Diyarbakır'da düzenlenen 4'üncü Karşılaştırmalı Edebiyat Günleri’nde Ermeni yazar Migirdiç Margosyan anıldı.
Lis yayınları, Diyarbakır Sanat Merkezi ve Wejegeha Amed'in "Hayal dilinde hakikat" şiyarıyla Diyarbakır'da düzenlemiş oldukları Karşılaştırmalı Edebiyat Günleri çeşitli programlarla devam ediyor. Program kapsamında Surp Giragos Kilisesi’nde Rober Koptaş, Abdullah Aren Çelîk, Eylem Ata Güleç, Kerem Bakıcı, Nurcan Kaya, Mehmet Masum Oral ve Muharrem Erbay gibi yazarlar Ermeni yazar Migirdiç Margosyan ile ilgili anılarını ve düşüncelerini anlattı.
‘DİYARBAKIR’DAN KOPAMADI’
İlk olarak söz alan yazar Ohannes Gafur Ohanyan, Margosyan’ın Diyarbakır’da dünyaya geldiğini ancak daha sonra anadilini öğrenmek için İstanbul’a gittiğini söyledi. Margosyan’ın hiçbir zaman Diyarbakır’dan kopamadığını sözlerine ekleyen Ohanyan, “Sürekli Diyarbakır özlemiyle yaşıyordu. Yaşamının büyük bir bölümü İstanbul’da geçti ancak hiçbir zaman Diyarbakır’dan kopamadı. Diyarbakır’daki programlara davet edildiğinde tereddütsüz katılırdı. Sur’u çok merak ediyordu ancak Sur’un yıkıldığını duyunca çok üzüldü” dedi.
'DİYARBAKIR ÖZLEMİ'
Yazar Rober Koptaş da Margosyan’ın Diyarbakır’a olan özlemine değinerek hiçbir zaman Diyarbakır’dan ayrılmak istemediğini belirtti. Koptaş, Margosyan’ın Ermenilerin de Diyarbakır’dan ayrılmalarını istemediğinin altını çizerek şöyle devam etti: “Kıbrıs savaşından sonra Ermeniler zorla Diyarbakır’dan göç ettirildi. Margosyan’dan bahsederken Ermenilerin çektiklerini de unutmamak gerekiyor. Margosyan’ın Diyarbakıra olan özlemi edebiyat eserlerine de yansıyordu.”
Sonrasında söz alan Abdullah Aren Çelik ise Margosyan’la olan anılarından bahsederek, “Margosyan’ın Gâvur Mahallesi adlı kitabında anlattıklarının izini sürersek, Diyarbakır’ın o eski çok sesli günlerine kavuşabiliriz” şeklinde konuştu.
Kerem Bakıcı da kendisiyle 5 dakikalık bir anısı olduğunu söyleyerek Margosyan’ın kendisine, ‘Ne yazarsan yaz ama sakın kültüründen kopma’ şeklinde bir tavsiyede bulunduğunu ve Margosyan’ın bu tavsiyesinden sonra kendisinin hiçbir zaman kültüründen kopmadan yazdığını belirtti.
Eylem Ata Güleç, Nurcan Kaya, Mehmet Masum Oral ve Muharrem Erbey de Margosyan ile olan anılarını anlattı.