Her geçen gün yeni yöntemler geliştiren dolandırıcılar sosyal medya platformlarında insanları mağdur edebiliyor. Bu mağduriyetlerin yaşanmaması için AİÇÜ Öğretim Görevlisi Karakoç, sosyal medyadaki davranışlara dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
Sosyal medyanın yaygınlaşması ve kullanıcılarının da her geçen gün artmasıyla beraber dolandırıcılar ve türleri de artmaya devam ediyor.
Bu dolandırıcılık yöntemleri ve bunlara karşı alınması gerekenler hakkında İLKHA'ya konuşan, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi (AİÇÜ) Bilgisayar Bilimleri Uygulama Araştırma Müdürü Öğretim Görevlisi Mehmet Mehdi Karakoç, sosyal medya kullanıcılarının çok dikkatli olması gerektiğini, masumane paylaşım ve bildirimlere gelen linklerin tehlike arz edebileceğini vurguladı.
Karakoç, sosyal medya dolandırıcılarının ağına düşmemek için kişisel verilerin paylaşımına dikkat edilmesi gerektiğini hesaplara gelen linklerin doğrulanmadan tıklamaması gerektiğinin altını çizdi.
"Sosyal medya artık hayatımızın bir parçasıdır"
Sosyal medyanın insan hayatında zaruri hale geldiği söyleyen Karakoç, "Sosyal medya artık hayatımızın bir parçasıdır. Nasıl ki cep telefonları bundan 25 sene öne lüksken şimdi hayatımızın bir parçası olmuş ve hayatımızdan çıkaramıyorsak, sosyal medya hesabı da olmayan insan yok gibi bir şey. Mutlaka en azından bir platformdan bir hesabımız vardır. Az kullanırız, çok kullanırız bu bütün dünyada böyle. Bunu hayatımızdan çıkarmak da mümkün değil. Ama bazı şeylere dikkat etmek gerekiyor. Tabi ki, kötü niyetli kullanımlarda söz konusu olabiliyor. Dolandırıcılar oraya da dadanabiliyorlar." ifadelerini kullandı.
Sosyal medya reklamlarına dikkat
Kredi kartı üzerinden yapılan dolandırıcılık türlerinden bahseden Karakoç, "Şimdi herkesin kredi puanı yüksek olmayabiliyor. Düşük kredi puanlarıyla yüksek krediler çekemeyebiliyorlar, hatta çoğu insanının tefecilere bulaşmalarının sebebi de bu. Şimdi internette bazen reklamlar çıkabiliyor sosyal medya hesaplarından karşımıza, işte '50 bin, 100 bin liralık krediniz onaylandı, kredinizi almak ve işlemlerinizi tamamlamak için tıklayınız gibi reklamlar çok görürüz. Ya da uygun bir kampanya yapıldı, başvurarak ne kadar kredi alabileceğinizi görün' gibi reklamlar görürüz. Bizler de eğer gerçekten ihtiyacımız varsa tıklayabiliyoruz. Tıkladığınızda sizden banka bilgilerinizi istiyorlar, kişisel bilgilerinizi isteyebiliyorlar. Sonra bu bilgileri sizmişsiniz gibi bankaya başvurarak sizin adınıza kredi çekmek, kredi kartı almak için kullanabiliyorlar. Bununla birlikte sizden ücret de talep edebiliyorlar. Genellikle gerekçe şu oluyor, kimliğinizi doğrulamak için banka hesabına şu kadar para yatırmanız, ya da şu hesaptan şuraya şu kadar havale yapmanız gerekmektedir gibi bahaneler bularak bir şekilde sizden ücret de talep edebiliyorlar. Bu en çok kullanılan dolandırıcılık yöntemlerinden biridir." dedi.
Karakoç sözlerine şöyle devam etti: Burada şuna dikkat etmemiz lazım, hangi uygulamadan, hangi sosyal medya platformundan giriyor olursak olalım bizi yönlendirdikleri sayfalar gerçekten bir bankaya mı ait, yoksa başka bir web sayfası mı? Bu çok önemlidir. Hiçbir zaman bankalar öyle sosyal medya hesaplarından 'şu kadar kredi limitiniz onaylanmıştır' demez, size direk sayı vermez. Uygun faizlerle, 'uygun şartlarla kredilerinizi öğrenmek için tıklayın' der ama direk bir rakam vermezler. Çünkü bu sizin kredi puanınızla belli olacak bir şeydir, bu da ifşa edilmeyecek gizli bilgi kategorisine giriyor.
"Kişisel verilerin paylaşılmaması çok önemlidir"
Sosyal medya hesaplarımız üzerinden paylaştığımız kişisel verilerimiz konusunda uyarılarda bulunan Karakoç, "Bir diğeri kişisel verilerin paylaşılmaması çok önemlidir denir ama biz her zaman deriz ki 'aman, ne yapsınlar benim kişisel verilerimi!' Şimdi çok masum görülen iki tane bilgi, mesela doğum gününüzü sosyal medya hesaplarınızdan paylaşıyorsunuz. Doğum günü tek başına bir anlam ifade etmiyor olabilir ama gün, ay, yıl şeklinde doğum gününüz çok önemli bir veridir. 'Doğum günüm var orada ama yıl yok' diyebilirsiniz, bir de bir mezuniyet fotosu paylaşmışsınızdır, mezuniyet yılınız bellidir. Buradan da üç aşağı beş yukarı doğum tarihiniz, doğum yılınızla beraber ortaya çıkar. Bir başka masum paylaşım, 'dayımla mangal keyfi' diye bir paylaşım yaparsınız, dayınızın orada soy ismi var. Dayınızın soy ismi, annenizin evlenmeden önceki soy ismidir aynı zamanda. Bu iki bilgi ile herhangi bir bankayı arayıp şifremi unuttum menüsünden işlem yapılabiliyor. Yani iki tane, bu kadar masum paylaşım baya başınızı ağrıtabilir. Bu yüzden kişisel bilgilerin paylaşılmaması çok önemlidir. Banka dolandırıcılıklarının çok sıkça kullandıkları bir yöntemdir." ifadelerini kullandı.
"Para çok olunca dolandırıcılıklar da çok oluyor"
Kripto para NFT dolandırıcılığının da son zamanlarda arttığını hatırlatan Karakoç, "Son birkaç yıldır tüm dünyada artan kripto para, hatta bir çok spor takımının veya işte Formula1 gibi büyük organizasyonların sponsorlukları hep kripto para borsaları ile. Para çok olunca dolandırıcılıklar da çok oluyor. Bu kanallar üzerinden çok dolandırmalarla karşılaşabiliyoruz. Mesela ne yapıyorlar, işte yeni bir kripto para çıkacak, yeni çıkan kripto paralar çok ucuzdur, birkaç gün sonra 300 katına kadar da çıkabiliyor. Bu da çok cazip bir tekliftir. İşte 'yeni çıkacak olan kripto para şu ağda olacak kaçırmayın, başvuru yapın' diye sizden para talep ediyorlar. Bir de NFT’ler şuan çok yaygın. İşte indirimli, uygun fiyata NFT’ler var, işte yüzde şu kadar kar garantili gibi satışları da görüyoruz. Bunlara da dikkat etmek gerekiyor. NFT’lerin yüzde bin gibi bir kazanç vermesi, en azından kısa vadede, çok absürt bir durum olmadığı sürece çok da olacak bir şey değil. Dediğim gibi. Zaten böyle bir kazanç kapısı olsa kendileri kullanırlar, bunu size söylemezler." ifadelerine yer verdi.
"Suçlu duruma düşebiliyorsunuz"
Gelen bilgi veya linklerin doğrulanmadan kesinlikle inanılmaması gerektiğinin söyleyen Karakoç, "Bir de birinin sosyal medya hesabını çalarak veya başka bir telefon numarasıyla size mesaj yazabiliyorlar. İşte 'yoldayım, otogarda kaldım bilet param yok, 200 lira gönderebilir misin?' böyle durumlarda mutlaka karşıdaki kişinin o olduğundan emin olun. Sorun, kimliğini doğrulasın, eğer o değilse, mutlaka ve mutlaka böyle durumlarda savcılığa başvurmanız gerekiyor, aksi halde siz suçlu duruma düşebiliyorsunuz. Bir de piyango dolandırıcılığı diye bir dolandırıcılık var. Bilmem hangi marketten, şunu kazandınız, ya da işte sitemizin kaçıncı ziyaretçisi oldunuz, şunu kazandınız, şu kadar bonus kazandınız gibi linkler, reklamlar paylaşıyorlar. Yine burada da gerçekten bahsettiği kurum kuruluş olduğundan emin olmak lazım. Eğer kimlik doğrulamak için para istiyorlarsa bunlar zaten dolandırıcıdır. Kimlik doğrulamak için en fazla 1 lira para istenir, o da hesaba geri gönderilir. Daha fazla meblağ istenmez. Kredi kartı bilgisi isteyenler var, asla istenmez. Kredi kartı zaten sürekli değişen bir karttır. Kredi kartı bilgisi kimlik doğrulanmak için istenmez. İstiyorlarsa yine bunlar dolandırıcıdır." şeklinde konuştu.
Dikkat etmemiz gerek üç altın kural
Karakoç, "Üç altın kuralına dikkat edersek, sosyal medyada dolandırılma riskimiz her zaman en aza iner. Birincisi, birisi size bir şey söylüyorsa, ben falan kesim, falan kurumum diye, karşıdaki kişinin söylenen kişi olduğundan emin olmalısınız, bu en önemli kuraldır. İkincisi, masum gibi görünen bazı kişisel veriler bile bazen kimliğinizi çalmak ve sizmişsiniz gibi işlem yapmak için kullanabiliyor, çok tehlikeli. Hiçbir kişisel veri paylaşmayın. Üçüncüsü, ürünün üç aşağı beş yukarı ne kadar edeceği bellidir. Bundan daha aşağı olan fiyatlar gördüğünüzde buna inanmamak gerekiyor." diye konuştu.