birlikte; Siyasi liderlerin veya toplum önünde olan kişilerin şiddet ve nefret söylemleri de onları rol model alan başka bireyler tarafından olumlanabilir ve normalize edilebilir. Burada cezasızlığın da şiddetin artmasında ciddi bir etkisinin olduğunu ifade etmek gerekir. Birey, işleyeceği herhangi bir suçun karşılığında ceza alacağını bilirse o fiili gerçekleştirme olasılığı çok daha azalır. Ama caydırıcı olmayan cezalar nedeniyle kişinin suç işleme olasılığı artabiliyor.”
‘BİREYSEL SİLAHLANMA İÇGÜDÜSEL OLARAK ŞİDDET EĞİLİMİNİ ARTIRIYOR’
Artan şiddet olaylarında bireysel silahlanmanın rolüne de değinen Güldiken, “Tarihin her aşamasında silahın, bir şiddet aracı olduğunu biliyoruz. Silah, insanın ilk başta hayatta kalabilmek için avlanmak ve yırtıcı hayvanlardan kendisini korumak için yapılmış olsa da sonradan başkası üzerinden tahakküm kurma aracına dönüşmüştür. Ancak silahın kullanım gücü, devlet veya iktidar aygıtının toplumsal düzenin sağlanması gerekçesinden uzaklaşıp bireysel olmaya başlayınca tahakküm kurma veya güç olma da beraberinde artmıştır. Örneğin silah kullanma ehliyeti/ruhsatı için psikolojik yeterliliğin ölçüldüğü bazı testler sonucunda olumlu rapor verilmeyen bireylerin, ruhsatsız olarak edindikleri silahlar, şiddetin artmasına neden olmaktadır. Elbette cezasızlık da burada ciddi bir etkiye sahiptir” şeklinde konuştu.
‘GENÇLERİMİZİN GELECEĞİNDEN ENDİŞELENİYORUZ’
Diyarbakır’da hırsızlığın ve uyuşturucu kullanımında gözle görülür bir artışın yaşandığına dikkat çeken kent sakinlerinden Cengiz Taş, “Son günlerde olaylar çoğaldı. Can güvenliğimizin için korkuyoruz. Diyarbakır’da sürekli silahlı saldırılar olmaya başladı. Uyuşturucu konusunda da emniyetin daha sert tedbirler alması gerek. Köşe başlarında sürekli uyuşturucu satanlarla karşılaşıyoruz. Bağlar’daki mahalleler uyuşturucu ile dolu. Gençlerimiz maalesef zehirleniyor. Bu tür şeyler Diyarbakır’a yakışmıyor. Çocuklarımızın geleceğinden endişeleniyoruz” dedi.
‘ASAYİŞİN BOZULMA SEBEBİ EKONOMİDİR’
Şiddet olayları, ekonomik sebeplerden de kaynaklandığını aktaran Serhat Öztürk, “Asayişin bozulma sebebi bence ekonominin kötü olmasından kaynaklı. İnsanlar uyuşturucuya, hırsızlığa hep bu yüzden bulaşıyor. Diyarbakır güzel bir memleket ve örnek bir kent. Ekonomi düzelir, işsizlik azalırsa ben bu tür hadiselerin pek yaşanacağını düşünmüyorum” açıklamalarında bulundu.
‘HERKES MAFYA OLMUŞ’
Diyarbakır’da sürekli silahlı kavgaların yaşandığı ve bu nedenden dolayı kendilerini güvende hissetmediklerini söyleyen Aziz Aldan da şunları kaydetti:
“Diyarbakır’da son zamanlarda bireysel silahlanma arttı ve sürekli haberlerde silahlı cinayetler görüyoruz. Kentte sürekli diken üstündeyiz. Gece dışarıya çıkmaya korkuyorum maalesef. Devletin daha geniş bir önlem alması gerek. Peynir ekmek satılır gibi yasadışı silahlar satılıyor. Herkesin elinde silah kendini mafya zannediyor. Diyarbakır’da bu kadar bireysel olay yaşadığımız zamanı hatırlamıyorum.”
‘BAZI YERLERE GİREMİYORUZ’
Diyarbakır’da genç olmanın bu zamanda zor olduğunu belirten Fatma Boz ise artan şiddet olayların etkisiyle tedirginleştiklerini söyledi. Boz, “Her geçen gün tedirginliğimiz artıyor. Diyarbakır’da bazı yerlere, mahallere giremiyoruz maalesef. Gençlerin cebinde uyuşturucu ve silah var. Bu şekilde gençlik zehirleniyor. Gençler uyuşturucu içip silahlı kavgaya giriyor, çevreye ve kendine zarar veriyor” şeklinde konuştu.