Deprem bölgesinde yer alan 11 şehirde 3 milyonun üzerinde insanın göç ettiği öngörülüyor. Kayıtlar en çok göçün Ankara'ya yapıldığını gösteriyor. İlerleyen süreçlerde depremden daha az etkilenen Antep, Diyarbakır ve Van gibi şehirlerin de göç alma potansiyeli olduğu belirtiliyor.
Kahramanaraş'ta 6 Şubat'ta 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler 11 ili vurdu. Hatay’ın Defne ilçesinde 21 Şubat’ta gerçekleşen deprem ise bölgedeki yıkıcılığın etkisini arttırdı. Deprem yalnızca ölümlere ve yıkıma neden olmadı, aynı zamanda milyonları bulan bir göçü tetikledi. Göç uzmanları hazırlanan raporlar uyarınca durumu Artı Gerçek’e değerlendirdi.
NÜFUSUN YÜZDE 16,43’SI DEPREMDEN DOĞRUDAN ETKİLENDİ
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Göç Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin Durum Değerlendirme Raporu’na göre; deprem bölgesinde kayıtlı yurttaş sayısı 14 milyonun üzerinde ve oransal olarak tüm nüfusun yüzde 16,43’üne tekabül ediyor. Başka bir anlatımla Türkiye’de yaşayan her altı kişiden biri bu depremlerden doğrudan etkilendi.
4,8 MİLYON ÇOCUK DEPREMDEN DOĞRUDAN ETKİLENDİ
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın “Türkiye Earthquakes Recovery and Reconstruction Assessment” raporuna göre Türkiye’de bulunan yaklaşık 4,8 milyon çocuktan (0-17 yaş) yüzde 21’i, yani her beş çocuktan biri deprem bölgesinde yaşıyordu ve afetten doğrudan etkilendi.
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi raporuna göre, deprem bölgesi aynı zamanda yabancı uyruklu kişilere de ev sahipliği yapıyordu. Rapora göre Türkiye’de bulunan yabancı uyruklu nüfusun 2 milyonu deprem bölgesinde bulunuyordu. Bu kategoride yer alan ve geçici koruma statüsünde bulunan Suriyeli sayısıysa yaklaşık 1 milyon 750 bin kişiydi. Başka bir deyişle Suriye’den Türkiye’ye sığınan göçmenlerin yarısı bu 11 ilde ikamet ediyordu. Depremle birlikte bu durumda da değişiklik oldu.
1,5 MİLYON KİŞİ EVSİZ KALDI
Depremlerin ardından BM tahminlerine göre 1,5 milyon kişi evsiz kaldı. Etkisi geniş bir bölgeye yayılan depremler göç hareketliliğini de beraberinde getirdi.
Artı Gerçek’ten Oğulcan Özgenç’in Cumhurbaşkanlığı raporuna dayandırdığı yer alan habere göre; depremin ilk haftasında 2 milyonun üzerinde kişi bölgeden ayrıldı, mart ayının ilk haftasındaysa bu sayı 3,3 milyonun üzerine çıktı.
EN FAZLA GÖÇ ANKARA’YA
Yapılan araştırmaya göre bölgeden ayrılan nüfus ağırlıklı olarak komşu şehirlere veya konaklama imkânı verilen yerlere göç etti. Depremzedelere ev sahipliği yapan illere bakıldığında Başkent Ankara’nın en fazla göç alan şehir olduğu görülüyor. Raporun bulgularına göre ilk etapta Ankara’ya 205.405 kişinin göç ettiği belirtiliyor. Son veriler bu sayının 300 bine yaklaştığı yönünde.
Antalya, 154 bin 86 kişiyle Ankara’yı takip ederken; 65 bin 86 kişi Mersin’e, 40 bin 442 kişi Kayseri’ye, 40 bin 300 kişi Muğla’ya göç etmiş durumda. Elazığ ise depremden etkilenen 11.il ilan edilmesine karşın 50 bin depremzedeyi ağırlıyor.
KENTTEN KIRA DA GÖÇ VAR
Cumhurbaşkanlığı raporuna göre deprem bölgesinde nüfusun yüzde 96,7’si şehirlerde yaşarken kırda yaşayan kişi sayısı 450 binin üzerinde. Ancak bu veriler de değişti, çünkü göç dalgası sadece şehirlerarası bir nitelik taşımıyor, kentten kıra da göç var. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Mart’ta yaptığı açıklamada yaklaşık 1 milyon depremzedenin köylere yerleştiğini belirtmişti.
'GÖÇ DEMEK İÇİN HENÜZ ERKEN'
Kentten kıra gerçekleşen hareketliliği AYBÜ Göç Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ali Sağıroğlu’na göre kentten kıra yönelen hareketlilikte depremzedelerin barınma ihtiyaçlarını karşılama ve korku psikolojisini aşma çabası önemli rol aldı. Doç. Dr. Sağıroğlu, bu hareketliliği göç olarak tanımlamak için erken olduğunu belirtiyor ve biraz beklemek gerektiği konusunda uyarıyor.
“Bu tür bir hareketliliğe göç dememiz için belli bir süreyi geçmesi beklenir. Depremden etkilenen şehirler imar edildiğinde, başkaca barınma olanakları yaratıldığında köylere yönelenlerin geri döneceğini düşünüyoruz. Bu sebeple insan hareketliliği kavramını daha yerinde buluyoruz.”
DİYARBAKIR’IN GÖÇ ALMA POTANSİYELİ
İlerleyen süreçlerde depremden daha az etkilenen Antep, Diyarbakır ve Van gibi şehirlerin de göç alma potansiyeli olduğunu belirten Sağıroğlu, genel nüfus hareketlerinin kalıcılığına ilişkinse şu ifadeleri kullandı:
“Göçün kalıcı olup olmadığı bölgede gerçekleşecek imar faaliyetlerine, istihdam alanlarının oluşturulmasına, eğitim gibi temel unsurların nasıl planlanıp uygulanacağına bağlı. Ancak insanların gittikleri şehirlerde kalma süreleri uzadıkça göçün kalıcı olma ihtimali yükselir. Altı ayı geçen ve bir yıla yayılan sürede insanlar göçtükleri yerde iş bulabilir, çocukları okula başlayabilir. Bu durum geri dönüşleri baskılayacaktır.”
SURİYELİ MÜLTECİLERİN GÖÇ HAREKETLİLİĞİ
Deprem bölgesinde bulunan mültecilerin Türkiye içindeki hareketliliği farklı bir prosedürle işledi. Göç İdaresi Başkanlığı, 7 Şubat’ta yayınlamış olduğu genelgeyle geçici koruma statü sahiplerinin il dışına çıkma sınırlılıklarının kaldırıldığını, bölgede yaşayan mültecilerin yol izin belgesi alma şartının iptal edildiğini ve gittikleri ilde gerekli resmi işlemleri yapmaları halinde 90 gün boyunca kalabileceklerini duyurdu. 13 Şubat’ta yapılan başka bir açıklamayla seyahat izin belgesi 60 güne indirildi. Bu açıklamayla beraber deprem bölgesi mülteciler için iki ayrı bölgeye tasnif edildi ve Adana, Osmaniye, Urfa, Kilis, Diyarbakır illerindeki yabancıların deprem kaynaklı barınma ihtiyacından doğan seyahatlerinde izin belgesi başvurusu zorunlu hale getirildi.
60 VE 90 GÜN SINIRLARI BELİRSİZLİK YARATIYOR
izin belgesi başvurusu zorunluğunu değerlendiren Prof. Dr. Deniz Sert, “Yerinde bir karar fakat süre kısıtın getirdiği birçok belirsizlik söz konusu. Sayılan illerde deprem sonrası ortaya çıkan yıkım göz önüne alındığında 60 ya da 90 gün içerisinde bu illere geri dönmenin zorluğu ortada. Dolayısıyla yeni bir ilde barınma ihtiyacını bir şekilde karşılayan bu kişilerin önünde çok ciddi bir belirsizlik söz konusu. Yetkililerin de durumun farkında olduğuna ve verilen sürenin uzatılabileceğine dair duyumlar aldık ama henüz resmi bir açıklama yapılmadı” dedi.
DEPREMİN ARDINDAN ÜLKELERİNE DÖNEN SURİYELİ MÜLTECİLER
Göç Araştırmaları Derneği’nin raporuna göre, Suriyeli mültecilerin göç ettiği istikametlerin başında Mersin geliyor. Mersinde bulunan sivil toplum kuruluşlarının raporlarına göre Mersin’e 50-60 bin arasında mültecinin göç ettiği tahmin ediliyor. Türkiye’de gerçekleşen şehir değişikliklerinin yanında 40 bin aşkın kişi de Suriye’ye döndü. Söz konusu depremzedeler, 1 ila 6 ay arasında Suriye’de kalabilecekler.
Prof. Dr. Deniz Sert, “Bu uygulama deprem nedeniyle hayatını kaybetmiş yakınlarının cenazelerini götürmek, kayıplarını gömmek, oradaki yakınlarının yanında olmak, geride bıraktıkları yerin durumunu anlamak gibi birçok nedenle bir süreliğine Suriye'ye gitmek isteyen kişiler için yapıldı. Düzenlemeyi hızlı ve yerinde alınmış bir karar olarak yorumluyorum. Ancak bu izne tabi bir şekilde Suriye'ye gitmiş kişilerin dönüşlerinde bir sorun yaşanacak mı bunu ileriki zamanlarda göreceğiz” dedi.
Son olarak bölgede yaşayan herkesin depremzede olduğunu belirten Sert, yardımların insan onuruna yakışır şekilde kapsayıcı, din, dil, ırk, cinsel yönelim ayırmaksızın yapılması gerektiğini vurguladı. (Haber Merkezi)