5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle açıklama yapan Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, “Hiçbir demokratik ülkede tanık olunamayacak şekilde; hak savunuculuğu faaliyetleri nedeniyle başta Diyarbakır Barosu üyeleri olmak üzere avukatlar yargı tehdidine maruz kalmakta, tutuklanmakta ve ağır cezalara mahkum edilmektedir” dedi.
Süleyman ÖZDEMİR/YENİGÜN HABER - Diyarbakır Barosu’nca 5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle çeşitli etkinlikler düzenlendi. Etkinlik kapsamında Diyarbakır Adliyesi önünde bir araya gelen avukatlar, yaşadıkları sorunlara dikkat çekti. Açıklamayı yapan Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, avukatların yargı tehdidine maruz kaldığına dikkat çekti. Kahramanmaraş merkezli depremlerde 121 avukatın yaşamını yitirdiğini belirten Eren, “Yurttaşımızı kaybetmenin acısıyla, hak arama özgürlüğü ve savunma hakkının teminatı olan avukatlar ile örgütlü yapısı olan barolara yönelik baskı ve soruşturma tehditlerinin devam ettiği, avukatlık mesleği ile yargı sorunlarının bütün ağırlığıyla yerinde durduğu bir ortamda karşılıyoruz” dedi.
Her 5 Nisan da Avukatlar Günü nedeniyle sadece savunma makamını temsil eden avukatların sorunlarını değil, aynı zamanda yargı ve toplumsal sorunlara ilişkin tespit ve çözüm önerilerimizi de kamuoyuyla paylaştıklarını söyleyen Eren, “Ancak yıllardır yaptığımız tespitler ile sunduğumuz önerilere rağmen, sorunlarımız bütün ağırlığıyla varlığını sürdürmektedir. Ülkemizde hala yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı en önemli sorun olmaya devam ederken; yaşam hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı, ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ile kişi güvenliği hakkı gibi temel hak alanlarında ihlaller yaşanmaya devam etmektedir. Türkiye’de sivil alanın daraltılması sonucunu doğuran baskıcı pratiklerden en çok etkilenen hak savunucuları olmuştur. Hiçbir demokratik ülkede tanık olunamayacak şekilde; hak savunuculuğu faaliyetleri nedeniyle başta Diyarbakır Barosu üyeleri olmak üzere avukatlar yargı tehdidine maruz kalmakta, tutuklanmakta ve ağır cezalara mahkum edilmektedir. Türkiye’de savunma aslında hiçbir zaman yargının asli unsurlarından biri olarak görülmese de, hiçbir dönemde bugün gözlemlediğimiz kadar kriminalize edilmemiş ve susturulmaya çalışılmamıştır” diye konuştu.