Diyarbakır-Ekmek İsyanı - III

Dilekçede imzası olanlar, Vali İzzet Paşa aracılığıyla İstanbul'daki hükümet yetkilileriyle yabancı büyükelçiliklerin yanı sıra payitahttaki Ermeni,...

Dilekçede imzası olanlar, Vali İzzet Paşa aracılığıyla İstanbul'daki hükümet yetkilileriyle yabancı büyükelçiliklerin yanı sıra payitahttaki Ermeni, Rum ve Musevi ruhani önderlerine dilekçenin bir nüshasını göndermişler.

Diyarbakır Başmüdürlüğü'nden Telgraf Nezareti'ne yazının gönderilmesi sırasında, telgrafhanede biriken kalabalık herhangi olumsuz bir harekette bulunmamış; ancak OsebKazazyan ile Çerçizade Hacı Mehmet gibi 'muhtekirlerin' (stokçu/vurguncuların) 100 kuruşa satmaları gereken zahireyi, öteye beriye saldıkları adamları vasıtasıyla 300 kuruşa satmaya kalkarak ahalinin yiyecek ve yakacağına el koydukları konusunda şikâyetçi olmuştur.

 

Vali'nin nitelemesiyle, 'Müslüman ve Ermeni çevresinden 100-150 kadar sebükmağzdan (dangalak, ahmaktan) oluşan bir avuç çapulcu, ekmek fırınlarına hücum etmekle kalmamış; Rus konsolosu ile adliye müfettişinin evlerine kadar gidip şikayette bulunmuş; nasihatlere aldırmayıp, tellal aracılığıyla halkı Cami-i Kebir çevresinde toplanmaya çağırmışlar. Orada toplanan 500-600 kişi, bin türlü söz söylemek (aleyhte slogan, protesto sözleri) suretiyle asayişi ihlal edecek dereceye getirmiştir.

O gün herhangi bir vukuat olmamıştır. Ertesi günü Oseb Efendi, aleyhinde dilekçe verenlerin cezalandırılmalarını istemiş; ancak Adliye Müfettişi bu talebi reddetmekle kalmamış; Oseb Efendi ve benzeri stokçu tüccarların kendi güvenlikleri için bir süreliğine şehir dışına çıkmalarını tavsiye etmiştir.

O makamdan çıkıp Bidayet Mahkemesi'ne gitmekte olan Oseb Efendi, çoğu Hıristiyan olan protestocular tarafından engellenmiş, önü kesilerek kendisi 'şehirdeki sefaletin baş müsebbibi' olmakla suçlanmıştır.

Oseb Efendi, onlarla alay etmeye kalkışınca da taş yağmuruna tutulmuştur. Oseb Efendi'nin mahkeme binasına sığınması üzerine, halk pencere camlarını kırmış, içeri girerek bu vurguncuyu linç etmeye kalkışmıştır.

Polisin siper olması sonucu zorbela kurtulabilmiştir. Hıncı dinmeyen kalabalık, Oseb Efendi'nin evine yönelince çarşı-pazardaki insanlar da onlara katılmıştır. Esnaf ve tüccar kepenkleri kapatarak evlerine gitmiştir.

İsyan haberi evine ulaştığında, Vali İzzet Paşa korkudan donakalmıştır. Asker devreye girmiş ancak ateş açmamıştır. Çembere alınan Oseb Efendi'nin evi taşlanmış, taraçadan hücuma maruz kalmıştır. Arbede sırasında iki kişi ölmüş, 17 kişi yaralanmıştır.

Olaydan hemen sonra hükümet konağında acilen toplanan İdare Meclisi, 'stokçuluk ve vurgunculuk' ile suçlananların şehri hemen terk etmeleri yönünde karar almıştır. Halkın valiye yaptığı baskı sonucunda Meclis'in kalıcı olmayan üyelerinin de görevlerine son verilmiştir…"

Dört farklı kaynaktan aldığımız olaylar ile halk hareketi örnekleri şunu gösteriyor: Diyarbakır ahalisi, çağlar boyu birçok sıkıntı, eziyet, felaket ve zulümle karşılaşmış; ancak yeri geldikçe hakkını korumak üzere sesini yükseltmesini de bilmiştir.

Ekonomik ve sosyal anlamda şiddet uygulayan, rüşvet alan, yolsuzluk yapan ve halkı aşağılayarak eziyet eden zalim yöneticilere boyun eğmemiştir. Taleplerini dile getirmiş ve istediklerini elde etmeyi başarmıştır. Bitti

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri