Diyarbakır Barosu, Tahir Elçi’nin katledilişinin 163. haftası etkinliğini gerçekleştirdi. Etkinlikte konuşan Baro Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Muhlis Oğurgül, Elçi cinayeti soruşturmasında bir gelişmenin olmadığını belirtti
Diyarbakır Adliyesi önünde gerçekleşen eylemde konuşan Baro Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Muhlis Oğurgül, “Baro Başkanımız Tahir Elçi’nin katledilmesinin üzerinden tam 1174 gün geçmesine rağmen failleri bulunmamıştır. Londra Üniversitesi Adli Mimarlık Bölümü Forensic Archtiecture tarafından hazırlanan raporda belirtilen kuvvetle muhtemel şüpheliler hakkında işlem yapılması talebimizi 14 Aralık 2018 tarihinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirmemize rağmen şüpheli sıfatıyla hiç kimsenin ifadesi dahi alınmamıştır. Savcılığın dosyaya yönelik bu yaklaşımı faillerin ellerini kollarını sallayarak dışarda gezmelerine olanak sağlamaktadır. ‘Tahir Elçi’nin failleri bulunsun’, ‘Tahir için Adalet’ etkinliğimizin 163. haftasında bir kez daha şunu vurguluyoruz: Tahir Elçi’nin failleri bulunmadan ve gereği yapılmadan bu işin peşini bırakmayacağımızı asla ve asla bu dosyanın faili meçhuller dosyasına dönüşmesine izin vermeyeceğimizi yenilemek isteriz” dedi.
Avukata sosyal medya gözaltısı
Son dönemde Diyarbakır Barosu üyesi avukatlara yönelik soruşturma dosyalarının sudan sebeplerle açıldığını ifade eden Oğurgül, bunu manidar bulduklarını söyledi. Oğurgül, Avukat Gulan Çağın Kaleli’nin dün sabah 06:00’da sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek gözaltına alındığını belirterek “Baromuz üyesi Avukat Gulan Çağın Kaleli’nin evine baskın yapılmış, evi aranmış ve gözaltına alınma işleminden sonra Diyarbakır TEM Şube Müdürlüğü’ne götürülmüştür. Gözaltına alındıktan sonra sağlık raporu için hastaneye götürülmediği gibi adeta hukuk ve yasa çiğnenerek TEM’de emniyet mensupları ile iç içe bir şekilde adli muayene işleminden geçirilmiştir. Meslektaşımızın gözaltına alınma şekli ve sağlık muayenesinin bizatihi emniyet biriminde gerçekleştirilmesi hukuka aykırı olup kabul edilemez bir durumdur. Avukat hakkında sosyal medya paylaşımları üzerinden hazırlanan bir soruşturma dosyasında hukuka ve yasaya uygun olan usul, ev baskını yapılmadan ve gözaltı işlemi gerçekleştirilmeden ifadeye çağrılmasıdır. Mesailerinin büyük bir kısmını adliye binalarında geçiren avukatların hakkında yürütülecek bir soruşturmada ifadeye çağrılmaları halinde ifade vermekten çekinmeyecekleri durumu ortadayken evlerine baskın yapılarak gözaltı işlemine tabi tutulmaları yasaya ve hukuka aykırı olduğu gibi aynı zamanda savunma makamına gözdağı verilmesidir. Biz Diyarbakır Barosu olarak geçmişte olduğu gibi bu gün de anılan hukuksuzluklara karşı mücadele edeceğiz” şeklinde konuştu.
Avukat ayağa kalkmadı
Muhlis Oğurgül, konuşmasının devamında, Diyarbakır Barosu üyesi bir avukat arkadaşlarının Diyarbakır 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nde sanık müdafisi olarak hazır olduğu bir duruşmada ara karar tesis edilirken mahkeme tarafından ayağa kalkmamasını “mahkemeye bir saygısızlık olarak” olarak görüldüğünü ve bunun ara karara bağlandığını söyledi. Oğurgül, “Avukatların, yargılama esnasında konuşurken, soru sorarken, savunma yaparken ve de ara karar tesis edilirken ayağa kalkma zorunlulukları yasal olarak bulunmamaktadır. Bu sebeple yasada olmayan bir durumu avukatlardan beklemenin bir dayatma olduğunu vurgulamak isteriz” dedi. Avukatların mesleklerini icra ederken ya da düşünce ve fikirlerini paylaşırken hiçbir baskı ve müdahaleye maruz kalmamaları gerektiğini ifade eden Oğurgül, Demokratik bir ülkede avukatların susturulmaya çalışılması vatandaşın nefessiz kalmasına yol açacaktır. Düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında sosyal medya üzerinde yapılan paylaşımların ağır soruşturma ve cezalarla karşı karşıya bırakılmaları toplumu sindirmeyi amaçlayan bir uygulamadır. Bu vesileyle gerek vatandaşlar ve gerekse de mesleğini icra eden meslektaşlarımıza yönelik her türlü haksız ve hukuksuz müdahaleye karşı yanlarında olacağımızı bir kez daha belirtiyoruz” şeklinde konuştu. (Haber Merkezi)