Diyarbakır Barosu, eski MİT Kontraterör Daire Başkanı Mehmet Eymür’ün röportajlarında yer alan işkence itiraflarının soruşturulmasını talep etti.
YENİGÜN HABER – Diyarbakır Barosu Başkanlığı, Mehmet Eymür’ün basına yansıyan röportajlarında işkence itiraflarına dair internet sitelerinde yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Eymür’ün basın yayın organlarında yapılan konuşma ve verilen röportaj içerikleri gözetilerek, 1990'lı yıllarda başta Diyarbakır olmak üzere Türkiye'nin çeşitli kentlerinde yaşanan işkence, yargısız infaz ve ölçüsüz ölümcül güç kullanımına ilişkin şüpheli/lerin tespiti ile haklarında etkin soruşturma/ların yürütülmesi taleplidir” ifadeleri yer aldı.
ALENİ İŞKENCE İTİRAFLARI
Açıklamada, şiddetini arttıran silahlı çatışmalarla 1984 yılında başlayan ve 1990’ların başına kadar süreçte işkence, yargısız infaz ve ölçüsüz ölümcül güç kullanımı neticesinde, yaşam hakkı ve işkence, insanlık dışı ve kötü muamele yasağı başta olmak üzere ağır insan hakları ihlallerinin yaşanıldığı belirtildi. Eski MİT Kontraterör Daire Başkanı Mehmet Eymür’ün, T24’te Gökçer Tahincioğlu’na verdiği röportajda gazetecinin işkenceye dair, “Bu size normal mi geliyor. Sistematik işkence yöntemleri bunlar. Bunların suç olması gerekmez mi? Ama siz hâlâ devlet için gerekli, diyorsunuz” şeklinde sorduğu sorunun aktarıldığı açıklamada, Eymür’ün verdiği, “Hayır, başka türlü konuşma imkânı yoksa olabilir. Hâlâ da öyle düşünüyorum. Çünkü çok inatçı tipler var. Başka türlü konuşturmak çok zor” yanıtına dikkat çekildi. Açıklamada, “Verdiği bu röportaj, bir bütün olarak başta işkence yasağı olmak üzere geçmişten bu yana Türkiye’de yaşanan ağır insan hakları ihlalleri/suçları konusunda açık bir itiraf/delil niteliğindedir. Yine aynı şahıs tarafından Halk TV canlı yayınında, benzer ifadelerde bulunarak işkence yaptığı ve yapıldığı hususunda beyanlarda bulunmuştur” şeklinde kaydedildi.
BM SÖZLEŞMESİ HATIRLATILDI
Birleşmiş Milletler (BM) İşkence ve Diğer Zalimane Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme’nin hatırlatıldığı açıklamada, “Sözleşme, insanın sahip olduğu onur ve değeri korumak için işkenceyi mutlak olarak yasaklar. İnsanlık ailesinin ortak kazanımı olan ve modern insan hakları hukukunun en temel kurallarından birini oluşturan bu yasak, normlar hiyerarşisi açısından üstün kural, başka bir deyişle buyruk kural niteliğindedir. Dolayısıyla hiçbir koşulda istisnası olmaz. Sözleşmede durum şöyle ifade edilir: ‘Hiçbir istisnai durum ne harp hâli ne de bir harp tehdidi, dâhili siyasî istikrarsızlık veya herhangi başka bir olağanüstü hâl, işkencenin uygulanması için gerekçe gösterilemez” şeklinde vurgulandı.
TOPLUMSAL ADALET DUYGUSUNUN TAHRİBİ
Açıklamanın devamında şunlar belirtildi: “Mehmet Eymür’ün doğrudan kendisi ve içinde yer aldığı yapılar ile ilgili itiraf/delil niteliğindeki bu açıklamalar, bireysel olarak işkence görenler ve toplumsal adalet duygusunu onarılmaz biçimde tahrip etmektedir. Bu itiraflar aynı zamanda, başta işkence ve diğer kötü muamele olmak üzere ağır insan hakları ihlallerinin sistemik ve sürekliliğini sağlayan en temel etken olan cezasızlık olgusunu bir kez daha görünür kılmıştır. Hepsinden ötesi, bu denli pervasızca ve pişkince yapılan itiraflar, ülkemizde insan hakları değerlerinde yaşanan tahribatın ne denli büyük olduğunu da göstermektedir. Uluslararası hukuk bağlamında da değerlendirilen insanlığa karşı işlenmiş suç TCK’nın 77’inci maddesinde de düzenlenmiştir. Yine kanunda uluslararası bir suç olan insanlığa karşı suçlarda zamanaşımının işlemeyeceğini belirten açık hüküm vardır. İnsanlığa karşı işlenmiş suçların düzenlendiği 5237 sayılı TCK kanunu 2005 yılında yürürlüğe girmiştir.
SORUŞTURMA TALEBİ
Yukarıda izah ettiğimiz hususlar gereğince; Mehmet Eymür isimli şahsın beyanları gözetilerek soruşturma başlatılması, soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülerek, Mehmet Eymür ve ilgili şüphelilerinin cezalandırılması amacıyla ivedi bir şekilde yargısal faaliyetlerin yürütülmesi talep olunur.” (Haber Merkezi)