Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu üyeleriyle bir araya gelen Yeşil Sol Parti milletvekili adayı Cengiz Çandar "Dünya’nın en politize olan noktasında hareket ediyorum. Amed kendi başına bir örgüttür" ifadelerini kullandı.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Diyarbakır milletvekili adayları, 80’den fazla sivil toplum, emek ve meslek örgütünü bünyesinde barındıran Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu üyeleriyle bir otelde yapılan kahvaltılı toplantıda bir araya geldi.
Toplantıda konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Eşbaşkanı Gülistan Atasoy, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra dayanışmanın daha güçlü olduğunu belirterek, “Yerel demokrasi ve çoğulculuğun devam etmesi gerekir. Biz buna dair mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi. Atasoy, İmralı'da başlayan tecridin kaldırılarak, kadın özgürlükçü paradigmanın Türkiye'ye yayılması gerektiğini söyledi.
‘DEMOKRATİK CUMHURİYET’ VURGUSU
Yeşil Sol Parti Diyarbakır milletvekili adayı Halide Türkoğlu, Emek ve Özgürlük İttifakı’yla yerel demokrasinin güvencesi haline geldiklerine işaret ederek, “Demokratik cumhuriyet yerel demokrasiden bağımsız değildir. Demokratik cumhuriyetin kurulması gerekiyor. Kentlerin yönetimine dair tartışmalarımız oldu. Kayyım rejimi yüzünden kentlerimizi yönetemiyoruz. Yerel demokrasiyi, yerel yönetimleri esas alan bir noktaya geleceğiz. Bu sorunlarının çözümü de İmralı’da tecrit altında tutulan Abdullah Öcalan’dan geçiyor. Diğer bir sorun ise, yine Kürt sorununu çözmekle geçer. 14 Mayıs'ta en fazla vekili çıkararak iktidarı gönderip, yeni bir süreci başlatacağız. Buna inanıyoruz özgürlüğü ve adaleti getireceğiz” diye konuştu.
‘YA DEMOKRASİ YA DİKTATÖRLÜK’
Yeşil Sol Parti Diyarbakır milletvekili adayı Cengiz Çandar da, 14 Mayıs seçimlerinde en önemli noktada duran kentin Diyarbakır olduğunu söyledi. Çandar, “Dünya’nın en politize olan noktasında hareket ediyorum. Amed kendi başına bir örgüttür” dedi.
Çandar şöyle devam etti: “Diyarbakır, bütün örgütlerden daha büyük ve kendini o özgüde gördüğü bir kenttir. Hem kendini yönlendiren, hem de eğiten başka bir coğrafya yoktur. Örgütümüzle beraberiz. 1 hafta sonra seçim var, normal bir seçim olacağını sanmıyorum. Türkiye tarihinin en kritik seçimine gireceğiz. Bu seçimler en çok Amed’i ilgilendirir. Bu seçim iki seçenekten birinin referandumu olacak. Ya Türkiye koyu bir diktatörlüğe gidecek ya da demokrasiden yana yönünü çevirecek. Bu karar ülkenin her kesiminden çok Kürleri ilgilendirir” diye belirtti. (Haber Merkezi)