Seçim çalışmaları kapsamında gazetemizi ziyaret eden Diyarbakır Büyükşehir Bağımsız Belediye Başkan adayı Sebgetullah Seydaoğlu, tamamıyla kapısı açık, herkesi kucaklayan, siyasi parti kimliği olmayan bağımsız bir Seydaoğlu imajını vurgulamak istediğini söyledi. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba'nın Şanlıurfa’da bir devrim yarattığını dile getiren Seydaoğlu, “Bu devrimi ben de Diyarbakırlıların Seydababası olarak yapmak istiyorum” dedi
Rıdvan KÖSEN
DİYARBAKIR YENİGÜN - 31 Mart Yerel seçimlerine sayılı günler kala Diyarbakır Büyükşehir Bağımsız Belediye Başkan adayı Sebgetullah Seydaoğlu gazetemizi ziyaret etti. Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Mesut Fiğançiçek ile görüşen Seydaoğlu seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Siyaset tarihimde böyle bir seçim görmedim”
Yürütmüş olduğu seçim çalışmalarını anlatan Seydaoğlu, “Malum son 5 güne girdik yaklaşık 3 aydır Diyarbakır’da yerel seçimler için belediye başkanı adayı olarak hemen hemen Diyarbakır’ın bütün yerlerine gittim. 30 yıllık siyaset tarihimde böyle kapalı, sonucu belli olmayan hiçbir seçim görmedim. Vatandaşların büyük bir kesimi kararsız. Seçmenler AKP ve HDP ye çok tepkililer. HDP ye verdikleri belediyenin karşılığını alamamalarının isyanını yaşıyorlar. Bunun hendekle, çukurla, faciayla sonuçlanması millette çok korkunç bir nefret yarattı. Bine yakın Diyarbakır çocuğunun sur içinde ölmesini henüz sahiplenmeyen, özeleştiri vermeyen bir iradeden gelecekte büyük korkuya yüzen Diyarbakır’a endişe yaratacağı konuşuluyor. Özellikle kayyum politikalarına büyük bir tepki var. Yani Diyarbakır gibi demokrasi ve özgürlüklerin sembolü olan bu şehirde bir memurun Diyarbakır’ı yönetmesi ne kadar büyük bir skandal olduğunu köylerden tut ilçelere bütün Diyarbakır’da 1 milyon 50 bin seçmen her yerde bunu dile getiriyor” dedi.
“Bu adil, demokratik bir seçim değildir”
Kayyum uygulamasını “siyasi cinayet” olarak yorumlayan Sebgetullah Seydaoğlu, “Bir Elazığlının Diyarbakır’a zorla dayatılmak istenmesi ile HDP’nin özelikle bütün seçimlerde dışarıdan aday getirmesi Diyarbakır’ın siyasi iradesine, seçmenine bir saygısızlık olarak kabul ediyorlar. Bu kabullenilemez diyorlar. Bu memlekette hiç mi Diyarbakır’ı yönetecek bir Diyarbakır evladı yoktur gibi tepkilerle karşılaşıyoruz. Diyarbakır zaten şahsımı tanıyor. Şahsım kendim için oy istemeden insanların sevgisi ve ilgisiyle karşılaşıyorum. Hiçbir seçimde halkın bana karşı bu kadar sevgi gösterdiğini görmedim. Bu 90 gün boyunca ne bir tepki ne de bir eleştiri almadım. Diyarbakır’a yaptıklarım ortada zaten. Diyarbakır’ın yüzyıllık içme suyunu, doğum hastanesini, tekel fabrikasını bir Seydaoğlu olarak açtık. Akabinde baktığımızda bölge tamamıyla mahrumiyet bölgesi ilan edilmiş. Soruyorum 16 yıldır köylere ve ilçelere tek devlet makinesi girmemiş. Seçimde topyekun bir psikolojik baskı altına alınmış. Bir taraftan HDP’nin mahalle baskısı, korkusu ve endişesi diğer taraftan da devletin muhtarlar ve köyler üzerindeki psikolojik etkisi seçime gölge düşürüyor. Bu adil demokratik bir seçim değildir. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir seçim görülmemiştir. Bunu kınıyorum” ifadelerini kullandı.
“Dünya sadece 31 Mart’tan ibaret değil”
Çocuklarının rızkı ile devletin trilyonlarına karşı mücadele ettiğinin altını çizen Seydaoğlu şunları söyledi; “Dünya sadece 31 Mart’tan ibaret değil, dünya Pazar gününden ibaret değil. Pazar gününden sonra da bu ülkede demokrasi ve hukuk konuşulacak. Diyarbakır’da büyük derecede bir korku ve endişe var. Kendi oy’unun rengini en yakınına söyleyemeyen bir Diyarbakır gençliği görüyorum. Bu büyük bir skandaldır. Demokrasinin, demokratik mücadelenin olmadığı bir atmosfer yaşıyoruz. Bu atmosfer içerisinde kendim çok dar imkânlarla, çocuklarımın rızkını alarak sahada devletin trilyonlarına karşı mücadele ediyorum. Diğer taraftan sözde mazlumları oynayan HDP’nin reklam ve afiş fiyatlarının rakamları iktidarınkini bile ikiye katlamış durumda. Bu şartlarda siyaset yapıyoruz. Yani Diyarbakır’da kan ve kapital üzerine bir siyaset şekillenmiş durumda. Bunu kırmak istiyorum. Amacım üçüncü bir dünya, çocuklarımızın geleceği için korkusuz bir siyaset, herkesin çok rengin bir arada yaşadığı ve yaşam hakkının önünü açmak için bir siyaset mücadelesi veriyorum. Seçim öncesi ağzını açan Dicle vadisi, fabrikalar, renkli renksiz caddeler diyor. İnsan özgür yaşamadığı müddetçe, ekonomik krizin dibe vurduğu bir kilo soğanın 5 TL olduğu Diyarbakır gerçeğinde insanlar daha çok geleceğini düşünmeye başladı.”
“Diyarbakır insanını çantada keklik görüyorlar”
Diyarbakır’da ileri demokrasi şöleni gördüklerini ifade eden Diyarbakır Büyükşehir Bağımsız Belediye Başkan adayı Sebgetullah Seydaoğlu, “Tamamıyla seçim başlamadan seçim sonucunu ilan etmeye çalıştılar. Bu büyük bir saygısızlıktır. Billboardlara baktığımızda ‘Diyarbakır bizimdir’ diyorlar bizim değil bizim olacak. Yani bir nevi Diyarbakır insanını çantada keklik, iradesi olmayan seçim sonuçları ilan edilemeden halk adına bir manifesto var. Bu siyasi manifesto Kürt halkının temsiliyetindeki insanlar Kürtçe konuşmuyorlar. Bu büyük bir faciadır. Tamamıyla duygu sömürüsü olan bir siyaset ön plana çıkarıyorlar. 16 yıldan beri elle görülür bir projeleri yok. Cumhurbaşkanının konuşması Diyarbakır insanını kutuplaştırdı. Siz kazansanız da kayyum atayacağım demesi demokrasi tarihinde büyük bir gaftır. Ben tamamıyla bu külli siyasetin dışına kendi değerlerim, projelerim, yaptıklarım, meclisteyken yaptığım insan hakları mücadelesi, halkıma bakış açım, yalansız ve korkusuz bir Seydaoğlu imajını ortaya çıkarmak istiyorum ve o düşünceyle halkımın karşısındayım. Burada yüz tane proje sunabilirim ama bunu son saatlere sığdırmanın anlamı yok. Şunu söylemek istiyorum benim için öncelik insan. Yani hem belediyenin önünde bulunmayan bir polis noktası hem de Diyarbakır’ı boşaltan çukursuz hendeksiz bir siyaset. Tamamıyla kapısı açık, herkesi kucaklayan, siyasi parti kimliği olmayan bağımsız bir Seydaoğlu imajını vurgulamak istiyorum. Devrim yaratmak istiyorum. Urfa’da Fakıbaba’nın yaptığı gibi. Bu devrimi de Diyarbakır’da Seyda baba olarak ben yapmak istiyorum” diye belirtti.
“Kararı Diyarbakır halkı verecek”
Seçim günü Diyarbakır halkının tarih yazacağını vurgulayan Seydaoğlu, “31 Mart’ta Diyarbakır bir tarih yazacak. Geçmişte de bunu yaptım iki dönem vekil oldum. Şimdi de Hizmet anlayışıyla Diyarbakır’a kucak açtım. 90 gündür Diyarbakır’a projelerimi hedeflerimi anlatıyorum. Ama kararı 31 Mart günü Diyarbakır halkı verecek. Şimdiden onların kararına saygı duyuyorum. Şöyle bir sonuç bekliyorum demek hayal olabilir fakat ciddi anlamda tek bir insanın büyük güçlerin olanaklarına rağmen 31 Mart’ta Seydaoğlu mührünü Diyarbakır’a basacağını düşünüyorum. Bütün Diyarbakır Diyarbakır’ın 10 yıllık bütçesinin boşaltıldığını konuşuyor. Gül boyaması yollar vs oy’a karşılık hizmet anlayışıyla bütçe boşaltılmış durumda. Fakat sonuç ne olursa olsun 31 Mart’ta biri bunu ortaya çıkarıp hesabını soracak. Her şey hesap kitap çünkü. Ama elimizde bir belge olmadığı için kesin bir hüküm söyleyemiyoruz. Ben varsayımlara ve iddialara hiçbir zaman değer vermedim. 1 Nisan günü belediye elimize geçtiği zaman hesap sormasını iyi bilirim. Diyarbakır’ın parasının son kuruşuna kadar hesabını soracak kapasiteye sahibim” diye konuştu.