YENİGÜN HABER – 27 Ağustos'ta DSG, Deyrezor’da IŞİD hücrelerine yönelik Uluslararası Koalisyon Güçleri’yle birlikte “Güvenliği Güçlendirme” ismiyle ortak operasyon başlattığını duyurdu.
Operasyonda Deyrezor Askeri Meclisi Genel Komutanı Ahmed Ebu Hewla’nın tutuklanmasının ardından patlak veren çatışmalar, bazı Arap aşiretlerinin de katılmasıyla büyüdü.
Çatışmalar nedeniyle son 5 günde 11’i DSG ile Deyrezor Askeri Meclisi üyesi, 20’si silahlı aşiret mensubu ve 3’ü sivil olmak üzere 34 kişi hayatını kaybetti.
Konuya ilişkin Türkiye tarafından yapılan açıklamada, bölgedeki çatışmaların yakından ve kaygıyla takip edildiği belirtilirken, Demokratik Suriye Meclisi Yürütme Kurulu Başkanı İlham Ahmed, Deyrezor’daki çatışmaların İran ve Suriye kışkırtması olduğunu söyledi.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Deyr-Ez Zor kırsalında bölücü terör örgütünün Suriye'deki şubeleriyle bazı Arap aşiret unsurları arasında bir süredir yaşanan çatışmaları yakından ve kaygıyla takip ediyoruz.
Bu gelişme, terör örgütünün, Suriye'nin kadim halklarını, üzerlerinde şiddet ve baskı uygulamak ve temel insan haklarını ihlal etmek suretiyle tahakküm altına alma girişimlerinin yeni bir tezahürüdür.
Bu amaç ve niyetini DEAŞ'la mücadelede aktör olduğu savıyla perdelemek isteyen terör örgütünün gerçek mahiyetini, daha fazla gecikmeden ve bölgenin Suriyeli Kürtler de dahil kadim unsurlarının daha fazla acı çekmesine yol açmadan, destekçilerinin de görmesini umuyoruz.”
İRAN VE SURİYE VURGUSU
Demokratik Suriye Meclisi (DSM) Yürütme Kurulu Başkanı İlham Ahmed eski ismi Twitter olan X hesabından Deyrezor’daki çatışmalara ilişkin bir açıklama yaptı.
Ahmed, açıklamasında bölgedeki Arap aşiretlerinin İran ve Suriye eliyle kışkırtıldığına işaret etti.
Ahmed ayrıca Suriye hükümetinin güneydeki hükümet karşıtı gösterilerin üstünü örtmek için Deyrezor’daki huzursuzluğu bir “Kürt-Arap çatışması” gibi yansıtmak istediğini söyledi.
İlham Ahmed flood şeklinde yayınladığı Tweetlerinde şunları dile getirdi:
“Deyrezor'da Son Çatışmalar: Suriye Demokratik Konseyi'nin lideri olarak bu bölgede ortaya çıkan duruma ışık tutmak benim görevim. Şiddetli çatışmalar patlak verdi ve bağlamı anlamak çok önemli.
Bu bölge, Suriye Demokratik Güçleri (DSG) ve Uluslararası Koalisyon sayesinde büyük ölçüde IŞİD kontrolünden kurtarıldı. İstikrar, Kuzey Doğu Suriye halkı tarafından büyük çabalarla kazanıldı.
“İRAN DESTEKLİ MİLİSLER VE SURİYE REJİMİ TARAFINDAN YÖNLENDİRİLİYOR”
Maalesef bu çatışmalar münferit olaylar değil. Bu rahatsızlığın, bölge genelinde huzursuzluk ve istikrarsızlık yaratmak isteyen İran destekli milisler ve Suriye rejimi tarafından yönlendirildiğine dair kanıtlar var.
Bu çatışmaların arkasında iddia edilen gündem ise çok daha korkutucu. İran ve Esad rejimi, bu huzursuzluğu Araplar ve Kürtler arasındaki etnik çatışmanın bir sonucu olarak göstermek, Suriyelileri Suriye'nin güneyindeki protesto hareketlerinden uzaklaştırmak istiyor.
“HEDEFLERİ AMERİKAN BİRLİKLERİNİ SURİYE'DEN ÇIKARMAK”
Suriye rejimi bunu yapmak istiyor ama neden? Amerikan birliklerini Suriye'den çıkarmaya çalışmak potansiyel hedeflerden biri. Durumun Arap aşiretleri tarafından yönlendirildiği gibi sunarak bu dava için uluslararası merhamet ve destek kazanmaya çalışıyor olabilirler.
Bu çatışmaların geniş kapsamlı etkileri var. Kuzey Doğu Suriye'nin istikrarını tehlikeye atmanın yanı sıra daha geniş jeopolitik yansımaları da var. Bu, derinlemesine araştırma ve küresel dikkat gerektiren bir durum.
Bu zor zamanlarda barış ve iletişime tüm taraflarca öncelik verilmelidir. Kuzey Doğu Suriye halkı istikrarı ve güvenliği hak ediyor çünkü zaten yeterince acıya katlandılar.”