Sağlıkçılara yönelik şiddete tepki göstermek amacıyla Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapan Sağlık Emekçileri, etkin, caydırıcı, ertelemesiz ve uygulanabilir sağlıkta şiddet yasasının bir an önce çıkarılması istedi. Bir günlük iş bırakan sağlıkçılar, “Sağlıkta şiddet’i bitirmek için daha yapmadığımız ne kaldıysa onu yapacağız. Sessiz kalmayacağız” dedi
Şirvan Oktay GÖRER
DİYARBAKIR YENİGÜN - Son zamanlarda artan sağlıkta şiddete tepki göstermek amacıyla Diyarbakır Tabip Odası, Diyarbakır Ses Şubesi, Diyarbakır Diş Hekimleri Odası , Diyarbakır Aile Hekimliği Derneği , Diyarbakır Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği ve Diyarbakır Mezopotamya Psikologlar Derneği, ortak bir basın açıklaması yaptı. Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü önünde gerçekleştirilen açıklamaya sağlık emekçileri beyaz önlükleri ile katıldı. Çok sayıda sağlık emekçisinin katıldığı açıklamada basın metnini Diyarbakır Aile Hekimleri Derneği Başkanı dr. Kemal Nayon okudu.
İki araba eli sopalı 10 kişi…
29 Mart 2019 tarihinde Bornova Yunus Emre 29 no’lu Aile Sağlığı Merkezi’nde (ASM) görevli sağlık çalışanlarının saldırıya uğradığını hatırlatan Nayon, yaşanan olayı anlattı. Nayon, “Eşine ilaç yazdırmak için gelen hastaya hastanın kendisi olmadan işlem yapılamayacağı açıklaması yapılmıştır. Bunun üzerine, yaklaşık 10 dakika sonra hastanın eşi ASM’ye gelerek meslektaşımıza saldırmış, burnunun kırılmasına ve değişik yerlerinden yaralanmasına neden olacak derecede meslektaşımızı darp etmiştir. Bununla yetinmeyen saldırgan, mahalledeki diğer yakınlarını çağırmıştır. İki araba eli sopalı 10 kişi ASM’ye gelerek ASM’de görevli iki meslektaşımızı, meslektaşlarımızın olay yerinde bulunan eşlerini, hemşire ve hizmetlileri, olaya engel olmaya çalışan esnafı darp etmiştir” dedi.
“Sağlıkçılar görevi başında öldürülüyor”
Nayon, “Evet, biz sağlık çalışanları bir yemin ettik. Bu yeminde deontoloji var, bu yeminde etik var, bu yeminde şifa vermek var. Bu yeminde “ hasta hekim arası kutsal ve güvene dayalı muayene var. Önce zarar vermeme var. Savaşta bile dokunulmazlığı olan sağlık çalışanları artık görevi başında şiddete maruz kalıyor. Sözel şiddete maruz kalıyor. Tehdit ediliyor. Darp ediliyor ve maalesef öldürülüyor! Türk Tabipler Birliği, Aile hekimleri dernekleri federasyonu, sağlık alanındaki sendikalar ve sivil toplum kurumlarıuzun yıllardır sağlıkta yaşanan şiddetin nedenleri, şiddete karşı alınacak önlemler konusunda kamuoyunu bilgilendirmekte, yöneticileri şiddeti durdurmak için sorumluluk almaya davet etmektedir” dedi.
“Devlet hiçbir adım atmıyor”
Yapılan bütün bu çabalara rağmen, Dr. Ersin Arslan, Dr. Kamil Furtun, Dr. Aynur Dağdelen ve Fikret Hacıosman’ın öldürülmeleri ve nice şiddet olayı ile devletin sağlıkta hiçbir adım atmadığını üzülerek gördüklerini dile getiren Dr. Kemal Nayon şunları söyledi;
“Gelinen aşamada sağlıkta şiddet sağlık hizmet sunumunun hemen tüm aşamalarında yaygın ve ciddi bir sorun haline dönüşmüştür. Sağlık kuruluşlarında her gün ortalama 30 şiddet olayı yaşanmaktadır. Bu sorun, bir yandan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının can güvenliğini tehdit ederken aynı zamanda sağlık hizmeti sunumunu da engeller hale dönüşmüştür. Bu durum; sürdürülebilir, kabul edilebilir, katlanılabilir değildir! Sağlıkta şiddetin toplumsal etkenleri vardır ve bunlar giderilmedikçe sağlık kuruluşlarını tam olarak güvenli ve huzurlu yerler haline getirmek olanaklı değildir. Kuşkusuz kışkırtılmış acil sağlık talebinin eldeki hizmet olanaklarıyla tam olarak karşılanamamasının, yurttaşların sağlık hizmet beklentisinin yapay biçimde yükseltilmesinin gelinen tabloda katkısı büyüktür. Angaryaların yüklendiği gereksiz raporlar, önü alınamayan usulsüz istekler ASM’leri huzurlu çalışılan, nitelikli sağlık hizmetinin sürdürüldüğü yerler olmaktan çıkartmaktadır.”
Kapıdan giren her kişinin bir tehlike olabileceği duygusunun hekimlerde ve Aile Sağlığı Merkezi çalışanlarında tarifsiz gerginlik yarattığına dikkat çeken Nayon, “Caydırıcı cezalar yürürlüğe sokulmuyor”
“Hekimler bilime ve yasalara göre davranmaları durumunda idare, toplum ve medya tarafından yalnız bırakılacağı hatta suçlanabileceği kaygısı taşımaktadır. Her gün yaşanan yıpratıcı ve tüketici bu süreç şiddetin de eklenmesiyle yok edici olmaya başlamıştır. Ancak, açık olarak görülen bir başka gerçek, kamu otoritesinin sağlık kuruluşlarının ve sağlık çalışanlarının güvenliğini sağlamak için alması gereken özel önlemleri almadığı, caydırıcı cezaları yürürlüğe sokmayarak, müşteri memnuniyeti esasıyla sağlıkta iyiliği değerlendirdiğidir. Bu yanlış tutum daha birçok hekimin ve sağlık çalışanın şiddete uğramasına ve can kayıplarıyla karşılaşmalarına neden olacaktır” diye konuştu.
“Sağlıkta şiddet yasası biran önce çıkmalı”
Sağlık çalışanları olarak etkin, caydırıcı, ertelemesiz ve uygulanabilir sağlıkta şiddet yasası bir an önce çıkarılması gerektiğine dikkat çeken Dr. Kemal Nayon, sözlerini şu şekilde tamamladı;
“Yeni yasada sözel şiddet, sosyal medya, görsel ve yazılı basında yapılan yanlı, hedef gösteren, halkı galeyana getiren, asılsız ithamlarda da cezai yaptırımlar olmalıdır. Bu yasa düzenlene kadar mevcut yasalarda var olan cezalar en üst düzeyde uygulanmalıdır. Bu gün tüm illerde STK’ların aldığı karar ile iş bırakıldı. Bu gün burada kalbi bizimle olan tüm sağlıkçılarla birlikte şiddetin karşında dimdik duruyoruz. Sayımız giderek artıyor. Hep birlikte burada ve tüm illerde basın açıklamaları yapıyor ve sessiz kalmayacağımızı haykırıyoruz. Birliğimizi devam ettirecek, daha da güçlenecek, sağlıkta şiddet’i bitirmek için daha yapmadığımız ne kaldıysa onu yapacağız. Söz verdik ve sözümüzü tutuyoruz, iş bırakıyoruz, tutacağız, sessiz kalmayacağız.”