İktidar ve ortağının siyaset yapamamaktan kaynaklı parti kapatmayı gündeme getirdiğini belirten DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanı Cihan Ülsen ve Gelecek Partisi İl Başkanı Aydın Altaç, AİHM’in Demirtaş kararına uyulmasının Anayasal mecburiyet olduğunu vurguladı
YENİGÜN HABER - Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) HDP’nin tutuklu bulunan eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği karar sonrasında iktidarın yaptığı “bizi bağlamaz” açıklamaları muhalefetin tepkilerine neden oldu. Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) ile Gelecek Partisi Diyarbakır il başkanları, iktidarın hem parti kapatma söylemlerine hem de AİHM’in Demirtaş kararını Mezopotamya Ajans’a değerlendirdi.
DEVA Diyarbakır İl Başkanı Cihan Ülsen, son dönemde yaşananlara karşı geliştirilen söylemleri “akıl tutulması” olarak değerlendirerek, iktidarın demokrasi, hak ve özgürlükler konusundaki her söyleminin ülkeyi geriye sürüklediğini belirtti. HDP üzerinden parti kapatma yöntemlerinin tekrar gündeme geldiğine dikkat çeken Ülsen, “Türkiye demokrasisine ciddi zararlar veren parti kapatmaların bugün tekrar gündeme taşınması ise genelde iktidarın özelde ise MHP’nin yeni bir siyaset üretememesinin bir sonucudur. Kısır tartışmalarla gündemi kendilerine göre şekillendirmenin en ucuz yollarından biri olan hamaset siyasetiyle kendilerine göre bir çıkış yolu bulma çabası olarak okunabilir. Türkiye parti kapatma dönemlerini geride bırakmıştır. Parti kapatmanın hukuksal bir gerekçesi ve kabul edilebilir bir tarafı olmadığı gibi toplum nezdinde de bir karşılığının olmadığını düşünüyorum. Bunu tam da bir gündem çarpıtma ve değiştirme olarak görmek lazım. Bu söylemin başka bir izahı ne yazık ki yok” diye konuştu.
‘Karar bağlayıcıdır’
Parti olarak asla parti kapatma gibi bir kararı benimsemediklerini aktaran Ülsen, AİHM’in Demirtaş ile ilgili kararını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaklaşımını ise şu şekilde açıkladı:
“Hukuk devletinde kişisel ve keyfi yönetime yer yoktur. Devletin bütün kararları, eylem ve işlemleri hukuka uygun olmak zorundadır. Yasama, yürütme ve yargı organları hukuka bağlı olarak görev icra ederler. Hiçbir kurum, kuruluş, organ ya da şahıs hukuktan bağışık değildir. Bu anlamda Türkiye bir ‘Kanun Devleti’ değil bir ‘Hukuk Devleti’dir. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AİHM ve verilen karar üzerine yaptığı değerlendirmeler, kanun devletinde olsak dahi kabul edilemezdir. Türkiye Cumhuriyeti, AİHM kararlarının bağlayıcılığı hükmünü şartsız bir şekilde kabul etmiştir. Bunun dışında aksi bir yorum başta sözleşme hükümlerine sonra da başta T.C. Anayasası’ndaki temel hükümlerle tüm yasal mevzuata aykırı olacaktır. Bundan dolayı yasal süreçler tamamlandığında ilgili tüm makamların mahkeme kararlarının gereğini yapması yasal zorunluluktur.”
‘Teklif manidardır’
Gelecek Partisi Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç ise, parti kapatma teklifinin ülkedeki siyasi gündemi değiştirmek için ortaya atıldığını ifade ederek, Türkiye’de bugüne kadar kapatılan partilerle hiçbir sorunun çözülemediğini hatırlattı. Altaç, “Siyasi partilerin kapatılması, sorunları daha büyüttüğü bilinen bir gerçektir. HDP siyasi partiler yasasına göre kurulmuş seçimlerde yüzde 10 barajını aşmış, Meclis’te grup kurabilecek sayıda milletvekili çıkarmış ve yaklaşık 6 milyon oy almış siyasi bir partidir. Bu teklifin gerçekleşmesi halinde 6 milyon vatandaşın vermiş olduğu oylara ve tercihe saygısızlık olup demokratik sistemin ruhuna da aykırı bir iş yapılmış olacaktır. Bu teklifin reform söylemlerinden sonra gündeme gelmiş olması çok manidardır. Bu teklif MHP’den gelse de iktidarın düşüncelerini yansıtıyor” dedi.
‘2007-2008’i unutmayalım’
Siyasi partilerin yaşatılmasının demokrasinin temel amacı olduğunu dile getiren Altaç, 2007-2008 yıllarında açılan ve reddedilen AKP’nin kapatma davasının unutulmaması gerektiğine dikkat çekerek, “Tüm siyasi partilerin kapatılmamasına yönelik yasal ve Anayasal düzenlemelerin yapılması zorunludur” diye belirtti. AİHM’in Demirtaş kararının yerine getirilmesinin bir zorunluluk olduğunun altını çizen Altaç, “Anayasa’nın emrettiği düzenlemeye uymamak hukuki sorumluluk doğurmaktadır. Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümetini bağlayan Anayasal düzenlemeye karşı farklı bir tutum takınmamak, hatta düşünmek bile tercih edilmemesi gerekmektedir. Bu nedenle AİHM kararlarının gereği neyse hemen yapmak Anayasal mecburiyettir. AHİM kararları herkes için bağlayıcıdır” ifadelerini kullandı.