Şeyh Said ve arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanması için İçişleri Bakanlığı'na başvuru yapılacak.
Şeyh Said ve Arkadaşları Derneği ile Diyarbakır Barosu, Şeyh Said ve arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanması için İçişleri Bakanlığı'na yaptıkları idari başvuruya dair Tahir Elçi Konferans salonunda açıklama yaptı. Dernek üyeleri ve baro avukatları açıklamaya katıldı.
Bakanlığa başvuru
Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, idari başvuru çalışmalarının yeni olmadığını belirterek, "2019’dan beri Diyarbakır Barosu ve Diyarbakır’da birçok sivil toplumu temsilcisinin yer aldığı ve yine Şeyh Said Eğitim ve Kültür Araştırma Derneği ile birlikte yürüttüğümüz bir çalışma vardı. Söz konusu dönemde baya bir toplantı da yapıldı ama maalesef pandemi süreci bu çalışmaları da etkiledi. Yaklaşık bundan 3-4 ay önce yine derneğin bize yapmış olduğu ziyarette bu süreci yeniden canlandırdık. Yani Şeyh Said’in arkadaşlarının mezar yerlerinin tespiti için hukuki süreci başlatma konusunda ortaklaşma ve çalışma yapma kararı aldık. Pazartesi yapmış olduğumuz son toplantıda da çerçeveyi belirledik. Bu çerçeveyi bugün itibariyle hem Şeyh Said’in aile bireyleri, Şeyh Said Derneği ve Diyarbakır Barosu olarak bizler kanunun bize vermiş olduğu yetki çerçevesinde bugün İçişleri Bakanlığına bir başvuru yapacağız” diye aktardı.
'Zulüm devam ediyor'
Şeyh Said ve arkadaşlarının mezar yerlerinin yüz yıla yakın bir süredir aileleri tarafından bilinmediğine dikkati çeken Eren, “Bu idam kararlarıyla ve devamında cenazelerinin verilmemesiyle Kürtlere yaşatılan zulmün devam ettiği kanısındayız. Bu anlamda zaman zaman geçmişle hesaplaşma konusunda siyasi aktörlerin söylemleri oluyor. Madem geçmişle yüzleşiyorsunuz, yüz yıllık Kürtlere yönelik bu ülkede sürdürülen bu acı tablonun ilk yüzleşilmesi gereken olaylarından biri Şeyh Said ve arkadaşlarının olayıdır. Sadece aileleri açısından değil bütün Kürtler açısından bilinmek istenen mezar yerlerinin açıklanmasını talep ediyoruz" çağrısı yaptı.
Eren, başvuruya dair şunları söyledi: "Bu başvuru tabi ki hukuki ve idari başvuru. İdari yargılama hususunda Türkiye’de 1925’in şartlarından bu yana birçok değişiklik yaşandı. Ama bugünkü yaptığımız hukuki değerlendirmelere baktığımıza göre bizim muhatabımız İçişleri Bakanlığı. Biz bu anlamda mahkeme kararıyla idam edilmiş kişilerin yine devletin sorumluluğu ve devletin bilebileceği bir yere defnedileceği konusunda bir şüphemiz yok. Çünkü söz konusu naaşlar ailelere teslim edilmedi ve bir şekilde defnedildikleri yer bir şekilde gizlendi."
'Takipçisi olacağız'
İçişleri Bakanlığı’nın bir ay içerisinde cevap vermemesi durumunda taleplerinin reddedileceğini aktaran Eren, "Eğer bu bilgi bize verilmez ise dava açacağız. Hakikatleri bilme ve ailelerin kendi naaşlarını teslim alma hakkı var. Bugün ilk adımları bizler attık. Ama biliyoruz ki birçok sivil toplum kurumu ve kişi bu davanın takipçisi olacaktır” dedi.
Sürece destek çağrısı
Şeyh Said ve Arkadaşları Derneği Başkanı Mehmet Kasım Fırat ise, 96 yıl önce de cenazelerini istediklerini fakat halen teslim edilmediğini söyledi. Başvurularından bir sonuç alamadıklarını ifade eden Fırat, "Bugün onun vasiyetini yerine getireceğiz. Said Efendi’nin de vasiyetidir: ‘Biraz param, tesbihim, gözlüğüm var ve bunları varislerime teslim edin. Çocuklarım mezarımı yapsınlar v arkadaşlarla cenaze törenimi yapsınlar.' Bu çok önemli. Bugün başladık ve sonuna kadar devam edeceğiz. Cumhuriyet temsilcileri bu sese kulak versin, bütün halkımızda bu davaya sahip çıksın” çağrısı yaptı. (MA)