Beştepe'deki Adli Yıl açılışına katılmayan Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, Türkiye yargısının tarafsız ve bağımsızlığını yitirdiği eleştirisinde bulundu. Aydın, “Türkiye yargısının en kronik sorunu, iktidar bloğu ile zihinsel ve fiziksel yakınlığıdır. Yargı, yürütme karşısında zihinsel ve fiziksel özerkliğini sağlamadığı, en azından bunun çabasını göstermediği sürece bu kaostan kurtulma şansını da bulamayacaktır” dedi
DİYARBAKIR YENİGÜN - Beştepe’de düzenlenen Adli Yıl açılışına katılmayan Diyarbakır Barosu, yeni adli yıla dair Diyarbakır Adliyesi önünde açıklama yaptı. Açıklama öncesinde adliye binası önüne çok sayıda polis konumlandırıldı. Baro Başkanı Cihan Aydın ve baro üyesi avukatların cübbeleriyle katıldığı açıklamada üzerinde öldürülen Baro Başkanı Tahir Elçi fotoğrafının yer aldığı “Em te ji bir nakin / Seni unutmayacağız” yazılı pankart açıldı. Baro Başkanı Cihan Aydın, yaptığı açıklamada yeni adli yılın ağır hak ihlalleri eşliğinde başladığını dile getirdi.
‘Yargının kendisi sorun haline geldi’
Türkiye yargısının tarafsız ve bağımsızlığını yitirdiğini, yargıçların güvencesiz kaldığını ifade eden Aydın, yargının sorunlarını çözmek bir yana kendisinin bir sorun haline geldiğini savundu. İktidara, yargı üzerindeki etkisini ve baskısını sonlandırma çağrısında bulunan Aydın, “Türkiye yargısının en kronik sorunu, iktidar bloğu ile zihinsel ve fiziksel yakınlığıdır. Yargı, yürütme karşısında zihinsel ve fiziksel özerkliğini sağlamadığı, en azından bunun çabasını göstermediği sürece bu kaostan kurtulma şansını da bulamayacaktır. Yargıyı özgürleştirmeden, bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlamadan memlekete ne demokrasi getirebilirsiniz ne de refah” dedi.
Avukatlık mesleği sorunları
Türkiye’deki 94 hukuk fakültesinde 90 bin dolayında öğrenci eğitim görürken, 117 bin avukat olduğunu belirten Baro Başkanı, avukatlık mesleğinin sorunları üzerinde durdu. Aydın, “Bu konuda alınacak tedbir, merdiven altı hukuk fakültelerini kapatmak, hukuk eğitimi verecek fakültelerin de kontenjanlarını makul bir seviyeye çekmektir. Sorunu temelinden çözecek bu kesin çözümler yerine, her yıl yeni hukuk fakülteleri açılmakta, avukatlık sınavı gibi palyatif çözümler sunulmaktadır” ifadelerini kullandı.
Davutoğlu’na çağrı: Elçi cinayetine dair bildiklerini paylaş
Diyarbakır Baro Başkanı iken öldürülen Tahir Elçi cinayetine ilişkin sunulan bilirkişi raporlarına rağmen dosyada cezasızlık politikasının sürdüğünü ifade eden Aydın, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’na seslenerek, cinayetle ilgili bildiklerini yargı ve kamuoyuyla paylaşmasını istedi. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından temel hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı, ağır hak ihlallerine ve hukuka aykırı idari uygulamalara tanıklık edildiğini ileri süren Aydın, OHAL döneminde çıkarılan 36 KHK’nin Anayasaya aykırı bir şekilde temel hak ve özgürlükleri kısıtladığını, sonrasında çıkarılan 7145 sayılı yasanın ise, KHK’leri kalıcı hale getirdiğini kaydetti.
‘Belediyelere kayyum anayasaya aykırı’
Baro Başkanı, belediyelere kayyum atanmasını da eleştirmeye devam etti. Belediyelere kayyum atanmasının önünü açan 674 sayılı KHK’nin 5393 sayılı Belediye Kanunu’na eklendiğini hatırlatan Aydın, İçişleri Bakanlığı’nın idari bir kararıyla yeniden kayyum atamalarının yapılmasının Anayasa’ya, ulusal ve uluslararası mevzuatlara aykırı olduğunun altını çizdi. Aydın, “OHAL döneminde çıkarılan bir KHK’ye dayanılarak tesis edilen bu işlem geri alınmalı, seçilmiş belediye başkanları derhal görevlerine iade edilmelidir” diye kaydetti. Vatandaşların ‘toplantı ve gösteri hakkı’na yönelik kolluk güçlerinin takındığı gereksiz, keyfi ve aşırı güç kullanımını da eleştiren Aydın, gösteri ve yürüyüş hakkının önündeki yasal ve fiili engellerin ortadan kaldırılarak, aşırı ve keyfi güç kullanan güvenlik güçleri hakkında etkin soruşturma ve kovuşturmaların yürütülmesi gerekliliğini vurguladı.
‘Barış inatla talep edilmeli’
Baro Başkanı Aydın, konuşmasının devamında ülkede yaşanan ağır tablonun en başat sebeplerinden birisinin ise Kürt meselesindeki şiddet sarmalı ve çözümsüzlük politikası olduğunu ifade etti. Aydın, sözlerini şöyle noktaladı: “Türkiye, geçmişte denediği, başarıya ulaşmasa da önemli birikim ve kazanımlar elde ettiği barış arayışlarına acilen geri dönmelidir. Bu dönemin en önemli kazanımlarından biri, hiç şüphesiz Kürt meselesinin şiddet dışı araçlarla çözümü konusunda toplumda yarattığı umuttur. Eşitlikçi ve özgürlükçü bir yöntemle birlikte yaşamanın koşulları yaratmalıdır. Silahsızlanma da dahil, tüm şiddet araçlarını dışarıda tutan bu paradigma, yaşamın her alanını esir alan bu şiddet, kriz ve kaos halinden kurtulmanın yegane yoludur. Temel amaç toplumsal barıştır. Barış, ısrarla ve inatla talep edilmelidir. Bu duygu ve düşüncelerle yeni adli yılın tüm halklarımıza adalet, eşitlik ve özgülük getirmesini; mesleğimizin hak ettiği itibarı yeniden kazanmasını dileriz.” (Haber Merkezi)