Adalet Bakanlığının 193 yeni cezaevi yapılacağı açıklamasına tepki gösteren Batman Hukuk ve Adalet Derneği Başkanı Avukat Yusuf Tanrıseven, çözümün cezaevlerini artırmaktan değil, bataklığı kurutacak politikaları geliştirmekten geçtiğini söyledi.
DİYARBAKIR YENİGÜN - Batman Hukuk ve Adalet Derneği Başkanı Avukat Yusuf Tanrıseven, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün, "Hükümlü ve tutuklu sayısındaki öngörülemeyen artış" nedeniyle 5 yıl içerisinde 193 yeni cezaevi yapımının planlandığı ile ilgili açıklamasını değerlendirdi. Her geçen yıl Türkiye'deki cezaevlerinin sayısı ve doluluk oranının artış gösterdiğini belirten Tanrıseven, son 15 yılda tutuklu sayısının 2 kat artığını, bunun Avrupa ile kıyaslandığında çok büyük bir artış olduğunu söyledi. Tanrıseven, çözümün hapishane sayılarını artırmaktan geçmediğini, suçu önleme konusunda tutukluluğun çözüm olmadığını, suça götüren etkenlerin tespit edilip bunların önlenmesi için ciddi proje ve politikaların geliştirilmesi gerektiğini kaydetti.
Tanrıseven, "Bunun çözümü yeni cezaevleri inşa etmek değil, toplumu eğitmek, insanların örf ve adetlerine bağlı bir şekilde, dinimize uygun bir şekilde yaşamalarını sağlamaya çalışmaktır." dedi.
"Cezaevlerindeki doluluk oranı 2 kat artmış"
Türkiye'de son dönemde cezaevleri sayılarında ciddi bir artış olduğunu aktaran Tanrıseven, "Hükümlü sayısında ciddi bir artış olduğunu görüyoruz. 2005 ile 2019 yılları arasındaki verilere baktığımız zaman cezaevlerindeki doluluk oranı yaklaşık olarak neredeyse 2 kat artmış. Tabi Avrupa ülkeleriyle kıyasladığımız zaman çok ciddi bir fark var. Oralara baktığımızda cezaevlerinin azaldığını görüyoruz. Türkiye'de ise tam tersine büyük bir artış var. Türkiye bu konuda şu anda Gürcistan, Rusya gibi ülkelerle aynı ligde yer alıyor. Bu aslında çok kötü bir durumdur." ifadelerini kullandı.
"İnsanların rehabilite edilip tekrar topluma kazandırılması gerekir"
Cezaevlerinin amacının insanları cezalandırmak olmaması gerektiğini vurgulayan Tanrıseven, "Şu anda cezaevlerine baktığımız zaman kapasitesinin yüzde 121 oranında bir doluluk var. Bu neyi gösteriyor? Türkiye'de cezaevindeki her 20 insan yatacak yer dahi bulamıyor. Cezaevlerinin asıl amacı, aslında insanları cezalandırmak değildir. O insanların rehabilite edilip tekrar topluma kazandırılması gerekiyor. Ama mevcut koşullarda bunun olması mümkün değil. Çünkü insanlar yatacak bir yer dahi bulamıyorken bu insanları rehabilite etmek çözüm değil." diye konuştu.
Cezaevi sayılarının artırılmasının bir çözüm olmadığına işaret eden Tanrıseven, "Özellikle son yıllarda baktığımız zaman birçok kez cezaevlerinin kısmen boşalması için değişik indirimler yapıldı. Cezaların infazında süreler değiştirildi, insanların bir kısmı cezalarını dışarda çekmeye başladı. Ama bu dahi çözüm olmadı. Şu anda baktığımız zaman Adalet Bakanlığı yüzlerce yeni cezaevi inşa etmek istiyor. Bir ülkenin gelişmişliğinin ölçüsü aslında cezaevlerinin sayısı değil, üretim sayısıdır. Ne kadar iş gücü üretiyorsunuz, ne kadar üretim yapabiliyorsunuz, ne kadar dışarıya satabiliyorsunuz? Önemli olan budur." şeklinde konuştu.
"Çözüm toplumu eğitmek"
Tanrıseven, konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Tabi ki cezaevlerinde olan insanları da düşünmek zorundayız. Orada insanların daha rahat bir şekilde kalmasını sağlamalıyız. Ama bir söz var; 'Suçluyu kazıyın altında insan çıkar, suçluyu kazıyın altından başka bir suçlu çıkar.' Bizim bataklığı kurutmamız lazım. Eğer biz sivrisinekleri öldürmeye çalışırsak o bataklık yine sivrisinek üretmeye devam eder. Bunun çözümü yeni cezaevleri inşa etmek değil, toplumu eğitmek, insanların örf ve adetlerine bağlı bir şekilde, dinimize uygun bir şekilde yaşamalarını sağlamaya çalışmaktır. Bugün maalesef popüler kültür insanlara bunu değil, kısa yoldan zengin olmayı öğretiyor. Televizyon dizilerine baktığımız zaman çok kötü sahnelerle karşılaşabiliyoruz. Gençlerin idolü mafya dizilerindeki insanlardır. Bu devam ettiği müddetçe biz yüzlerce değil, binlerce cezaevi dahi yapsak bu soruna çözüm olmayacaktır."
"İnsanlar temelden eğitilmelidir"
Suçu önlemenin yol ve yöntemlerinin aranması gerektiğini kaydeden Tanrıseven, "İnsana iş ve aş verirseniz gayri meşru yollara çok fazla girmek istemeyecektir. İşsizlik sayısı son 10 yılın en yüksek dönemindedir. Bu ister istemez ekonomik suçları da ciddi bir şekilde etkiliyor. Ekonomik suçlar başka suçları etkiliyor. İnsanların psikolojisi bozulabiliyor ve gittikçe daha dejenere bir toplum haline gelebiliyoruz. İnsanların artık temelden eğitilmesi gerekiyor. Gençlerimizin sokaklarda, internet kafelerde olması yerine bir meslek edinmesi gerekiyor. Toplumu geliştirmediğimiz müddetçe istediğiniz kadar cezaevi inşa edin bu sorun çözülmeyecektir. Tam tersine yeni cezaevi ihtiyacı doğacaktır.” şeklinde konuştu.
"Kanunların bir kısmı değiştirilmeli"
Toplumun örf, adet, gelenek ve göreneklerine uymayan kanunların olduğunu dile getiren Tanrıseven, son olarak şunları kaydetti:
"Bu kanunların bir kısmının değişmesi gerekiyor. Bir kısmının topluma adapte edilmesi gerekiyor. Siz Batı'dan bir kanun alıp olduğu gibi ülkeye uyarlamaya çalışırsanız o toplumun örf ve adetleriyle uyuşmayabiliyor. En iyi kanunları da çıkarsanız burada aslında insan unsuru çok önem arz ediyor. Hâkim ve savcılarımız yeterli donanıma sahip değilse doğru kararlar vermeleri zorlaşabiliyor. Cezaevindeki bir diğer sorun da cezaevindeki insanların 3'te birinin şu anda terör örgütü üyeliğinden yargılanmakta olan hâkim ve savcıların verdiği kararlarla cezaevinde yatıyor olmasıdır. Bu insanların verdiği kararların ne kadar doğru olduğunu sorgulamamız lazım. Bu insanlara yeniden yargılama izni verilmelidir." (İLKHA)