Diyarbakır'da biri sağlık çalışanı, biri öğrenci bakıma muhtaç sokak hayvanlarına el uzatıyor. Öğrenci Çapar, dershaneye giderken; sağlık çalışanı İpteş ise hem öğle arası hem mesai çıkışı sokak hayvanları için çabalıyor. Sokak hayvanlarının dostları 'Gelin birlikte bu canlara güç katalım' diyerek gönüllülere ve kurumlara çağrı yapıyor
YENİGÜN HABER - Diyarbakır’da, geçtiğimiz yıl kurulan Patili Yaşam Derneği, sınırlı sayıdaki gönüllüleri ile bakıma muhtaç sokak hayvanlarına sahip çıkmak ve onların sağlıklı yaşaması için mücadele ediyor. Bu gönüllülerden biri 18 yaşındaki Abdullah Çapar. 12. Sınıf öğrencisi Abdullah dershaneye giderek üniversite sınavlarına hazırlanıyor. Diyarbakır’ın Karamusa Köyü’nde yaşayan Abdullah, Patili Yaşam Derneği’nin gönüllülerinden biri. Abdullah, ailesi tepki göstermesine rağmen bakıma muhtaç sokak hayvanlarını besliyor.
Mamaları yaklaşık 3 km uzaklıktaki köpeklere ulaştırıyor
Dernekten aldığı mamaları evine yakın bir veteriner kliniğine bırakan Abdullah, sabah dershaneye gitmeden damacanalara doldurduğu su ve poşete koyduğu mamalar ile yaklaşık 3 km uzaklıkta bulunan köpeklere ulaştırıp besliyor. Abdullah, yaz sıcağında kimi zaman yürüyerek kimi zaman da otostop çekerek köpeklere ulaşıyor. Yerleşim yerinden uzak, ana cadde üzerinde bulunan köpekler, çoğu araç çarpması sonucu yaralanmış ve bakıma muhtaç.
‘Onları besleyince gece yastığa başımı rahat koyuyorum’
Sputnik’ten Sertaç Kayar’a konuşan Abdullah Çapar, “Onları besleyince gece yastığa başımı rahat koyuyorum” diyor. Çoğu ailede olduğu gibi kendi ailesinin de bunu istemediğini ve bunu bilmediğini söyleyen Abdullah şunları söyledi:
“Dershaneye gidince burada köpeklerin olduğunu gördüm. Burası dağ başı ne yiyecek var ne de su. Dernekten aldığım mamaları buradaki muhtaç hayvanlara veriyorum ki amacımız da bu zaten. Böyle muhtaç bölgelerde beslemeler yapıyoruz. Taşıyamayacak kadar ağır yüküm olduğunda araç ayarlamaya çalışıyoruz. Bazen çok fazla ihtiyaçları oluyor. Çünkü yeterince mama alamıyorlar. Veteriner kliniği var, mamalarımı ve şişelerimi oraya bırakıyorum. Evden çıkınca oradan mamaları alıp damacanaları da su doldurup yola çıkıyorum. Bazen yürüyorum bazen de araçlar durursa binip buraya geliyorum. Mamalarını sularını veriyorum. Karınlarını doyurup dershaneye gidiyorum. Sabah gelemediğim zamanlar da dershane çıkışı geliyorum. Onları besleyince gece yastığa başımı rahat koyuyorum.”
‘Hayvanların durumu içler acısı’
“Maalesef hayvanların durumu içler acısı” diyen Abdullah, şöyle devam ediyor:
“Dişi oldukları için torbalara doldurup dağ başına getirip terk ediyorlar. Erkekleri de alıp kullanıyorlar. Onlardan da sıkılınca buralara bırakıp gidiyorlar. Burada ne yiyecek var ne de su. Daha geçen gün beslediğim iki yavrunun cesedini gördüm. Araçlar çarpıp kaçıyorlar. Bazıları bilinçli çarpıyor. Daha önce burada köpeklerin olduğunu biliyordum ama böyle muhtaç olduklarını bilmiyordum. Arkadaşlarım buraya geldiklerini söylediler ben de gelip bakayım dedim. Çok kötü bir manzara vardı. Onlara yardım etmeye başladım. Geçen hafta sonu sınavdan dolayı gelemedim, kendimi çok kötü hissediyordum. Açlar mı susuzlar mı ne durumdalar diye merak ediyordum. Yolumun üstünde ve görmezden gelip geçersem insanlığım kalmaz. İnsanlık namına yoldan geçerken onları besliyorum.”
Sürücülere çağrı: Daha dikkatli olun
Sürücülerin yolda oynayan köpekler konusunda daha dikkatli olması gerektiğini söyleyen Abdullah, şunları söyledi:
“İnsanlık hali bazen görmeyebiliyorlar, çarpıyorlar. Bazıları da bilinçli bir şekilde çarpıyor. O hayvanda yolun ortasında ve belki de saatlerce can çekişiyor. Onların bu halini görmelerine rağmen durmuyorlar. Sürücülerin biraz daha dikkatli olması lazım. Beslediğim iki yavruya çarpıp öldürmüşler, içler acısıydı, bence insanlık kalmamış. Aileniz sizi nasıl büyütürse öyle yetişirsiniz. Aile kötü bir çocuk büyütürse o çocuk kötü olur. Ailelerin çocuklarına hayvan sevgisi aşılaması gerekiyor. Çok zor değil kapının önüne bir kap mama koyun, koyamıyorsanız bile su koyun. Çünkü havalar çok sıcak. Ramazan ayında biz saatlerce açlıktan, susuzluktan birbirimize saldırırken, bu hayvanlar her gün bu halde. Kimse de görmüyor onları. Her mahallede en az iki kova su olsa su ihtiyaçlarını giderecekler. Geçen geldiğimde burada bir hayvan açlıktan toprak yiyordu, hemen mama ve su verdim.”
Sokak hayvanları için ek mesai yapıyor
Derneğin az sayıdaki bir diğer gönüllülerinden biri de Gülistan İpteş. Sağlık çalışanı olan İpteş, koronavirüs nedeniyle yaşadığı yoğun mesaiye rağmen bakıma muhtaç sokak hayvanlarının yardımına koşuyor. Gönüllü sayısının az olmasından dolayı çoğu zaman öğle aralarında bile derneğe gelerek hayvanların ihtiyaçlarını karşılayan İpteş, “Çalışmalarımız kısırlaştırma ağırlıklı, tedaviye muhtaç hayvanları himayemize alarak tedavi ediyoruz. Kısırlaştırmadan sonra tekrar yaşam alanlarına bırakıyoruz. Sokak hayvanları için çok fazla ihbar alıyoruz ama yetişemiyoruz. Çok fazla uyuzlu hayvanlarla karşılaşıyoruz, yavrulu annelerle çok fazla karşılaşıyoruz. Bu da kalbimizi fazlasıyla incitiyor. Eğer kısırlaştırmaya önem verilmiş olsaydı bu acıyı yaşamayacağız, en azından yarı yarıya indirmiş olacaktık. Bu nedenle tamamiyle derneğimizin hedefi en azından yüzde 60 oranında bir kısırlaştırma. Sokak hayvanlarıyla ilgili Diyarbakır halkını biraz zayıf görüyoruz. Gönüllü sayımız çok az. Gönüllüye çok ihtiyacımız var, bağış konusunda da hiçbir şekilde destek alamıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Sayımız az olduğu için çok zorluyor bizi’
İpteş, şöyle devam etti: “Öğlen arası buraya geliyorum, iş çıkışından sonra yine geliyorum. Gönüllü arkadaşlarım da fırsat buldukça mutlaka geliyorlar. Sayımız az olduğu için çok zorluyor bizi. Dernek olarak maddi manevi desteğe ihtiyacımız var. Manevi anlamda bir çöküntü yaşıyoruz. Maddiyatı bir şekilde hallediyorsunuz ama manevi tarafı ağır basıyor. Bu anlamda Diyarbakır halkından destek bekliyoruz. Büyükşehir belediyesinden arazi talebimiz oldu. Araziye çok ciddi anlamda ihtiyacımız var. Şu anda burası hem hayvanlarımız açısından hem bizler açısından çok sağlıklı bir yer değil. Bir an önce araziye ihtiyacımız var. Arazi konusunda belediye olsun, STK’lar olsun ya da başka kurumlar olsun arazi konusunda bize destek olurlarsa çok daha fazla hayvana ulaşacağız, çok fazla kısırlaştırma yapacağız. Çevredeki insanların şikayetlerinden kurtulmuş olacağız. Maalesef şu ana kadar herhangi bir kurumdan destek alamadık. Dernek hep kendi çabaları ile ayakta durdu. Tabi ki de yardım eden insanlar oldu ama daha fazlasına ihtiyacımız var ki daha fazla hayvana ulaşabilelim.” (Haber Merkezi)