Memur maaşlarına zam oranlarının açıklanmasının ardından tartışma konusu olan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin TBMM grup toplantısında gündeme getirdiği 'emekliye seyyanen' zam talebine ilişkin AK Parti'den açıklama geldi.
AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, Habertürk yayınına katılarak gündemi değerlendirdi. Bugün TBMM Genel Kurulu gündemine gelen memur ve emekli zammına ilişkin torba yasa teklifine ilişkin konuşan Güler, Devlet Bahçeli'nin çağrısına ilişkin "Mümkündür, bu manada çalışanlarımızın özellikle enflasyona ezdirilmesi, özlük haklarının artırılması noktasında çabamız olacaktır. Ancak bütçe imkanları dediğimiz denge var." diye konuştu.
Abdullah Güler'in açıklamalarından satır başları şöyle:
17 maddeden oluşuyor mevcut kanun teklifimiz. 2 tane de geçici maddemiz var. Toplam 31 maddeyi inşallah Meclisimizin genel kurul gündemine almak üzere, muhalefette de uzlaşı takvimi içerisinde tamamlayıp Cumhurbaşkanımıza arz edeceğiz.
En düşük memur aylığının 22 bin 10 liraya çıkarılmasıyla ilgili teklifti. Depremde yaklaşık 100 bin kilometre karelik alandan bahsediyoruz. Yeniden imar, planlanması, altyapı ve üstyapıların ortaya çıkarılması ve buna harcanacak giderler. Memur maaşlarına zam yaparken aynı zamanda gelir kaynağının oluşturulması gerekiyor. Aynı zamanda 6 Şubat depremlerinin getirdiği hasarların telafisi için gelir kalemleri oluşturmamız gerekiyor. Bu giderlerin karşılanacağı bütçe kaleminde o gelirin oluşturulacağı sistemi inşa etmesi gerekiyor.
Memur emeklilerimizin refah payı, enflasyon farkı. Aynı zamanda SSK ve Bağkur emeklilerine ödenecek oranları açıkladık. Sayın Cumhurbaşkanımızın bizlere talimatı oldu. Çalışma Bakanımız, Maliye ve Hazine Bakanlığı, Cumhurbaşkanı Yardımcımızın çalışması oldu. Yüzde 25 zam uygulanması noktasında karar oluştu. Mevcut önergemizi verdik ve maddeleşti. Memur emeklilerimize yaklaşık yüzde 25'e çıktık. SSK ve Bağkur için de öyle aynı zamanda.
'ÇOK İTİRAZLAR VE TALEPLER GELDİ'
Bize de çok sayıda itirazlar ve talepler geldi. Oransal manada beklentinin daha fazla olduğunu söylediler. Mümkündür, bu manada çalışanlarımızın özellikle enflasyona ezdirilmesi, özlük haklarının artırılması noktasında çabamız olacaktır. Ancak bütçe imkanları dediğimiz denge var. Belli noktalarda tasarrufta bulunarak farklı kalemler oluşturulmak suretiyle fazla verilmesini biz de arzu ederiz. Çok ciddi bir çaba sarfedildi. Bunların ekonomik büyüklüğü ve bütçeye getireceği yükle beraber. Bizim halihazırda ek bütçemiz vardı. Ek bütçe bugün kabul edildi. Orada yaklaşık 500 milyar TL'ye yakın harcamanın AFAD başkanlığımıza verildiğini görüyoruz. Yaklaşık 300 milyar TL'nin Hazine ve Maliye Bakanlığı'na verildiğini görüyoruz. Elbette bu manada bu gayreti ve çabayı sürdüreceğiz. Önümüzdeki dönemde ekonomik imkanları artırma noktasında çabamız devam edecektir.
Bizim şu anda Maliye ve Hazine Bakanımızın açıklamalarına bakın. Merkez Bankası ile beraber piyasa oyuncularıyla enflasyonun kontrol altına alınması ve hayat pahalılığının bir şekilde çözüme kavuşturulması gerekir. Ülkemizin kendi programının dışında maalesef özellikle bölgesel manada savaş krizi. Ukrayna-Rusya savaşı. Ondan çok yakın zamanda yaşadığımız pandemi, hammaddeye ulaşım. Dünyada enerji maliyetlerinde artışı. Bunların ülkenize yansımaması diye bir şey söz konusu olamaz. Elimizden geldiği kadar etkisini en aza nasıl indirebiliriz diye bunun çabası içinde olduk. Her yıl 80 milyar dolar enerjiye para ödeyen ülkesiniz. Maliyet artışlarıyla birlikte ne kadarını asgariye indirebiliriz. Doğalgaz ve petrolde dışa bağımlılığını asgariye inderecek, ortadan kaldıracak çabayı gösteriyoruz.
'JAPONYA DA GELİR VERGİSİNDE 2.1 ARTIŞ YAPTI'
1999 yılında bir deprem yaşadık. Şu anda yaşadığımız 6 Şubat depremlerine baktığımızda, kimi deprem bilimcileri depremin şiddeti, ortaya çıkar hasarın 16 kat olduğundan bahsedildi. Kanunda 9 kalemde gelir, kurumlar, ÖTV, emlak vergisi gibi birçok anlamda kalıcı hale gelmiş birçok verginin getirildi. Japonya'daki deprem ve tsunami sonrasında yeniden inşanın finansmanı 25 yıl süreyle gelir vergisi kaleminde 2.1 ilave artış yaptı. 10 yıl süreyle kaldırmayı düşündüğü kurumlar vergisini erteledi. Orada da ek kaynağa ihtiyaç duyuldu ve böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyuldu.
'EYT'Lİ 15 MİLYON 500 BİNE ULAŞTI'
Bizim bu imkanları ne kadar yansıtırsak yansıtalım 'Bu yeterlidir, konfor alanıdır' demiyoruz. Elimizde geldiği kadar sosyal ve mali hakları genişletici çabayı göstereceğiz. Bunun bütçeyle beraber yönetilmesi lazım. Bu sene içerisinde çıkartılan EYT'lilerin de ciddi maliyeti var. Türkiye'nin 2002'de emekli sayısı 6,5 milyon kişi iken, EYT ile birlikte 15 milyon 500 bine ulaştı. EYT'de 15 milyon 900 bin işçiye ulaşacak. Aktif çalışan sayısı yaklaşık 25,5 milyon kişi. Burada sürdürülebilir manada emeklilik maaşı ödemeniz gerekiyor. Elimizden gelen her türlü imkanı kullanarak bunu yapmaya çalışıyoruz. Bir defa kamu çalışanları ve emekliler bakımından eşit işe eşit maaşı sağlayacak ve devamında da mevcut makam, unvan, performansa iyi yansıtabilecek. Elbette zaman içinde böyle bir reform değişik zamanlarda gündeme gelmesine rağmen itirazlar neticesinde hayata geçmedi.
Benim arzumdur, inşallah dört başı mamur çalışma hayatını düzenleyecek bir çalışmayı inşallah hayata geçiririz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ödeneğinde kendisinin talimatıyla son 2 yıldır hiçbir artış olmadı. Emekli Cumhurbaşkanları da zam alamıyor. Bir sistem yönetiyorsunuz. (HABER MERKEZİ)