Afganistan’dan kaçan ve İran üzerinden Türkiye'ye giriş yapmak isteyen mültecilerin yaşadığı sorunlar sürüyor. Savaştan kaçan mülteciler ile ilgili ne tür işlem yapıldığı ise bilinmiyor.
Afganistan, Irak ve Suriye başta olmak üzere iç savaşın yaşandığı ülkelerinden kaçan milyonlarca insan batı ülkelerine ulaşma çalışıyor. Avrupa ülkelerine geçme güzergâhında bulunan ülkelerin başında ise Türkiye bulunuyor. Her gün binlerce mülteci kaçak yollarla Türkiye'ye geçiş yapmak zorunda kalıyor. Bu ülkelerin başında ise Afganistan geliyor.
Uluslararası koruma talebinde bulunan ülkelerin başında Afganistan var
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Uluslararası Koruma İstatistikleri 2021 yılsonu verilerine göre, Türkiye’den Uluslararası koruma talebinde bulunan ülke vatandaşlarından Afganistan birinci sırada. Afganistan’ı Irak ve İran takip ediyor. Verilere göre 21 bin 926 Afganistanlı, 4 bin 961 Iraklı, bin 32 İranlı Türkiye’ye geçerek Uluslararası Koruma talebinde bulundu.
Türkiye'ye geçişler devam ediyor
Taliban’ın ülke yönetimini ele geçirdiği Afganistan’dan kaçışlar sürüyor. Anti demokratik uygulamaların hâkim olduğu ülkeden kaçan insanlar İran güzergâhını kullanıyor. Van üzeri kaçak yollarla Türkiye'ye geçiş yapmak isteyen mülteciler büyük zorluklarla karşılaşıyor. Kış aylarında sınırı yaya olarak geçmek isteyen çok sayıda mülteci soğuk havada donarak yaşamını yitiriyor. En son sınır hattından Türkiye'ye geçiş yapan yüzlerce mülteciye ait görüntüler basına yansıdı. Türkiye’ye geçiş yapanlar sadece siviller değil, Taliban'dan kaçan Afganistan askerleri de bulunuyor.
Gelen mülteciler arasında Afganistan askerleri olduğu iddia edildi
Van'a ulaşan Afganistanlıların hedefi ise batı illeri. Van’dan gelen mülteciler Diyarbakır üzerinden kaçakçılar aracılığı ile batı illerine gidiyor. 2021 son aylarında kalabalık bir mülteci grubu Diyarbakır’da yakalandı. Bölgede taksicilik yapan bir yurttaşın verdiği bilgilere göre yakalanan grup içerisinde Taliban’dan kaçan yaklaşık 30 Afganistan askeriydi. Karakolda tutulan askerlerin nereye gönderildiği bilgisi ise öğrenilemedi.
Mülteciler meslekleri ile ilgili bilgi vermek istemiyor
Türkiye'ye gelen ve Diyarbakır’a kadar ulaşan mülteciler arasında Taliban’dan kaçan Afganistan askerleri olduğu yönünde iddialar oldukça fazla. 2021 yılı sonunda Diyarbakır Otogarında biriken mülteci grupları ile birebir görüşen derneklerden biri de Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği idi. +Gerçek’e konuşan Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği Eş Başkanı Veysel Moray, Diyarbakır otogarına kümelenen mülteciler ile yüz yüze görüşmeler yaptıklarını söyledi.
Görüştükleri mülteciler arasında çocuk ve kadınların da olduğunu gözlemlediklerini aktaran Moray, “Görüşmecilerimizin geldikleri yerde nasıl bir iş ile uğraştıklarını sorduğumuzda detaylı bir cevap alamadığımızı belirtebilirim” dedi. Mültecilerin geldikleri ülkede yaptıkları işle ilgili bilgi vermekten kaçındıklarını yineleyen Molay, “Geçiş sırasında askerlerin yanlarında kadın ve çocuk olanlara kimi zaman göz yumduklarını ve geçiş için rüşvet aldıklarını beyan etmişlerdir” diye anlattı.
Mültecilerin çoğu kayıtsız ve ucuz işçi olarak çalıştırılıyor
2021 yılı sonunda en çok tartışılan konu Afganistan’dan gelen mülteciler oldu. Van’dan Diyarbakır’a kadar yol güzergâhında yaya olarak gelen mülteciler görülüyordu. Diyarbakır’a kadar ulaşabilen bu mültecilerin nereye gittiğine ilişkin net bir bilgi yok. Afganistan’dan çıkıp Van ve Diyarbakır’a gelen mültecilerden bir kısmının Diyarbakır Göç İdaresi tarafından toplama merkezlerine götürüldüğü bilgisini aldıklarını ifade eden Moray, toplama merkezlerine götürülmeyenlerin ise kayıtsız ve ucuz işçi olarak yaşamaya çalıştıklarını söyledi.
Yaşam hakkı ihlalleri devam ediyor
Türkiye’nin sınırları aşıp Avrupa’ya geçmek isteyen mülteciler tarafından bir geçiş güzergâhı olarak görüldüğünü ifade eden Moray, özellikle Suriye ve son süreçte Afganistan savaşları sebebiyle sınırlarda yoğun bir geçişin gözlendiğini aktardı. Moray, savaş alanlarından kaçan insanların hak ihlallerine uğradığını, sınır sahibi ülkelerin ise insan hakları ihlallerini had safhaya çıkardığını söyledi. Mülteciler sınırlardan geçmeyi başarmış olsalar dahi uğradıkları ihaleleri atlatamadığını ifade eden Moray, “Sınırları aşamayanların, özellikle çocuk ve kadınların zorlu mevsim şartlarında donarak yaşamlarını kaybettiklerine ne yazık ki şahitlik ettik.
Özellikle dahil oldukları ülkelerin iktidar politikalarının topluma doğrudan sirayet etmesi bu insanlara yaklaşımı da aynı doğrultuda etkiliyor” dedi. Sınır geçişleri sırasında mültecilerin insan kaçakçılarının ve hudut personellerinin suistimallerine maruz kaldığını ifade eden Moray, “Ülke siyasetinin yıllardan beri çözüm geliştiremediği toplumsal uzlaşı ve barış atmosferinin yaratılması çalışmalarının siyasi çıkarlara araç edilmiş olması sebebiyle demokrasi ve insan hakları alanında ciddi ihlallerin yaşandığını görmekteyiz. Hal böyleyken gelen mültecilerin temel insan hakları çerçevesinde yaşama çabaları bir kat daha zorlaşıyor. Yaşanan hak, toplumsal ve insani ihlallerin sebebi yetersiz politikalar değil, bu ihlalleri gözetip ortadan kaldıracak bir politikanın olmayışı olarak değerlendiriyoruz” diye konuştu.
Yeni politikalar oluşturulmalı
Mülteci politikalarının temel insan haklarından bağımsız olmaması gerektiği ifade eden Molay, şunları söyledi: “Konya-Ankara -İstanbul özelinde ve ülke genelindeki mültecilere yapılan saldırılar ötekileştirmenin ve kendinden olmayana tahammülsüzlüğün ne denli tehlikeli sonuçlar doğurduğunu görüyoruz. Ülkedeki siyasi atmosfer mültecilerin Avrupa'ya karşı koz olarak kullanılması bu konuda acilen bir politikanın oluşturulması ihtiyacını dayatmaktadır. Politikalar, bu konuda saha çalışması yapan izleme ve araştırma yapan sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınarak yapılmalı. Aksi halde oluşturulacak politikaların gerçekliklere karşılık verecek ihtiyaçları karşılayacak yeterlilikte olmayacağını söyleyebilirim.” (Artı Gerçek)