Ortadoğu ülkelerinin, özellikle Türkiye’nin problemlerini, birbirine dolayarak, labirentleştirerek, gündüzünü geceye, gecesini gündüzüne çevirerek tam bir kördüğüm haline getiren dış güçler yanında, içten bunu gerçekleştiren taşaronların kullanıldığı da bir realite olarak karşımıza çıkmaktadır her zaman…
Oyun, dış güçler tarafından örülerek, içe ters örme empoze edilmiş, bu konuda İttihat ve Terakki artığı zihniyetinin çok büyük bir rolü olmuştur bu eylem ve su-i kastlarda.
Devletin kılcal damarlarına kadar girerek politika, ekonomi, kültür ve daha nice alanda tam bir kördüğüm yumağı haline getirdikleri ülkemizde, olumlu bir girişim olduğu anda, hemen harekete geçmekte ve bu hayırlı işin sonlandırması için ne gerekiyorsa, eylemleriyle bunu gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar daima...
Dıştan gelen havalar, köklü kültür ve düşünceden yoksun aydınları etki altına almasını bilmiş ve halkla barışık yaşamak, rafa kaldırılmıştır sürekli şekilde… Ancak diğer yandan kahramanca direnerek mücadeleyi sürdürenler de vardır. Basın dünyası içinde meçhul bir su-i kasta kurban giden Hasan Fehmi’den (6 Nisan 1909) inançlı ve cesur insan Trabzonlu Ali Şükrü’ye (27 Mart 1923) kadar katledilen ve şehadet şerbetini içen kahramanlar kervanına 24 Ocak 2001yılında katılan Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan, bu İttihat ve Terakki Cemiyeti’nden arta kalan ve günümüze kadar idareye yerleştirilenler tarafından ortadan kaldırıldıkları bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır..
Peki Kimdir bu Ali Gaffar Okkan? Sakarya'nın Hendek ilçesinde 1952'de dünyaya gelen Ali Gaffar Okkan, 30 Eylül 1970'te Polis Kolejinden, 29 Eylül 1973'te Polis Akademisinden mezun olur. İzmir Emniyet Müdürlüğüne komiser yardımcısı olarak atanan Ali Gaffar Okkan, emniyetin çeşitli birimlerde görev yaptıktan sonra 18 Kasım 1997'de Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü görevine başlar. Bu arada Okkan, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünden de mezun olur.
Görev yaptığı süre boyunca birlik ve beraberliği pekiştiren, kentteki huzuru en üst seviyeye çıkaran Okkan, meslektaşlarından ve hayırseverlerden topladığı yardımlarla ihtiyaç sahibi ailelerin ve öğrencilerin yüzünü güldürür. Okkan, yediden yetmişe her yaştan insanlarla kurduğu iyi ilişkilerle Diyarbakırlıların gönlünde taht kurar adeta.
Geceleri tebdil-i kıyafetle sık sık esnafı ziyaret eden, sokakta karşılaştığı vatandaşlara cep telefonu numarasını veren şehit Okkan, zaman zaman makam aracıyla yolda gördüğü yaşlıları da evlerine bırakır. Bu sayede talep ve sıkıntılarını iletme fırsatı bulan Diyarbakırlılar, sık sık emniyet müdürünü makamında ziyaret ederler. Kadın polisler, Diyarbakır'da ilk kez onun emriyle trafiği yönetmeğe başlar. İki küçük otomobil alan Ali Gaffar Okkan, mavi beyaz renklere boyattığı otomobillerde 2'şer kadın polis görevlendirir. Bir otomobil kayıp çocukları toplayıp ailelerine teslim eder, diğeri ise yürümekte zorlanan yaşlıları gidecekleri yerlere ulaştırır.
Efsane bir isim haline gelen ve Ali Gaffar, Okkan, bir emniyet müdüründen ziyade "halk adamı" olarak tanınır. Halk ile iyi temas kurarsanız, halka güven verirseniz bu halk sizi bağrına basar. Okkan, bu tür insanların ön safında yer almasını bildi.
Ali Gaffar Okkan, karanlıkta yakılan bir umut ışığı gibiydi. Çok büyük bir değişime imza atmıştı. Halkın, devlete olan güvenini arttırmıştı. Toplumun her kesimine kapısı daima açık olmuştu... İlişkilerini de daima halkın yararı doğrultusunda kullanmıştı...
24 Ocak 2001 günü saat 17.40 sularında Diyarbakır Valilik binasına doğru seyir halindeyken Şehitlik semti Sezai Karakoç Bulvarı'nda kurulan pusuya düşürülerek şehit edilen Okkan, o dönemde evli ve 2 çocuk babasıydı. Okkan ile polisler Mehmet Kamalı, Sabri Kün, Mehmet Sepetçi, Atilla Durmuş ve Selahattin Baysoy da hain saldırıda şehit düşerler.
Bölgenin kör düğüm haline gelmiş sorunları çözmek için adeta bir İskender gibi davranan ve ortaya çıkan Ali Gaffar Okkan, gordium’u çözmek için uğraştı, Fakat şer güçleri onu tehlikeleri gördükleri için ortadan kaldırmayı yeğlediler. Sorun, başka bir bahara kaldı böylece…
Diyarbakır halkı, vefanın sadece İstanbul’da bir semtin ve kışın içilen bir maddenin adı olmadığını kanıtladı Ali Gaffar Okkan’a karşı olan vefalarıyla…
Ali Gaffar ismi, Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki polis meslek yüksekokulu, sokak, cadde ve salonlarda yaşatılırken Diyarbakırlıların da gönüllerinde iz bırakan, sevgiyle yad edilen şehidine duydukları bu sevgi ve vefa ile çocuklarına, onun ismini verdiler. Kentte "Ali Gaffar" ismini taşıyan 142 çocuktan bazısı, Okkan'ı her yıl ölüm yıl dönümünde Sakarya'daki mezarı başında anarlar.
Dün de Hendek’te mezarı başında anıldı Ali Gaffar Okkan ve kim değiştirebilir kaderi ve kaderin sırrını…