BİK Genel Müdürü Cavit Erkılınç, yeni Basın Yasası’nı gazetelerin geleceği açısından “köprüden önceki son çıkış” olarak gördüklerini; yazılı basının kurtuluşunun ancak dijital medyaya uyum sağlamasıyla mümkün olabileceğini söyledi
Gazete Sahipleri ve Temsilcileri Bölge Toplantılarının on birincisi İstanbul, Edirne, Kırklareli, Kocaeli ve Tekirdağ illerinden gelen davetlilerin katılımıyla düzenlendi. Toplantıda konuşan Basın İlan Kurumu (BİK) Genel Müdürü Cavit Erkılınç, daha önce sırasıyla Bursa, İzmir, Konya, Ankara, Samsun, Trabzon, Van, Diyarbakır, Malatya ve Adana’da düzenlenen bölge toplantılarına 720 gazete sahibi veya temsilcisinin katıldığını, İstanbul’la birlikte bu sayının 800’e ulaştığını bildirdi. Türkiye genelinde an itibariyle 953 adet resmi ilan yayınlanan gazete bulunduğu dikkate alındığında toplantıların öneminin çok daha iyi anlaşılacağını ve bu durumun kendilerini ziyadesiyle memnun ettiğini ifade eden Erkılınç, “Şu ana kadar 11 şehrimizde bölge toplantısı düzenledik; bunların 8’ine şahsen katıldım. O toplantılarda ‘ellerime matbaa boyası bulaşmadan, kokusu üzerime sinmeden uyuyamam’ diyeni de gördüm, ‘vasiyetimdir; kefenim gazete kağıdından olacak’ diyeni de. Bizim tek derdimiz var; mesleğine bu denli aşık, bu denli bağlı gazetecilerimizin haklarını korumak, gazetelerimizi yaşatmak” dedi.
“Mevzuatı sonuna kadar işletmeye kararlıyız
Genel Müdür Erkılınç, BİK’in “3D” olarak kısaltılan; düzenleme, destekleme ve denetleme görevi bulunduğunu belirterek, 195 sayılı Kanun’dan alınan yetki doğrultusunda her yıl tüm gazetelere yapılan mevzuat denetimleri ile Basın Ahlak Esaslarına ilişkin incelemelerin kasıtlı olarak birlikte değerlendirilerek konunun çarpıtılmasını üzülerek izlediklerini kaydetti. Erkılınç, şunları söyledi: “Mevzuatımız, kamu kaynakları ile gazeteleri resmi ilanlar yoluyla desteklerken, gazetelerden de bir takım kurallara uymalarını ve ödevleri yerine getirmelerini öngörüyor. Nedir bunlar; baskı adedi, fiili satış, abone sayıları, asgari kadro, içerik üretimi, dizgi-tertip, baskı kalitesi, dağıtım gibi teknik hususlar. Yetmiyor, bu şartlardan bazılarının yerine getirildiğinin elektronik ortamda beyan edilmesi isteniyor. Bu da yetmiyor, baskı, idari ve bayi denetimleri ile tüm bunlar doğrulanmaya çalışılıyor. Gazete 2 bin 400 satması gerekirken satmayı bırakın 250 adet basıyorsa, muhabir diye kadroda gösterilen kişi dolmuş hattı işletiyorsa, beş yıl önce yayınlanmış haber imzalı olarak yeni habermiş gibi sunuluyorsa, aynı içerikler tekrar tekrar farklı tarihlerde basılıyorsa, çalışanların maaş yatırılan banka kartlarına el konuluyorsa bizim buna sessiz kalmamız mümkün değildir. Tüm toplantılarda ifade ettim; gazetecilik yapmayanlarla derdimiz var. Gazete basmayalım, gazete dağıtmayalım, istihdam yapmayalım, vergi-sigorta ödemeyelim ama devlet bize ilan versin. Bunu kabul edemeyiz. Sıfır külfet, sınırsız nimet diyenlerle sorunumuz var. Bu mesleğin gerçek sahipleri, yani siz değerli gazeteciler, lütfen gazeteci geçinenleri aranızdan ayıklayın. Kurum olarak sonuna kadar mevzuatı işletmeye kararlıyız.”
“Elma ile armudu bilerek karıştırdılar”
Sıraladığı mevzuat ihlallerinin, Basın Ahlak İlkeleri ve bu ilkelere ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin aldığı pilot karara konu olayla bir ilgisinin bulunmadığının altını çizen Erkılınç, kararda açık bir şekilde BİK’in Basın Ahlak İlkelerine ilişkin inceleme yetkisinin bulunduğunun ifade edildiğini, ancak uygulamaya esas teşkil eden kanun maddesinin daha açık hale getirilmesinin istendiğini kaydetti. Genel Müdür Erkılınç, “Mesele gece ile gündüz kadar birbirinden ayrı iken Kurumumuzu zan altında bırakmayı marifet sananlar, mağduriyet algısından medet umanlar, ‘Anayasa Mahkemesi kararına rağmen ilan kesildi’ diyebiliyor, elma ile armudu karıştırıyorlar. Bunu, en hafif tabirle ‘bilgisizlik’ olarak değerlendiriyorum. Kamuoyunu yanıltmaya yönelik oluşturulan bir diğer algı ise ‘bir karar alıyoruz, ardından kimseye hesap vermeden uyguluyoruz’ şeklinde. Aldığımız her idari karar, Yönetim Kurulu’na gelir, o da olmadı mahkemeye gider. Nihai ve son kararı mahkemelerimiz verir. Mahkeme karar vermeden de harekete geçmeyiz. Yanlış bir işlem yaptığımızda Genel Kurul’da hesap vermek zorunda kalırız. O nedenle kılı kırk yarmak zorundayız” değerlendirmesinde bulundu.
“Yasa ile gazetelerin iki gelir kapısı olacak”
Yeni Basın Kanunu Teklifinin önümüzdeki hafta TBMM Genel Kurulu gündemine gelmesini beklediklerini anlatan Erkılınç, yasanın yürürlüğe girmesi halinde resmi ilan yayınlama hakkı bulunan gazetelerin gelir kapısının ikiye çıkacağına işaret etti. Gazetelerin fiziki nüshalarının yanında internet haber sitesinin de potansiyel resmi ilan alma mecraları olacağını kaydeden Erkılınç, şunları söyledi: “Bu yasa geçerse gazetelerin kazanılmış hakları var ve öncelik gazetelerin internet sitelerinde olacak. Gazetesi olmayan ve ilk defa sisteme dahil olacak internet haber siteleri içinse çok daha farklı bir uygulama yapılacak. Açıkçası sadece internet haber sitesi olması da yetmeyecek; gazetelere benzer bir takım ödevleri olacak. Elindeki cep telefonu üzerinden sözde internet sitesi yönetip, gazeteciyim diye gezenin bizde karşılığı olmaz, olamaz.” Gazetelerin kapatılacağı, kapatılmak istendiği şeklinde hazırlanan isimsiz bildiriler ve “gazeteme dokunma” sloganları ile gazeteler arasında bir korku havası estirmeye çalışanların bulunduğunu açıklayan Erkılınç, iddia edilenin aksine yasanın icra ilanları başta olmak üzere resmi ilanları güvence altına alacağını, internet sitelerini yasal zemine çekeceğini ve bu mecrada çalışanların özlük haklarına kavuşturacağını ifade etti. Sadece resmi ilana bağlı gazeteciliğin sürdürülebilir olmadığına ve kamudan, gazetelerin tüm giderlerini karşılaması gibi bir beklentiye girilmemesi gerektiğine değinen Erkılınç, “BİK kurulurken devlet şunu diyor: Ben gazeteleri sübvanse edeceğim, bunu da bir aracı kurum vasıtasıyla yapacağım. Resmi ilan yayınlarsın, karşılığını alırsın. Alabilmek için de belli şartları taşıman gerekir. Bugün ise yasa çıkmazsa icra ilanları elimizden tamamen gitmek üzere. Korkumuz bu gidişin başka kurumlara da örnek olması. Tebligat ilanlarında, vergi borcu tebligatlarında her yıl belirgin bir düşüş yaşanıyor. Bulduğumuz her yeni kaynak, ne gazetelerin ne de bizlerin giderlerini karşılamaya yetmiyor. İlanveren ise artık gazeteye ilan vermek istemiyor veya gönüllü değil. ‘Kendi internet sitemde yayınlarım veya hiç vermem’ diyor. Bu yasa, icra ilanlarını geri getirecek, getirmekle kalmayıp adetsel olarak en az üç katına çıkaracak. Resmi ilan kavramı yeniden hayat bulacak. Gazetelerin tecrübesi ve kazanımları ile internetin avantajları bir sinerji yaratacak. İşin özeti; yasa çıkmazsa asıl o zaman gazetelerimizi zor günler bekliyor olacak. Yeni Basın Yasası, gazetelerimiz için, buralarda görev yapan gazetecilerimizin geleceği için köprüden önceki son çıkıştır. Yoksa kuru hamaset kimsenin karnını da doyurmaz, gazetelerin ömrünü de uzatmaz. Dolayısıyla dijital dönüşüm ve dijitale uyum kaçınılmaz diye düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
“Dezenformasyonla mücadelede kararlıyız”
Her ne kadar dezenformasyonla mücadeleyi öngören maddelerin doğrudan BİK’in alanını ilgilendirmese de bir kamu kurumu olarak konuya hassasiyetle eğildiklerini belirten Erkılınç, toplum sağlığını ve huzurunu bozan, ülke güvenliğini tehlikeye atan, çocuk ve kadın istismarı başta olmak üzere aile yapısını, ahlaki değerleri temelden sarsan, kişilik haklarına saldıran her türlü bilgi kirliliği ile mücadele edilmesi gerektiğini söyledi. Özellikle sosyal medyanın kontrolsüz oluşunun yarattığı tahribatın herkesin malumu olduğunu ve dezenformasyonun ülke güvenliği meselesi haline geldiğini anlatan Erkılınç, “Mesleki bozulma öyle bir hal aldı ki kim gazeteci, kim değil onu bile tespit etmekte zorlanıyoruz. Edward Snowden’e dünyayı dar edenler, bize özgürlük dersi veriyor. Ülkemizi medya üzerinde sansür ve baskı uygulamakla suçlayanlar, gazetecileri tutukladığımızı iddia edenler, ‘Julian Assange’ı serbest bırakın’ diyemiyor. Ama öte yandan Mersin’de polisevine düzenlenen saldırıyı gerçekleştiren teröristi, benzer suçlamalar ve kampanyalarla serbest bıraktıranlar zerre pişmanlık duymuyor. Bu vesile ile şehidimize Allah’tan rahmet, iki yaralımıza acil şifalar diliyorum. Adalet herkese lazım ama bir o kadar da eşitlik lazım. Bize ders vermeye çalışanlar, ülkelerinde çıkarlarına ters yayın yapan gazetecilere ne kadar yaşam hakkı tanımışlar? Başka ülkelerdeki gazetecileri fonlayanların hatta devşirenlerin bize söyleyecek sözü yoktur. Dezenformasyonla mücadeleyi bu yönüyle değerlendiriyor ve destekliyoruz. Kurum olarak da bu mücadeleye destek vermekte kararlıyız. Hem devletin maddi desteğini alacaksın hem de devlete küfredeceksin, küçük düşüreceksin, bir yerlere şikayet etmeye çalışacaksın. Dünyanın neresine giderseniz gidin kimseye anlatamazsınız” diye konuştu. Erkılınç’ın konuşmasının ardından gazete sahipleri ve temsilcileri görüşlerini ifade etti, gelen sorular ilgili birim müdürleri tarafından cevaplandırıldı. Toplantıda, Hukuk Müşaviri Bilal Kılınç, İlan Müdürü İdris Armağan Çam, Kontrol Hizmetleri Müdürü Özden Konur, İlan Müdür Yardımcısı Ümit Mert, Kontrol Hizmetleri Müdür Yardımcısı Ökkeş Buğra Atılgan, İstanbul Şube Müdürü Ömer Faruk Çakır, Kocaeli Şube Müdürü Salih Yalçıntaş ve Tekirdağ Şube Müdürü Mehmet Akif Bircan hazır bulundu. (Haber Merkezi)