Siirtli kadın girişimci Ayşe Demir, 500 metre karelik bir alanda Kaktüs Çiçeği üretmek amacıyla sera kurdu. Serada susuz yaşayan bitkilerin en bilineni kaktüs çiçeği familyası yetiştirmeye başlayan Peyzaj Mimarı Demir, asıl amaçlarının bilinçsiz su tüketiminin önüne geçmek olduğunu söyledi. Türkiye’nin su kaynakları tükenen ülkeler arasında yer aldığını vurgulayan Demir, “Bu iklim değişikliği sürecinde, su tüketimini azaltmaya yönelik olarak bu bitkilerin kullanımını insanların hem evlerinde hem balkonlarında, biraz arttırmayı hedefliyoruz. Yani bu farkındalığı yaratabilirsek iyi sonuçlar verecektir. Çünkü artık suyun kıymeti anlaşılmaya başlandı, belki artık yakında insanlar topraklar için değil su için savaşmaya başlayacak” dedi
Nurullah Ergün / Şirvan Oktay Görer - YENİGÜN ÖZEL - Tüm dünyayı tehdit eden küresel ısınma nedeniyle son yıllarda yaşanan iklim değişiklikleri, çevreyi ve doğayı olumsuz yönde etkiliyor. Atmosferde artan sera gazlarının neden olduğu küresel ısınma, beraberinde birçok sorunu da getiriyor. 21. yüzyılda insanlığı bekleyen en büyük tehlike, küresel ısınmaya bağlı yaşanacak susuzluk, kuraklık, çölleşme ve biyolojik çeşitlilik kaybı olarak görülüyor.
‘Çok yüksek su riski’
Bunla birlikte dünya nüfusu arttıkça suya olan ihtiyaç da giderek artıyor. Doğal Hayatı Koruma Örgütü (WWF) tarafından yapılan bir araştırmaya göre dünya nüfusunun önemli bir kısmı iklim değişikliği nedeniyle gelecekte sel, susuzluk veya kötü su kalitesinden etkilenebilecek. Örgüt, 2050 yılında dünya nüfusunun yarısından fazlasının “çok yüksek su riski” olan bölgelerde yaşamlarını sürdürmek zorunda kalabileceğine dikkat çekiyor.
Türkiye’de de durum iç açıcı değil
Türkiye’de de susuzluk, kuraklık ve çölleşme konusunda durum hiç iç açıcı görünmüyor. Özellikle son yıllarda yağış oranlarında yaşanan düşüşle birlikte Türkiye’nin 81 ilinde geçtiğimiz günlerde eş zamanlı yağmur duasına çıkıldı. Su kaynaklarının bilinçsizce kullanılması, bu konulara duyarlı insanları da farklı arayışlara itiyor. Susuzluk başta olmak üzere kuraklık ve çölleşmeyle mücadele konusunda çeşitli projeler yürüten duyarlı vatandaşlar, bunu hayatlarının her alanına yansıtmak istiyor.
‘Kaktüs familyası çok az su isteyen bir bitki’
Bunlardan biri de kadın girişimci Ayşe Demir. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nden mezun olan Demir, Siirt’te 500 metrekarelik bir alanda sera oluşturarak susuz yaşayan bitkilerin en bilineniKaktüs Çiçeğiyetiştiriyor. Su kaynaklarının daha az tüketilmesi için nedeniyle evlerinde bitki yetiştirmeyi seven insanların su tüketimi çok az olan bitkilere yönelmesi gerektiğini düşünüyor. Bölgede bir tek kendilerinin Kaktüs Çiçeği yetiştiriciliği yaptığını anlatan Demir, “Doğu ve Güneydoğu’da bu işi üretim olarak yapan ilk kişi biziz. Hali hazırda Malatya’da bir firma var ama bu firmada ithal çoğu başka yerlerden getirip satıyorlar. Onun dışında Doğu ve Güneydoğu’da kaktüs üretimi yapan kimse yok. Bizi buna iten öncelikli sebep açıkçası, ben peyzaj mimarı olarak bu son zamanda yaşanan su kıtlığı, su kaynaklarının tükenmişliği bunlar önemli sebeplerimizdi çünkü kaktüs familyası çok su isteyen bitkiler değil, bünyesinde bulundurduğu sudan ve havadaki nemden beslenebilen bir bitki olduğu için aylarca sulamayabilirsiniz. Bu bizim öncelikli sebebimizdi. Bir de biz peyzaj mimarlığında tasarımda kullanılan kurakçık peyzaj dediğimiz önemli bir alan var. Yeni bir alan, su tüketimini en aza indirmek için önemli bir uygulama yöntemi ve kaktüs familyası bu uygulamalarda kullanılabilecek öncelikli bitkiler” dedi.
‘Bizim iklimimizde yetişme potansiyeli çok yüksek’
Kaktüs Çiçeği yetiştirirliğini geliştirerek bu işin ihracatını uzun vadede düşündüklerini vurgulayan, Demir, “Kaktüs Çiçeği familyası hem Güney Afrika gibi çöl iklimi yaşanan yerlerde olan bitki olduğu için bizim iklimimizde yetişme potansiyeli çok yüksek hatta Siirt’in kendi doğasında da kaktüs türleri olduğu söylenebilir. Geçen bir müşteri bu kaktüs familyasında Sedumların Şirvan’ın bir bölgesinde olduğunu söyledi. Gidip bakarsak aslında doğasında da mevcut hatta sempervivum dediğimiz özel bir kaktüs türü var, bu dikenliler ve sedumların doğasında da olabileceği söyleniyor çünkü iklimleri birbirine çok yakın” diye konuştu.
‘180 tür Kaktüs çiçeği üretiyoruz’
Bu işe başlamaları ile birlikte kendilerine olumlu dönüşlerin olduğun belirten Peyzaj Mimarı Ayşe Demir, “Kaktüs Çiçeği ürettiğimi duyan vatandaşların ve çevremizin tepkileri çok güzel oluyor, yani duymuşlar, yılan kaktüs dediğimiz şu an bizde olmayan bir tür onu mesela çok merak ediyorlar. Özellikle Meksika’ya ait filmlerde gördükleri bitkileri gelip ilk defa gördüklerinde çok beğeniyorlar. Dekoratif bir bitki aynı zamanda hem çiçeklenmesi olarak hem yaprak şekli olarak çok beğeniyorlar ve değişik buluyorlar. Bir rağbet var aslında ama dediğim gibi yeni bir kültür olduğu için yeni bir tanışma süreci olduğu için bu biraz zaman alabilir. İnsanların bunları alıp kendi evlerinde kendi balkonlarında yetiştirmeleri ama şu anki ilk tepkiler olumlu yönde. Yani şöyle söyleyeyim size 1300’e yakın tespit edilmiş kaktüs türü var. Bin 300’ün üstünde de olabilir, bizim hali hazırda kendi seramızda yaklaşık 170-180’e yakın türümüz var. Biz kendimiz üretiyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Türkiye’de su kaynakları tükenen ülkeler arasında yer alıyor’
Bu işe girmelerindeki en önemli etkenin gereksiz su tüketimi konusunda bir farkındalık yaratmak olduğuna dikkat çeken Demir, bu konuda sosyal medya hesapları üzerinden paylaşımlar yapmaya başlayacaklarını da söyledi. Kaktüs çiçeği familyasının evlerdeki kullanımını arttırmak istediklerini dile getiren Ayşe Demir son olarak şunları söyledi;
“Bu iklim değişikliği sürecinde, su kaynaklarının tükenmişliği, su tüketimini azaltmaya yönelik olarak bu bitkilerin kullanımını insanların hem evlerinde hem balkonlarında, biraz arttırabilirsek yani bu farkındalığı yaratabilirsek bu iyi bir şey olur çünkü artık suyun kıymeti anlaşılmaya başlandı, belki artık yakında insanlar topraklar için değil su savaşları başlayacak. Su kaynaklarında çok ciddi bir boyutta azalma var. Eğer bu farkındalığı yaratabilirsek aslında bu Türkiye için çok iyi bir şey olur. Türkiye’de su kaynakları tükenen ülkeler arasında yer alıyor.”