24 Kasım Öğretmenler Günüyle ilgili açıklama yapan Deva Partisi Diyarbakır İl Eğitim İşleri Başkanı Meral Kahraman, mülakat ve güvenlik soruşturmaları nedeniyle yüzbinlerce öğretmenin mağdur olduğunu belirterek, “Eğitim emekçilerinin sorunu çözülmeden Türkiye’de eğitim sorunu çözülemez” dedi.
YENİGÜN HABER - 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle açıklama yapan Deva Partisi Diyarbakır İl Eğitim İşleri Başkanı Meral Kahraman, hakları gasp edilen, ihraç edilen sürgün ve soruşturmalara maruz kalan bütün emekçi öğretmenlerin yanında olduklarını vurgulayarak, “Eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamayan milyonlarca çocuk ve gencimizin taleplerinin takipçisi olacağız” diye konuştu.
Beklentiler karşılanmıyor
Öğretmenler Gününün anlamını yitirdiğini belirten Kahraman; “Yüz binlerce öğretmenin ekonomik, sosyal ve mesleki sorunlarını çözmek için yıllardır adım atılmadığı, öğretmenlerin gerçek sorunlarının görmezden gelindiği, kutsallıkla bezeli sözlerle emeklerinin göz ardı edildiği, hamasi söylemlerin ve bildik kalıp sözlerin gölgesinde ezber kutlamalarla bezendiği, sıradanlaştırılan bir gün olmasının dışında aslında bir anlamının olmadığı bir 24 Kasım’ı hep beraber ‘kutluyoruz!’ Ülkemizde yaşanan sosyo-ekonomik bunalımları ve bunların yansımalarını eğitim emekçilerinin yaşadığını biliyoruz. Somut hiçbir adım atılmadan ve çalışma ve yaşam koşullarına dair tek bir sorun alanına değinilmeden temel taleplerin görmezden gelindiği, geleceğe dair beklentilerinin karşılanmadığı artık herkesin kabulündedir” ifadelerini kullandı.
OHAL Komisyonu bir "oyalama" komisyonuna dönüşmüştür
Eğitimcilerin sorunları ekonomik daralmayla birlikte daha da kötüye gittiğinin altını çizen Kahraman şöyle konuştu;
“Ülkemizde bir süredir yaşanan ekonomik krizin ve bu krizin etkileriyle öğretmenlerimizin iş ve yaşam koşulları ciddi anlamda ağırlaşmış, yıllar geçtikçe var olan sorunlar çözülmek yerine katlanarak devam etmiş, temel talepler karşılanmamış ve yaşanılan sorunlara kalıcı çözümler üretilmemiştir. Hiçbir geliri kalmayan, yaşamını asgari ölçüde dahi sürdüremeyen binlerce KHK ile işten çıkartılan öğretmenlerin durumu belirsizliğini koruyor. Bu öğretmenlerin özel okullarda dahi çalışmaları engellenmektedir. On binlerce KHK'lı öğretmen ve akademisyen 5 yıldır OHAL İnceleme Komisyonu'nun başvuruları sonuçlandırmasını beklerken, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen kamu emekçilerinin başvurularını değerlendirmek üzere kurulan OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun varlığı ve şimdiye kadar ortaya koyamadığı performans ihraç edilen öğretmenlerin durumu konusunda ciddi soru işaretleri oluşturmaktadır. Yargı organı olmayan OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’nu bu anlamda bir "oyalama" komisyonuna dönüşmüştür.”
700 bine yakın işsiz eğitimcinin olduğunu söyleyen Kahraman ; “Eğitimde özellikle son yıllarda esnek, güvencesiz ve angarya çalıştırma uygulamaları belirgin bir şekilde artmıştır. Ücretli ve sözleşmeli öğretmenlik, mülakat ve güvenlik soruşturmaları nedeniyle yaşanan sorunlar, 700 bine yakın işsiz, ataması yapılmayan öğretmenlerin varlığı gibi temel konuların çözümü noktasında bugüne kadar hiçbir somut adım atılmamıştır” diye konuştu.
Emekleri hiçe sayılıyor
Beylik laflar yerine öğretmenlerin sorunlarının çözüme kavuşturulması gerektiğini ifade eden Kahraman sözlerine şöyle devam etti:
“Öğretmenlerin satın alma gücünde ve maaşlarında yaşanan kaybın giderilmemesinden sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerin kadroya geçirilmemesine; sözleşmeli öğretmenlerden kadroya geçenlerin, kadrolu öğretmenlerin yararlandığı bütün haklardan yararlanmamasında öğretmenlerin ek göstergelerinin 3600’e çıkarılmasına kadar uzayan sorun alanları halen iktidarın çözümsüz politikalarına mahkûm edilmiştir. Bu anlamda vergi diliminden kaynaklı kayıplara hala son verilmediği ve ücretli çalışanlar için gelir vergisi oranının sabitlenmediği de önemli bir sorun olarak önümüzde durmaktadır. Emeklerinin kutsallığından söz açıp, emeklerinin hiçe sayıldığı öğretmenlerimizin mevcut tüm sorunlarının bir an önce çözülmesi, kutsallıkla bezeli söylemlerden daha önemlidir. Soyut ve beylik laflar yerine somut ve uygulanabilir çözümlerle öğretmenlerimizin yaşan koşulları iyileştirilmelidir. Bugün yaşam mücadelesi ile boğuşan ve ardı sıra gelecek kaygısı taşıyan eğitim emekçilerinin mevcut ekonomik ve sosyal koşulları değişmeden Türkiye’deki eğitim sorununun çözülmesi imkânsızdır.”