Yakın zamanda çıkardığı “Takdir” şiir kitabına dair Yenigün Haber’e konuşan Mardinli Şair ve yazar Resul Davutoğlu, şair ve yazarların kitaplarının basın aşamasında karşılaştığı zorluklara dikkat çekti. Davutoğlu, “Ülkemizde kimi yayınevleri felsefelerini yazarın dosyasına konma üzerine kurduklarını söyleyebiliriz. Halbuki ‘kazan-kazan’ formülüyle ikisi de kazanıp mutlu olabilir” dedi
Gülbahar Altaş / Yenigün Özel - Şair ve yazar Resul Davutoğlu altıncı kitabı “Takdir’i” şiir severlerle buluşturdu. Mardinli Şair ve yazar Resul Davutoğlu, yakın zamanda çıkardığı “Takdir” şiir kitabına dair Diyarbakır Yenigün’e konuştu.
“Kitaplarımı kendim basıyorum”
İlk kitabı “Kanuni ve Aşk’ı” ardından uzun süre üzerinde çalıştığı “Şehzade Bayezid”i yazdığını dile getiren Davutoğlu, şair ve yazarların kitaplarının basın aşamasında karşılaştığı zorluklara dair şunları söylüyor:
“Bir yayınevi yayınlamak da istedi bu kitabımı ama şartlarda anlaşamadık. Niye mi? Yayınevi tavırlarıyla ‘dosyayı bize ver evine git’ der gibiydi. İyi de arkadaş ben buna neredeyse bir yılımı verdim. Başımı ağrıttım, yoruldum, çabaladım, didindim. Tamam bir yazar sadece maddi saiklerle yazmaz ama maddenin hiçliğini kim iddia edebilir. Kitap satılacaksa ben de nasipleneyim. Satılmayacaksa zaten sizin için problem olmaz çünkü siz ancak satılan kitapların yüzde 5 veya sıkı pazarlıkla yüzde 7’sini vereceksiniz. O da altı ay sonra...Ülkemizde kimi yayınevleri felsefelerini yazarın dosyasına konma üzerine kurduklarını söyleyebiliriz. Halbuki ‘kazan-kazan’ formülüyle ikisi de kazanıp mutlu olabilir. Ama işte insanlar…Hırslarıyla yanlış ve tek taraflı değerlendirmeyle belirledikleri bir noktaya odaklanır, başka şey görmezler ve hem kendilerini kösteklemiş oluyor.” Yazarın, tarihi bir manzum romanı olan “Kuyucu” kitabı da Nazım Hikmet’in tarzını andırıyor. Yazar, “Nazım Hikmet ‘Kuvayı Milliye Destanı’nı bu tarzla yazmış. ‘Memleketimden İnsan Manzaralarını’da başka yerli yazarlarımızda rastlamadım” dedi. Son yazdığı kitaplarını yayınevlerine göndermek yerine kendisinin bastığını dile getiren Resul Davutoğlu, “Gerçi oldukça sınırlı sayıda basıyorum. Pek kazanamıyorum. Yani en azından benim imzamla, bazı kütüphanelerde yer alabiliyor” diye konuştu.
“Kendimiz için yazabiliriz”
“Neden yayınevleriyle görüşmüyorsunuz” sorusuna Davutoğlu, “O yayınevleri de bir başka alemler. Sizden kitabın tüm masraflarını, kendilerine iyi bir kazanç kalacak şekilde alırlar. Sonra size sanki kitabı kendileri basmışlar gibi yüzde 5 telif verirler ve bu komik değil tam bir trajedi…” Sözlerini kullandı.
Resul Davutoğlu, “Ülkemizde değil bir kitapla, onlarca kitapla hedeflenene varmak mümkün değildir. Yazarlar bilirim neredeyse bir külliyat yazmışlardır ancak sonradan ‘editör’lükte karar kılmışlardır. Niye mi? Yazmak beyhude bir iş gibi ülkemizde” diyor.
“Bu kadar zorluk ve engellemelere rağmen yazmayı sürdürme nedenini” ise Davutoğlu, şöyle anlatıyor:
“Her davranışımız harici bir beklentiyle değildir. Bazı davranışlarımızın temel saikleri bizdendir. Yani kendimiz için yazabiliriz. Düşüncelerimizi zihnimizden atmak için yazabiliriz. Meçhullere bir hasbıhal niyetiyle yazabiliriz. Ve başka birçok sebepten…”