‘Kürt sorununun çözümü Ortadoğu’daki tüm sorunların çözümüdür’

TJA aktivisti Ayla Akat Ata, barışı konuşmanın ve aktörlerini açığa çıkarabilmenin kolay olmadığını belirterek, “Kürt sorununun çözümü Ortadoğu’daki...

TJA aktivisti Ayla Akat Ata, barışı konuşmanın ve aktörlerini açığa çıkarabilmenin kolay olmadığını belirterek, “Kürt sorununun çözümü Ortadoğu’daki tüm sorunların çözümüdür. Barışı inşa etmenin temelini Ortadoğu’da atacağız” dedi

DİYARBAKIR YENİGÜN - Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) öncülüğünde 13-14 Nisan tarihlerinde gazeteci, yazar ve akademisyenlerin katılımıyla İstanbul’da Ortadoğu Barış Konferansı gerçekleşti. Konferansta, “Ortadoğu’nun Tarihsel Arka Planı ve Değişen Dengeler, Filistin Sorunu ve Barış, Kürt Sorunu ve Barış, Orta Doğu Savaş Kıskacında Kadın ve Barış, Ortadoğu’da Emek ve Basın Örgütlenmesi” başlıklarıyla 5 oturum yapıldı.  Konferansın katılımcılarından Tevgerê Jinên Azad (TJA) aktivisti Ayla Akat Ata, konferansa ve Ortadoğu’daki gelişmelere ilişkin Jinnews’e değerlendirmelerde bulundu.

“Savaş kadar barışın da konuşulması gerekir”

KESK’in dönem açısından önemli bir konferans düzenlediğini belirten Ata, katıldıkları konferansın KESK tarafından düzenlenen ikinci barış konferansı olduğunu anımsattı. İlk konferansın da önemli bir süreçte yapıldığını dile getiren Ayla, ikinci konferansın yine barışın en çok konuşulduğu bir süreçte gerçekleştiğinin altını çizdi. Ayla, “Ortadoğu Barış Konferans’ında bizler de TJA’lı kadınlar adına kadının barış sürecindeki rolü, Ortadoğu’da gerçekleşen sürecin Ortadoğu’nun değişik ülkelerinden kadınların katılmasıyla gerçekleşmesi değerliydi. Yaşanan savaşın aktörleri, bu savaşın Ortadoğu üzerindeki etkileri noktasında bir tartışma yürüttük. Şiddetin en çok tartışıldığı ülkelerden bir araya geldik. Aynı ölçekte barışın da tartışılması gerekiyor. Biliyoruz ki çatışma ve savaş, üzerine kolay konuşulan, kararı kolay alınan ve üzerine kolay siyaset yapılan bir süreçtir” dedi.

“Çatışmak kolay, barışmak zor olan”

Barış kararını alabilmenin, barışı konuşabilmenin ve aktörlerini açığa çıkarabilmenin kolay olmadığını belirten Ata, “Yani sözün özü çatışmak kolay olan, barışmak zor olandır” diye belirtti. Ortadoğu’da kadınların almadığı kararların mağdurları olduğunu ifade eden Ayla Akat Ata, “Başta kadın bedeni bir işgal coğrafyası olarak görülüyor. Bu çerçevede son 2011 yılında Kuzey Afrika’da başlayıp Ortadoğu’ya yayılan Arap Baharı adı altında halkların kışına dönüşen bir süreç var. Ve yine hemen yanı başımızda Rojava Kürdistanı’nda başlayarak Ortadoğu coğrafyasına model olarak sunulabilecek, çatışmaların çözüm anahtarı olarak görülebilecek bir model oluştu. Bunun en büyük aktörlerinden biri de kadın oldu. O nedenle konferansın ikinci oturumunun kadın eksenli gerçekleşmiş olması da bizler için önemliydi” ifadelerini kullandı.

“Güç dengelerini temelden sarsmak gerekiyor”

KESK tarafından Ortadoğu Barış Konferansı’nın üçüncüsünün de düzenlenmesini beklediklerini dile getiren Ata, “Şunu söylemek gerekiyor, bu konferans tam zamanında, tam olması gerektiği anda gerçekleşmiştir. Ortadoğu, siyasi vekalet savaşlarının hala devam ettiği, barışın çok güçlü bir şekilde tartışılması gerektiği bir coğrafyadır. Kaldı ki biz Ortadoğu’da barışı tartışırken, kendi ülkemizde de barış mücadelesinin bir aktörü olarak tartışıyoruz. Kendi ülkemizde var olan çatışmaların ve savaşın da bir demokratik çözüme kavuşması için mücadele eden kadınlarız. Barış demek çok zor, o nedenle önce demokratikleşme mücadelesi yürütüyoruz” şeklinde konuştu. Katılımcılardan birinin sorduğu soruya değinen Ata, şöyle dedi: “Salondan bir kişi ‘Rojava önemli bir çözüm modeli ortaya koymuştur, acaba bu tartışılamaz mı’ diye sordu akademisyenlere ve bir akademisyen de şu cevabı verdi: ‘Evet, model olarak tartışılabilir ama alıcısı yok.’ Bu çok önemli bir tespittir. Öncelikle bu sistemin ne olduğunu tam olarak anlatabilmek, kavratabilmek, güç dengelerini temelinden sarsmak gerekiyor.”

“Kürt sorununun çözümü Ortadoğu’daki tüm sorunların çözümüdür”

Egemenler için egemenliğinden vazgeçmenin zor olduğuna işaret eden Ayla, şu an Türkiye’de de o egemenlikten vazgeçmeyişin sonuçlarıyla yüzleştiklerini söyledi. Ayla, “Ancak egemenlik paylaşıldığı ölçüde Ortadoğu coğrafyasında bir çözümden bir barıştan söz edebiliriz. Biz demokratik çözüm olarak Kürt sorununun çözümünü Ortadoğu’daki tüm sorunların çözümü olarak görüyoruz. Bu süreçlerin en önemli aktörleri olarak da kadınları görüyoruz. Kadınların çözüm süreçlerinde koruma, yönetme ve yeniden inşa süreçlerinde yer alması önemli bir süreçtir. Birleşmiş Milletler’in de (BM) 2. Dünya Savaşı’ndan sonra sayısız genelgesinde yer alan 1325 sayılı kararı ile sonuçlanan bir süreç var. 1325’in de Ortadoğu’da uygulanma koşulu öncelikle ülkelerin bunu kabul etmesi ve ulusal eylem planlamalarını hazırlamaları ile mümkün olacaktır” diye konuştu.

“Barışın inşa temelini Ortadoğu’da atacağız”

Türkiye’de şu an bu ulusal eylem planının hazırlanması için kadınların öncülük ettiklerini kaydeden Ayla, “Ama ne yazık ki çatışma ve savaşın varlığını inkar etme ulusal eylem planlamasının önüne bir engel olarak çıkmaktadır. Bir barıştan bahsediyorsak, kendi barışımızın inşasının temelini Ortadoğu’da atacağımızın inancıyla hareket ediyoruz. Bu çerçevede yapılan konferansı önemsiyoruz. Konferansın üçüncüsünü muhtemelen KESK organize edecektir ama toplumun örgütlü bütün kesimlerinin Ortadoğu’yu bir mercek altına alıp her boyutuyla uluslararası konferanslar yapmasını da önemsediğimizin altını çizmek isteriz” dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri