YENİGÜN HABER – Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, İlke TV’de canlı yayınlanan Konuşma Zamanı programına katıldı.
Çok sayıda gazetecinin sorularını yanıtlayan, Eş Genel Başkanlar Kürt sorunu, kayyım ataması, uzun süredir kamuoyunu meşgul eden “yumuşama” veya “normalleşme” olarak tabir edilen süreç, yeni Anayasa tartışmalarından ekonomik krize kadar pek çok konudaki soruları yanıtladı.
KAYYIM ATAMASI VE HÜKÜMETLE GÖRÜŞMELER
Kayyım atamasına dair soruyu yanıtlayan Hatimoğulları, bu yöntemin sandığı ve siyaseti ortadan kaldırdığını ifade ederek, Hakkari belediyesine kayyım olarak atanan valinin geri çekilmesini istedi.
Kayyım ataması ile ilgili hükümet ile bir temasın olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Hatimoğulları, “Parlamento düzeyinde kimi grup başkanvekilleri düzeyinde görüşmelerimiz oldu. Bunun yanı sıra Numan Kurtulmuş Anayasa ile ilgili bizi ziyaret ettiğinde bir yol temizliğine ihtiyaç var dedik. Eğer bir demokratik Anayasa sürecine girecek isek biz zaten en çok bunu isteyen söyleyen partiyiz. Bunun için bir yol temizliğine ihtiyaç var. Bu yol temizliğinden bir tanesi de kayyım atamasına son vermeniz gerekiyor. Bu bizim kırmızı çizgimizdir. Sadece bir tanesidir. Siz mevcut askeri cunta Anayasa’sında bile yer alan seçme ve seçilme hakkını elinden alarak hangi Anayasa’yı yapabilirsiniz ki? Bununla bu Anayasa’nın gerisine bile düşmüş olmuş oluyorsunuz” diye belirtti.
“CHP’NİN KAYYIM TUTUMU YETERLİ DEĞİL”
Kayyım atamasına dair CHP’nin tutumuna işaret eden Bakırhan, geçmişse göre olumlu bulduklarını ancak yeterli görmediklerini söyledi. Bakırhan, “Orada sadece Kürtlerin iradesi gasp edilmedi. Türkiye’nin demokrasisi gasp edildi. Biz daha yüksek tepki, duruş bir tavır beklerdik. Hala gecikmiş değil. Dolasıyla kayyım meselesi de ikili hukuk da en az bizim kadar CHP’yi de ilgilendiriyor. Ama ‘ana muhalefetten memnum, iktidar bana fazla gelir’ derse bu iktidar değişmez. CHP daha aktif rol almalı. Daha cesur olmalı. Bir adaletsizlikten bahsediyoruz. CHP’den başka bir şey beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.
“YANGINLADA SABOTAJ İHTİMALİ”
Bölgede çıkan yangılara işarete eden Bakırhan, bu yangıların çeşitli bölgelere de aynı anda çıktığını belirterek, sabotaj ihtimali üzerinde durdu. Bakırhan, son dönemde kentlerde yaşayan Kürtlerin ekonomik ve çeşitli sebeplerden dolayı köylerine geri dönmeye ve buralarda yaşamlarını sürdürmeye başladığını belirterek, “Bence bir sebebi de bu. Bu geriye dönüşü engellemek. İnsansızlaştırmak. Kendi ekonomisini çevirince, kendi toprağında kalacak ya bunu engellemek. Bence bu incelemeli. Bence ciddi bir sabotaj var. Bir tesadüf değil. Eğer helikopter müdahale etmiş olsaydı bu kadar yakıcı olmazdı” dedi.
ESAD’A İLE GÖRÜŞME
Türkiye’nin Suriye politikasına dahil olması kadar normal bir durum olmadığını belirten Bakırhan, “Esad ile de PYD ile kardeş olsun. Oradaki Kürt, Suriye’nin geleceği tartışıldığında Kürtleri unutmasın. Orada ciddi bir Kürt nüfusu var. Mücadele yürütüyorlar. Büyük bedeller ödendi. Eğer bu yok sayılırsa kimseye bir yararı olmaz. Irak’ta Kürt karşıtı görüşmeler, İran’da her gün Kürtler idam ediliyor. Suriye’de Esad’a el uzatırken, emin Kürtlerin durumları, statüleri üzerinedir. Ret ve inkarı üzerine bir konuşmadır. Esad ile görüşmesin demiyoruz. PYD ile de görüşsün. Emin olun Türkiye’de buna kimse itiraz etmez. Suriye’nin sorunların Suriye halkları çözsün. Kürt halk sahibi olmasın diye görüşmek istiyor. Statü ortadan kalksın diye yapıyor. Bu bir çıkmazdır. Türkiye’ye bir yere götürmez. Bu halde normalleşme olmaz. Ekonominin bu. halde olmasının nedeni Kürt karşıtı politikalarından, savaşlarından kaynaklanıyor. Hem dışarda hem içerde bir normalleşme lazım. MHP’nin aklı ile normalleşme olmaz. MHP Türkiye’de bütün renkleri tekleştirmek istiyor. Aslında başka ülkede olsa kapısına kilit vurulurdu. Türkiye’de bu anlayışa sahip bir partinin iktidar ortağı olmasını halk hak etmiyor.” İfadelerini kullandı.