Yeni Adli Yılı’nın başlamasına ilişkin düzenlenen basın açıklamasında konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, her adli yılı geçmişteki sorunların daha ağırlaştırılmış boyutuyla karşıladıklarını belirterek, “Adli yılın yargı ve mesleki sorunlarımızın çözüme kavuşacağı, herkes için adaletin gerçekleştiği bir yıl olmasını diliyoruz” dedi. Eren, hukuk eğitiminin niteliğinin güçlendirilmesi adına hızla artan hukuk fakültelerinin önüne geçilip, avukatlık stajının daha nitelikli bir yapıya kavuşturulması elzem olduğunun da alını çizdi.
YENİGÜN HABER - Yargıtay’da gerçekleştirilen törenle 2021-2022 Adli Yılı başladı. Bu kapsamda Diyarbakır Barosu, Adli Yılı açılışına dair açıklama yaptı.Adliye önünde çok sayıda avukatın katılımıyla yapılan açıklamada konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, her adli yılı geçmişteki sorunların daha ağırlaştırılmış boyutuyla karşıladıklarını söyledi. Pandemi sürecinin yanında yeni döneme; son aylarda yaşanan doğal felaketler, ırkçı saldırılar, hak ihlalleri, kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin artmasıyla başladıklarını belirtti.
Tahir Elçi davası
Sur ilçesinde katledilen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin ölümünün üzerinden 6 yıl geçtiğini anımsatan Eren, “Tahir Elçi'nin yokluğunda altıncı adli yılı açarken, cinayetinin hala aydınlatılmadığını da hatırlatmak isteriz” dedi. Elçi cinayeti davasına değinen Eren, “Dosya bir iddianameyle davaya dönüştürülmüş ise de soruşturmanın ne denli eksik ve manipüle edilerek yürütüldüğü, son celsede alınan tanık ifadeleriyle bir kez daha ortaya çıkmıştır. Elçi cinayeti için etkin bir kovuşturmayla faillerin tespit edilerek cezalandırılması için yeni dönemde mücadeleye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
‘Demokrasiden söz edilemez’
Baroların insan hakları ihlallerine karşı mücadelelerinin kriminalize edilmesine tepki gösteren Eren, “İfade özgürlüğü, demokratik bir toplumun temel değeridir. İfade özgürlüğü ve bu özgürlüğün araçlarından olan toplanma ve gösteri özgürlüğünün olmadığı bir yerde demokrasiden söz edilemez. Geçtiğimiz adli yılda Türkiye’nin dört bir yanında ifade, toplanma ve gösteri özgürlüğü hakkına ağır müdahaleler yapıldı. Güvenlik görevlilerinin orantısız, aşırı ve keyfi güç kullanımına tanıklık ettik” hatırlatmasında bulundu.
Kürt sorunu
Kürt sorununa da değinen Eren, “40 yıla yaklaşan çatışmalar sebebiyle bölgede 40 binden fazla insanın yaşamını yitirdi. 2013 yılında büyük umutlarla ve toplumsal destekle başlatılan çözüm süreci vesilesiyle çatışmalar ve can kayıpları önemli oranda son bulmuş, hak ihlalleri gerilemiş, ifade özgürlüğünün alanı genişlemiş ve toplumda önemli oranda refah seviyesi yükselmişti. Ne yazık ki bu süreç, kamuoyunun beklentilerinin aksine istenilen sonuca ulaşamamış, kalıcı bir çözüm ve toplumsal barış sağlanamamıştır. Kürt meselesinde yaşanan çözümsüzlük, toplumsal, kültürel ve ekonomik alanda ağır tahribatlar yaratmaya devam ediyor. Kürt meselesinde çözümün konuşulduğu dönemlerde toplumsal barışın zemini genişlerken, çatışmaların olduğu dönemlerde çatışmalardan siyaset devşiren kişi ve kurumların da körüklemesiyle toplumsal kutuplaşma derinleşmektedir. Nitekim son dönemde batı illerinde yükselen nefret söylemi ve artan ırkçı saldırılar bu tehlikenin geldiği endişe verici boyutu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu sebeple, toplumsal barışı sabote edecek sert siyasal söylemlerden kaçınılmasının ve sorunların toplumsal barışı önceleyen bir anlayışla evrensel hukuk ilkeleri esas alınarak, diyalog ve müzakere yöntemiyle çözülmesinin elzem olduğuna inanıyoruz” diye konuştu.
‘Adalet yılı olsun’
Avukatlık Kanunu'nda yapılan son değişikliklerle savunmanın ve elde edilen kazanımların yok edildiğini dile getiren Eren, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu geriye gidiş, elbette ve sadece bir mesleğin mevzi kaybetmesi olarak nitelenemez; bir bütün olarak tüm toplumun savunmasız bırakılması gibi daha genel ve kaygı verici sonuçlar yaratacaktır. Hukuk eğitiminin niteliğinin güçlendirilmesi adına hızla artan hukuk fakültelerinin önüne geçilip, avukatlık stajının daha nitelikli bir yapıya kavuşturulması elzemdir. Tüm bunlarla beraber mesleğin ve özellikle mesleğe yeni başlayan avukatların ekonomik sorunlarına acil ve kalıcı çözümler üretilmelidir. Bu amaçla atılacak ilk somut adım mesleğe yeni başlayan avukatların temel kazanç alanı olan zorunlu müdafilik hizmetlerinden kaynaklı ücretlerin bir an önce iyileştirilmesi olacaktır. Diyarbakır Barosu olarak yargı camiasının yeni adli yılını kutluyoruz. Adli yılın yargı ve mesleki sorunlarımızın çözüme kavuşacağı, herkes için adaletin gerçekleştiği bir yıl olmasını diliyoruz.” (Haber Merkezi)