Hem ekosistemi hem de insan yaşamını tehdit edici iklim değişikliğine sebep olan faktörlere değinen Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Ahmet Balkaya "Fosil yakıtların kullanımı, arazi kullanımı değişiklikleri, ormansızlaştırma ve sanayi süreçleri gibi insan etkinlikleriyle atmosfere salınan sera gazlarının birikmesi sonucunda iklim değişikliğine ve ortalama sıcaklığında artışa neden olur. Küresel ısınma ile birlikte dünya genelinde taşkınlar, yangınlar ve kuraklık gibi doğal afetlerin sıklığı, etkisi ve süresinde artışlar gözlemlenmekte. Türkiye gibi Akdeniz Havzası'nda bulunan coğrafyaların ise kuraklık ve aşırı sıcak günlerin artması gibi etkilere önemli ölçüde maruz kalacağı öngörülmektedir. Bu durum hem ekosistemi hem de insan yaşamını tehdit etmektedir” dedi.
MEVSİMSEL DEĞİŞİKLİKLER EKİM PLANLAMASINDA DEĞİŞİKLİK OLUŞTURUYOR
Açık alanlarda yapılan tarımsal üretimde farklı bitki türleri ve çeşitleri için iklim koşullarına uygun tohum ekim planlamasının şart olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Balkaya, değişen iklim koşullarının, tohum ekim zamanlarında değişikliklere neden olabileceği çünkü olumsuz hava koşullarının bitkilerde erken çiçeklenme, sapların kırılması veya düşük verim gibi sorunlara yol açma riskini artırabileceğini söyledi. İklim değişikliği, su döngüsündeki ve sıcaklıklardaki değişiklikler ile mevsimsel kaymaların, tarım sektörünü doğrudan etkileyerek ekim planlamasının değişmesine neden olduğunu belirtti.
ERKEN ÇİÇEKLENEN ÜRÜNLERDE VERİMLİLİK VE KALİTE AZALIYOR
Bitkilerin büyüme için toprak, su, ışık ve sıcaklığa ihtiyaç duyduğunu belirten Prof. Dr. Ahmet Balkaya, “İhtiyaçlarını karşılayamamaları durumunda sıcaklık stresi yaşayan karnabahar brokoli ve turp gibi kışlık türlerin maruz kaldığı sıcaklık değişimleri, bu bitkilerin büyümesine engel oluyor. Bu durum, bitkilerin erken çiçeklenmesine neden olarak ürün kalitesini olumsuz etkileyebilir. Gevşek baş oluşumu, koflaşma, çatallaşma ve meyve çatlaması gibi sorunlar ortaya çıkabilir” dedi.
SU STRESİNE DAYANIKLI BİTKİLERİN GELİŞTİRİLMESİ, SU KULLANIM VERİMLİLİĞİNİN ARTTIRILMASINDAN DAHA FAZLA ÖNEM TAŞIYOR
Tarım ürünlerinde verimliliğin nasıl arttırılabileceğine ilişkin değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Balkaya, kuraklığın en büyük stres faktörü olduğunu bu nedenle, sıcaklığa toleransı yüksek genotiplerin seçilmesinin önemini vurguladı. Açıklamasın şöyle devam etti, "Su stresine dayanıklı bitkilerin geliştirilmesi, su kullanım verimliliğinin arttırılmasından daha fazla önem taşıyor. Son yıllarda çeşit ıslahı çalışmaları sayesinde bitkilerin adaptasyon yetenekleri ve dayanıklılıkları göz önünde bulundurularak değişen koşullara uyum sağlayan çeşitler geliştirilmekte.”