HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Adalet Nöbetindeki annelerle Diyarbakır ATK önünde basın açıklaması yaptı. Cezaevlerinde yaşanan ihlalleri iddialarına dair konuşan Buldan, Adalet Bakanı’na 'Haksızlıkları ve hukuksuzlukları görün' çağrısı yaptı.
YENİGÜN HABER - Tutuklu ve hasta mahpus yakınlarının Diyarbakır, Van ve İzmir’de başlattığı Adalet Nöbeti sürüyor. Diyarbakır’da aileler, Adalet Nöbeti kapsamında Diyarbakır Adli Tıp Kurumu (ATK) önünde HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş katılımı ile basın açıklaması yaptı. Açıklamaya DBP, TJA, MED TUHAD-FED, Diyarbakır TUAY-DER, ÖHD, MEBYA-DER, DİSK Diyarbakır Bölge Temsilciliği ile MED-DER yönetici ve üyeleri de destek verdi.
ATK önünde yoğun önlem
Polis, açıklama öncesi ATK önünde yoğun önlem aldı. ATK önünde çok sayıda TMA, zırhlı araç ve çevik kuvvet ekiplerini konuşlandıran polis, ATK önüne araçların geçişine izin vermedi. Açıklama ATK önünde yapıldı.
Kolakan: Bu zulüm son bulsun
Hasta tutuklu Ahmet Kolakan’ın annesi 71 yaşındaki Fevziye Kolakan Kürtçe yaptığı açıklamada, mahpuslara yönelik baskıların arttığını söyledi. Çocukları için mücadeleden asla vaz geçmeyeceklerini belirten Kolakan, “Bu zulüm son bulsun. Çocuklarımıza baskı uygulamaktan vaz geçsin. Erdoğan bir ay çocuklarını görmesin, konuşmasın, yurt dışına gönderiyor. Bir aydır oğlumun sesini duymadım, cezalar veriliyor. Diyarbakır’a gelmesi için defalarca dilekçe verildi ancak reddedildi. Babasının cenazesine dahi gelmesine izin verilmedi. 28 yıldır oğlum tutuklu. Artık yeter, bu zulme son versinler” dedi. Konuşmasında Adalet Bakanlığına da seslenen Kolakan, “Tutukluların hakları verilsin. Bir kez daha söylüyoruz. Bandırma değil, dünyanın diğer ucuna götürseler, bu mücadeleden vaz geçmeyeceğim. Annelerin gözyaşları akmasın. Artık ölümler son bulsun, cezaevinden cenazeler çıkmasın” dedi.
Buldan: Annelerin çığlığını duyun
Ailelerin ardından bir konuşma yapan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, annelerin 6 aydır adalet arayışlarını sürdürdüğünü hatırlattı. Annelerin ülkeye artık adaletin gelmesi ve cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin son bulması için bir çığlık yükselttiğini ifade eden Buldan, annelerin seslerinin duyulmasını istedi. Annelerin yıllardır büyük acılar çektiğini, büyük bedeller ödediğini hatırlatan Buldan, “Ancak en büyük acıyı, en büyük bedeli, bugün cezaevlerinde haksız ve hukuksuz bir şekilde tutulan arkadaşlarımız ödüyor” dedi.
Hasta tutukluların dışarıda tedavi edilmesine izin verilmiyor
Buldan, konuşmasında cezaevlerinde giderek artan hak ihlalleri ve cezaevlerinden gelen ölüm haberlerine değindi. Her gün hak ihlallerinin yaşanması bir yana cezaevlerinde ölüm haberlerin geldiği bir dönemin yaşandığını hatırlatan Buldan, bu ölümlerin sadece cezaevi idaresi ve onların emirleriyle değil, cezaevlerinde yaşanan ölümlerden bu ülkeyi yönetenlerin bilgisi olduğunu söyledi. Hasta olan mahpusların tahliyelerinin gerçekleşmemesi için ellerinden geleni yaptıklarını belirten Buldan, “Bugün bin 600 ile kişinin hasta tutuklu olduğu cezaevlerinde, her an ölümlerin yaşanacağını bilmelerine rağmen bu insanların dışarıda tedavi edilmesine izin verilmiyor. Hasta tutuklular, son aşamaya geldikten sonra, son günlerini belki hastanelerde yaşamını yitirerek tamamlıyorlar” ifadelerini kullandı.
Disiplin cezaları ve sürgünler
Cezaevlerinde yaşanan ihlallerden biri de disiplin cezaları ve sürgünleri. Tutukların aileleri ile iletişime geçilmesine izin verilmediği gibi, birçok tutuklunun uzak kentlerde bulunan cezaevlerinde tutulduğunu ifade eden Buldan, “Tutuklular aileleri ile istediği şekilde haberleşemiyor. Her yaptıkları şeye bir disiplin cezası veriliyorsa, onların aileleri başta olmak üzere yakınlarıyla, arkadaşlarıyla haberleşmesine izin verilmiyorsa bu ülkede artık ne bir adaletten, ne de hukuktan bahsetmek elbette ki mümkün değil. Diyarbakır’daki bir annenin çocuğu Tekirdağ’a götürülüyor. Diyarbakır’daki bir ailenin çocuğu Edirne yada İstanbul’da çok uzak yerlerde tutulmaya devam ediliyor. Bu sadece tutuklulara değil, aynı zamanda ailelere de verilen bir cezadır. Ne kadar yüksek cezalar verildiğini hepimiz görüyoruz. İşte bu yargının bağımsız olmadığını, adaletin vicdanlarda çürüdüğünü, yargının tamamen saraya bağlı olduğunu bir kez daha bizlere göstermiştir” dedi.
'İktidar baki değildir, geçici olan koltuklara hiç kimse güvenmesin'
Cezaevlerinde yaşanan ihlaller yanı sıra yargı alanında da hakkaniyetli kararlar verilmediğini ifade eden Buldan, verilen yüksek cezaları hatırlattı. Buldan, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “En ufak bir hak talebini bile büyük cezalarla bastırmaya çalışanlar şunu iyi bilsinler ki, bu ülkeye demokrasi gelene kadar, bu ülkeye özgürlük ve barış gelene kadar hak ve hukuk mücadelesi bu ülkede başta annelerimiz olmak üzere hepimiz tarafından yürütülecektir. Adalet bir gün mutlaka sağlanacaktır. Bugün haksızlıkları, hukuksuzlukları adaletsizliği yapanlara da bir gün adalet lazım olacak. Bunu hiç kimse aklından çıkarmasın. İktidar baki değildir. Gelip geçici olan koltuklara hiç kimse güvenmesin. Gün gelecek, elbette ki devran dönecek. Bu yaptığınız haksız ve hukuksuzlukların hesabını adalet önünde, gerçek hukuk önünde herkes mutlaka verilecek. Türkiye’deki vicdan sahibi insanlara sesleniyoruz; annelerimiz yalnız değildir. Cezaevlerindeki arkadaşlarımıza uyguladığınız bütün haksızlık ve hukuksuzlukların karşısında kamuoyunun demokrasiden yana, adaletten yana, barıştan yana olan herkesin bu hukuksuzluklara karşı çıkmasını bekliyoruz.
Adalet Bakanlığı'na çağrı
Bu ülkede bir gün mutlaka adaletin sağlanacağına da inanıyoruz. Cezaevleri artık işkencelerin yapıldığı, ölümlerin yaşandığı, gaspların yaşandığı, her gün odaların izinsiz arandığı, çok keyfi uygulamalarının hayata geçtiği bir yer olarak karşımızda duruyor. Adalet Bakanı’na da buradan seslenmek istiyorum. Yeni geldiğiniz görevinizin başına, oradaki insanlarla iletişim içerisinde olun, oradaki haksızlıkları ve hukuksuzlukları görün ve buna göre tedbir alın. Ben bir kez daha annelerimize, vicdanlı herkesin, onurlu herkesin, adalet sahibi olan herkesin annelerimizle dayanışma içerisinde olmasının önemli olduğunu ifade ediyorum.”