Zafer TÜZÜN/YENİGÜN HABER – Diyarbakır'da bir araya gelen erkekler, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında merkez Yenişehir ilçesi Ofis semtinde bulunan AZC Plaza önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Diyarbakır il örgütleri ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı.
POLİSLER DÖVİZE EL KOYDU
Açıklama öncesi dövizleri kontrol eden polisler, gazeteci Nagihan Akarsel'in fotoğrafının yer aldığı dövize el koydu.
Açıklamayı DEM Parti Diyarbakır il eşbaşkanı Abbas Şahin okudu. Açıklama esnasında polisler Jin jîyan azadî sloganı atılırken sık sık engellemeye çalıştı.
'HER GÜN KADINLAR KATLEDİLİYOR'
DEM Parti Diyarbakır il eşbaşkanı Abbas Şahin, 25 kasım gününün ortaya çıkışını hakkında bilgi vererek söze başladı.
Şahin" 1960'ta Dominik cumhuriyetinde faşist diktatör Trujillo'nun baskı ve işkencelerine dönük mirabel kardeşlerin diktatöre karşı direnişinin yıl dönümü. Kadın düşmanlığı, yoğun olarak yaşandığı ülkemiz de dahil dünyanın dört bir yanında kadınlar cezasızlık sistemiyle eril zihniyet toplumun en derinliklerine ve her alanına işlenmektedir. Tekleştirilemeyen ve ötekileştirilenlerin yok edildiği bu zihniyet dünyanın dört bir yanına bilinçli bir şekilde örgütleniyor. İran’da saçı göründüğü için Mahsa Jina Amini’nin; gerçekte toplumun çürümüş zihniyetinin yansıması olan, sözde ahlak polisleri tarafından işkenceyle katledilmesi, Hindistan’da tecavüz edilip öldürülen kadın doktor ve benzeri örneklerle çoğaltılabilir. Ülkemizde de her gün çeşitli bahanelerle erkek-devlet çürümüş zihniyetin tetikçisi olan eş, sevgili, aile erkek tarafından katlediliyor" dedi.
'KADIN CİNAYETLERİNİ MAGAZİNE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ’
Şahin konuşmasına şöyle devam etti:
"Kadınlara yönelik şiddeti önlemek için devlete yükümlülük veren İstanbul sözleşmesini ilk imzalayan Türkiye olmasına ve bununla övülmesine rağmen daha sonra iktidarıyla, muhalefetiyle hep bir ağızdan sözleşmeden imzayı çekmek için manüpüle bir oturumla örtük propaganda yapıp eril zihniyet imzasıyla İstanbul sözleşmesinden vazgeçtiler. Aslında bu yaklaşım egemen erkek eril zihniyetin nasıl bir örgütlü yapı olduğu ve bu yapının da yasalarla nasıl güçlendirildiğinin kanıtıdır. Özgürlüklerin yok edilmesi aracına dönüştürülen havuz medya kadın cinayetlerini magazine dönüştürüp, meşrulaştırmaya çalışması hatta ve hatta katili mağdur gösteren bir dilin seçilmesi manidardır. Ve beraberinde cezasızlık sisteminin sürekli bir politika haline getirilip failleri koruyan yaklaşımların katilleri cesaretlendirip yeni cinayetlerin davetiye çıkarıyor."
'CEZASIZLIK POLİTİKASI FAİLLERİ KORUYOR'
Dünyadaki savaşların temelinde eril zihniyetin olduğuna dikkat çeken Şahin, "Dökülen kanın ve gözyaşının temelinde eril zihniyetin iktidarı koruma ve devam etme anlayışı görülüyor. Beraberinde özel savaş politikalarını geliştiren zihniyet, bu özel savaşın ilk kurbanı olarak kadınları seçmesi Gülistan Doku, İpek Er ve onlarcasının katleden sonra cezasızlık uygulaması fail saklama nasıl bilinçli bir politika olduğu net bir şekilde anlaşılıyor. Yoğun tahribat yok etme ve cinayetlere karşı Ortadoğu’da yükselen kadın mücadelesi; Eril zihniyetin ürünü, insanlık katili İŞİD canilerine dönük kadınların direniş ve mücadele ruhu cevap olmuştur. Bu mücadele ruhu tüm diktatör ve kadın düşmanı olan kesimlerin korkulu rüyası olmuştur."
'YASAKLAR YOK HÜKMÜNDEDİR'
Diyarbakır Valiliği tarafından 'Jin jîyam azadî' sloganının yasaklanmasına da tepki gösteren Şahin, yasakların yok hükmünde olduğunu vurgulayarak, "Şu an dünyanın dört bir yanında “Jin Jiyan Azadi” sloganı binlerce yılda oluşturulan eril zihniyet iktidarının temellerini sarsarken, bu korkuyla olsa gerek ki toplum nezdinde hiçbir geçerliği ve meşruiyeti olmayan yasaklar ortaya çıkıyor. Bu yasaklar bizim nezdimizde yok hükmündedir."