Mardin Valiliği, Suriye sınırında 1'inci ve 2'inci derece askeri bölge sınırları içerisinde bulunan tarım arazilerine uzun boylu bitkilerin ekiminin yasaklandığına dair genelge yayımladı.
Valilik genelgesinde, 1 askeri yasak bölge sınırları içerisinde bulunan tarım arazilerine, ekilen bitkilerin güvenlik zafiyetine yol açtığı ifade edildi.
Askeri yasak bölgelerde güvenlik amacıyla çiftçilerin tarlalarında mısır ve ayçiçeği gibi uzun boylu bitkilerin ekiminin yasaklandığı belirtilerek şöyle denildi:
“Ülkemizin içinde bulunduğu güvenlik ortamında hudut emniyetinin etkinliğini artırmak, bölgede görev yapan askeri personelin ve sivil halkın can ve mal güvenliğini korumak maksadıyla, ilimiz tüm ilçe karakollarının ve ayrıca hudut karakollarının sorumluluk alanında yer alan 1’nci ve 2nci derece kara yasak bölge sınırları içerisinde bulunan tarım arazilerinde (Özellikle hudut hattına paralel giden köy yolları ile hudut devriye yolları arasında kalan alanlarda) uzun boylu bitkilerin (Mısır, Ayçiçeği, Meyve Bahçesi vb.) kiminin yapılmasına 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11nci maddesi gereğince izin verilmeyecektir.”
Yasağa uyulmaması durumunda para cezası uygulanacağının vurgulandığı açıklamada, “Yasaklara uymayanlar hakkında ilgili kurumlarca 2872 Sayılı Çevre Kanununun ilgili hükümleri doğrultusunda cezai işlem uygulanacaktır.” ifadeleri kullanıldı.
Mardinli çiftçiler ve çiftçi temsilcileri ise duruma tepkili… Sınır güvenliliğin önemli olduğunu fakat güvenlik tedbirleri alınırken kendilerinin de mağdur edilmemesi gerektiğini anlatan çiftçiler, bu konuda ortak bir çözüm bulunmasını istiyor.
“Güvenlik sağlansın ama çiftçilerimiz mağdur edilmesin”
Kızıltepe Çiftiler Derneği Başkanı Mikail Erbeyi, sınır güvenliği ile ilgili Mardin Valiliğinin dün itibariyle bir genelge yayınladığını ve çiftçilerin sınırdaki arazilerinde 300 metreye kadar mısır mahsulünün ekilmesinin yasaklandığını hatırlattı.
Çiftçilerin mağdur edilmemesi gerektiğini dile getiren Erbeyi, “Mardin Ovasının yüzde 90’ı mısır ekiyor ve alınan bu kararla gerçekten çiftçilerimiz mağdur olacak. Çünkü kimi çiftçilerimizin tüm arazisi yasaklı alana giriyor, kimisinin yarısı yasaklı alana giriyor. Yasaklı alana girmeyen kalan yarısının ekilmesinin de bir anlamı kalmıyor. Bölge de sınıra yakın olan arazilerin mısır ekimine yasaklanması gerçekten çiftçilerimizi mağdur edecek.” dedi.
“3 metre yükseklikteki duvarla, ışıklandırmayla ve nöbet tutan askerlerle güvenlik sağlanamıyor mu?”
Sınır güvenliğinin önemli olduğunu ancak çiftçilerin de mağdur edilmemesi gerektiğine dikkat çeken Erbeyi, şunları söyledi:
“500 metrelik mayınlı alanda ışıklandırmayla, nöbet tutan askerlerimizle ve 3 metrelik duvarla eğer güvenlik sağlanamıyorsa çiftçimin 300 metrelik arazisinde mi bu güvenlik sağlanacak? Güvenlik sağlansın ama çiftçilerimizde mağdur edilmesin. Sınırda arazisi bulunan çiftçilerimize maddi anlamda destek verilsin. Mısır ekilmeyecek araziler hesaplanarak tarım bakanlığı tarafından piyasa fiyatının üzerinden bedeli ödensin. Eğer bedeli ödenmediği takdirde çiftçilerimiz çok mağdur olacak çünkü birçok çiftçimizin arazisinin uzunluğu sınır boyunda olduğu hiç ekemeyecek. Mardin bölgesi için büyük bir sıkıntıdır. Mağduriyetin giderilmesi anlamında; sayın valime yetkililere Bakanlığa buradan Kızıltepe Çiftçiler Derneği Başkanı olarak sesleniyorum. Zaten çiftçi zar zor çiftçilik yapmaya çalışıyor çiftçilerimiz mağdur edilmesin.”
“Tarlaların yüzde 35’i yasaklı alana giriyor”
Sınırın sıfır noktasında bulunan Şenyurt (Dırbêsiyê) Mahallesi Muhtarı Mahmut Naifoğlu da bölgenin yüzde 95’i çiftçilikle geçimini sağladığını, alınan kararın çiftçileri ciddi manada mağdur edeceğini ifade etti.
Naifoğlu, “Şenyurt konum itibariyle Suriye sınırının sıfır noktasındadır. Tek geçim kaynağımız çiftçiliktir. Yaptığımız tespitler sonucu 100 kilometreye kadar yüzde 30-35 çiftçilerin tarlası bu 300 metrelik alana giriyor. Çiftçilerimiz bunu ekmediği zaman çok mağdur olacak. Zaten çoğu DEDAŞ’a borçlu, ekim yapılmadığında DEDAŞ’ın borcu ödenemez. Herkesin çocuğu okuyor, gelir olmadığında çocukları okuyamaz duruma gelecek. Çocuklar okumadığı zaman hırsızlık gibi kötü yollara yönlenecekler. Yetkililere sesleniyorum. 300 metrelik alana getirilen yasak kaldırılırsa çiftçiler olarak seviniriz. Çünkü çiftçilerimizin tek gelir kaynağı budur ekmedikleri takdirde çok mağdur olacaklar. Şayet yasak kaldırmasalar da çiftçilerin mağduriyeti giderilsin.” dedi.
“Dünden beri telefonum susmadı, çiftçilerimiz ‘Ne yapacağız?’ diyorlar”
Girdilerden dolayı çiftçilerin zaten zorlandığını dile getiren Naifoğlu, şunları söyledi:
“Mazotu 6 TL’ye gübreyi 2 buçuk TL’ye alıyoruz. Buğdayın kilosunu bir buçuk TL’ye satıyorum. 4 kilo buğday bir litre mazot ediyor. Biz üretiyoruz, hazırlıyoruz ülkemizin iç piyasasına satıyoruz. Çünkü bu milli bir servettir. Lütfen bu milli serveti yok etmeyelim. Beraberce bir çözüm bulalım. Gelin sınır boyunu beraber ölçelim. Ne kadar tehlikeli bir durum var, sakıncası nedir? Bizde devletimizin yanındayız. Devlet ne diyorsa boynumuz kıldan incedir ama bizi de mağdur etmesinler. Çünkü biz çiftçiyiz, Türkiye’de üretim yapan insanlarız. Dünden beri telefonum susmadı çiftçilerimiz ne yapacağız diye ağlıyor.”
“Gaziantep’ten Silopi’ye kadar hudut boyunda bulunan çiftçiler mağdur olacak”
Sınır boyu 300 metreye kadar mısır ekiminin yasaklanmasının kendilerini mağdur edeceğini söyleyen çiftçilerden Hüseyin Beşer de yetkililerin buna bir çare bulunmasını istedi.
Beşer, “Gaziantep’ten Silopi’ye kadar hudut boyunda bulunan çiftçiler mağdur olacak. Eskisi gibi ekime müsaade edilse daha iyi olur. Çiftçi mısır pamuk ekmese ne ekecek? Yetkilerin üzerinde durmasını istiyoruz.” diyerek yasağın kaldırılmasını istedi. (İLKHA)