Şeyh Said ile Atatürk'ün Diyarbakır görüşmesi

Bağımsız Kürdistan kurulması girişimleri karşısında 2. Ordu Komutanı olarak Diyarbakır'da bulunan Mustafa Kemal, Şeyh Said ile görüşmek ister...

Diyarbakır’da bir bulvara Şeyh Said isminin verilmesi tartışmaları ile gündeme gelen Şeyh Sait Efendi ile ilgili tartışmalara Yeni Akit Yazarı Mustafa Armağan yeni bir perspektif kazandırdı. Armağan yazısında, “Kürt reis ve şeyhleriyle yakın ilişkiler kuran Atatürk’ün Diyarbakır’da bir Kürt kulübünün, bağımsız Kürdistan kurma girişimleri karşısında, yörenin ileri gelenleriyle bir toplantı yapmak istediğini ve danıştığı kişilerin kendisine mutlaka Şeyh Said ile görüşmesini tavsiye ettiğini” dile getirdi.
Şeyh Said’in torunlarından Abdülilah Fırat’ın 3 ciltten oluşan Şeyh Said Efendi adlı kitabını kaynak olarak gösteren Armağan’ın yazısındaki ilgili bölüm şu şekilde:
Şeyh Said hadisesinin böylesine ateşli bir tartışmaya yol açması -yakınlardaki Vahdettin tartışması gibi- bir taraftan iyi oldu, zira bu sayede yakın tarih yeniden gündeme geldi. Bu hararetli tartışma vesilesiyle bazı unutturulan gerçeklerin üzerini örten küller bir miktar savrulmuş oldu.
Biz de küller altındaki tarihe bir el feneri tutalım mı?
Şeyh Said’in torunlarından Abdülilah Fırat beyin 3 ciltten meydana gelen tetkik mahsulü Şeyh Said Efendi adlı kitabı Şeyh Said’in hem hayatını, hem de ilmî ve tasavvufî anlayışı ile 1925’te vuku bulan “hareket”ini ailenin elindeki belgeler ve o devri idrak etmişlerden sözlü tanıklıklar şeklinde aktaran fevkalade değerli bir çalışma.
Ne yazık ki, 2022 yılında Avesta Yayınları tarafından neşredilen kitabın üzerinde şu tartışma sırasında bile durulmadı. Ülkemizdeki kültür seviyesinin hal-i pür melali bir kere daha üzücü çehresini gösterdi. Hain diyen de kahraman diyen de bir ilmî müktesebata binaen konuşmuyor. Sloganlar kaplamış dört bir yanımızı velhasıl.

MUSTAFA KEMAL’İN DİYARBAKIR YILLARI
Kitap kendi başına ele alınmayı hak etmekle birlikte onu geniş bir zamana bırakarak, içerisinde yer alan sözlü kaynaklara dayalı bir bilgiyi paylaşmak istiyorum sizinle.
Abdülilah Bey’in kitabının 2. cildinde verdiği bilgilere göre Mustafa Kemal 2. Ordu Komutanı olarak, 1917 yılında Diyarbakır’da, bugün Atatürk Köşkü adıyla bilinen Sem’am Köşkü’nde kalmaktadır. Cuma günleri Diyarbakır Ulucamii’ne törenle gelmekte, konuşmalarında dinî argümanları bolca kullanmaktadır.

ŞEYH SAİT İLE GÖRÜŞ TAVSİYESİ
Kürt reis ve şeyhleriyle yakın ilişkiler kuran Mustafa Kemal Paşa, Diyarbakır’da bir Kürt kulübünün, bağımsız Kürdistan kurma girişimleri karşısında, yörenin ileri gelenleriyle bir toplantı yapmak istemiş, danıştığı kişiler kendisine mutlaka Şeyh Said ile görüşmesini tavsiye etmiş.
Abdülilah bey bu ilginç bilgileri kendisine Liceli Hacı Osman Efendi’nin anlattığını söyler ki, 20’li yaşlarındayken Şeyh Said’in maiyetinde bulunmaktadır ve görüşme hadisesini bizzat şahit olmuştur, yani birinci el kaynaktır.

GÖRÜŞME VE ŞEYH SAİD’İN TAVRI
Mustafa Kemal görüşmede, kendisine yetki verilirse, Rumeli’nin elden çıkmasıyla yıkılmaya yüz tutan Osmanlı İmparatorluğu’ndan sonra Türk ve Kürtlerin birlikteliğiyle yeni bir devletin filizlenmesiyle, bölge insanı için hayırlı hizmetler yapmaya hazır olduğunu ve bu hareketin başına geçmek istediğini söylemiş.
Şeyh Said ise bunu reddetmiş.
İki gerekçeyle.
1) Coğrafyamızdaki insanlar Hilafete ve İstanbul’a bağlıdır. “Osmanlıyı bu duruma düşüren İttihatçılardır. Sultan Abdülhamid olsaydı Rumeli gitmezdi. Rumeli’nin hesabını ilk başta Sultan Abdülhamid’i tahttan indirenlerden sormak lazım.”
2) Anadolu coğrafyasının tamamı da Hilafet ile Osmanlıya bağlıdır. Hilafet makamı ilga olursa her millet kendi yoluna gider. Hilafetle İslam ittifakını mutlaka sağlamanız lazım.
Mustafa Kemal bu sözler üzerine kimsenin hanedana bağlılığı kalmadığını söyler. Şeyh Said cevaben hanedan putperestliği yapmadığını, ama Hilafetin bu hanedan olmaz, başka bir hanedan olur, mutlaka muhafaza olunmasını söyler. “Aksi halde” der, “Hilafet kalkarsa Kürtlerin Türklerle bağı kesilir, ümmet anarşiye duçar olur.”
“Kürtler Türklerden koparılmayı kabul etmez” diyen Şeyh Said, Hilafeti muhafaza ederek düşmanlarımızın esareti altına girmemenin ve birlik ve beraberliğimizi muhafaza etmenin şart olduğunu söyler.
Bunun üzerine aralarında büyük bir tartışma çıkar ve ayrılırlar.
Devamını merak ettiğinizi biliyorum ama kitaptan okumanızı tavsiye ediyorum, çünkü yerim bitti.
Tarih böyle küllenmiş nice hadiseyle dolu, görene tabii.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri