Hükümetin Kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarını içeren teklifine tepki gösteren Memur-Sen, 81 ilde basın açıklaması düzenledi. Şekere, elektriğe ve doğalgaza tek seferde yüzde 15 zam yapıldığına vurgu yapılan açıklamalarda, teklif edilen zam oranlarının ekonomik hedeflerle uyumlu olmadığına dikkat çekildi.
DİYARBAKIR YENİGÜN - Hükümet ve memur sendikaları, 3 milyon 200 bin memur ile 2 milyona yakın memur emeklisinin 2020 ve 2021 yıllarındaki mali ve sosyal haklarının belirleneceği 5'inci Dönem Toplu Sözleşmesi kapsamında dördüncü kez toplandı.
Toplantı sonrasında hükümetin zam teklifi "2020'nin ilk 6 ayında yüzde 3,5, ikinci 6 ay yüzde 3, 2021'in ilk 6 ayında yüzde 3, ikinci 6 ayda yüzde 2,5 artış..." olarak açıklandı. Memur-Sen Konfederasyonu sunulan teklifi kabul etmeyerek, teklife ilişkin 81 ilde basın açıklaması düzenledi.
“Zam teklifi vahim bir içeriğe ve eksikliğe sahip”
Kamu işveren heyetinin 2020 ve 2021 yılları için kamu görevlilerine sunduğu zam teklifi ile ilgili Memur-Sen Diyarbakır İl Başkanlığı tarafından yapılan basın açıklamasında, sunulan teklifin gecikmeyi unutturacak kadar vahim bir içeriğe ve eksikliğe sahip olduğuna vurgu yapıldı.
Diyarbakır merkez Yenişehir ilçesi Eğitim Bir-Sen Başkanlığında gerçekleştirilen basın açıklamasını Memur-Sen Diyarbakır Başkan Vekili Ömer Evsen okudu.
Kamu İşvereninin, tekliflerinin iletilmesinden 22 gün sonra masaya teklif sunduğunu hatırlatan Evsen, Kamu İşverenin toplu sözleşme masasına sunduğu ve kamuoyuna duyurduğu teklifin gecikmeyi unutturacak kadar vahim bir içeriğe ve eksikliklere sahip olduğunu söyledi.
Evsen, “Kamu İşvereninin teklifi; ‘teklif gecikti’ sitem ve tepkisinin ötesinde ‘teklif geçiştirildi’, ‘masa önemsizleştirildi’ ve ‘alın terimiz değersizleştirildi’ tespitlerini ifade etmeyi ve buna dayalı tepkileri hayata geçirmeyi hem gerekli hem de haklı hale getirmiştir. Toplu sözleşme sürecine dair sitem ve tepki cümlelerinin sayısının ve dozunun yükselmesi; Kamu İşvereninin masaya geç teklif sunma gayretinin ve sunduğu teklifin garabetinin semeresi olarak görülmelidir.” dedi.
“Teklif, temel ürünlerin fiyatlarındaki yükselişi doğrulamıyor”
Hükümetin masaya sunduğu 2020 ve 2021 yıllarında maaş ve ücretlere yansıtılacak artışlara ilişkin teklifini hatırlatan Evsen, “ 2020 için yüzde 3,5 + yüzde 3 ve 2021 için yüzde 3 + yüzde 2,5. Bu oranlar; Hükümetin açıkladığı ekonomik hedeflerle, deklare edilen enflasyon tahminleri ve beklentilerine uygun değil. Hükümetin teklifi, faiz oranlarındaki düşmeyi, kurdaki aşağı yönlü hareketi, elektrik, doğalgaz ve diğer bazı temel ürünlerin fiyatlarındaki yukarıya yükselişi doğrulamıyor ve aksine yok sayıyor.” ifadelerini kullandı.
5’inci Dönem Toplu Sözleşme masasına sunulan Kamu İşvereni teklifini değerlendiren Evsen, “Kamu görevlilerine büyümeden pay vermeme haksızlığı sona ermesi gerekirken aksine bütçeden pay vermeme hastalığı eklenme çabası olarak da görülebilir. Siyasi irade, toplu pazarlık masasına, kamu görevlilerini refaha kavuşturma değil cefayla buluşturma teklifi sunduğu görmeli, teklifin eksiklerini ve hatalarını da bir an önce gidermelidir.” şeklinde konuştu.
“Buna kayıtsız kalmamız beklenmesin!”
Evsen, “Toplu sözleşme sürecinde Kamu İşvereninden gelen ilk teklifin anlamı; ‘2020’de maaş ve ücretlerinize enflasyon beklentisinden daha düşük oranda zam yapılmasını kabul edin. Şekere, elektriğe, doğalgaza tek seferde yüzde 15 zam yapıldı fakat maaş ve ücretlerinize dört seferde yüzde 12’nin biraz üzerinde zam yapılmasını normal kabul edin.’ deniyor. Buna bağlı olarak, 2020 yılı bütçe teklifi meclis tarafından kabul edilmemesi halinde 2019 bütçesinin 2020 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranı kadar artırılması söz konusu olacak. Böyle bir durum gerçekleşirse; 2020 yılında Hükümetin bütçesine yaklaşık yüzde 27 civarında zam yapılırken kamu görevlilerinin maaşlarına ise yüzde 3,5+yüzde 3 zam yapılması gibi bir garabet ortaya çıkacaktır. Bütün bu veriler üzerinden şunu söylemek gerekir ki; ‘Memuru enflasyona ezdirmeyiz’ vaadi hükümet tarafından öncelikle teklif bandında korunması gerekir.” diye belirtti.
Toplu pazarlık masasının sadece maaş ve ücret zamlarıyla sınırlı olmadığına dikkat çeken Evsen, “Masada, haklar, sosyal hak ve yardımlar, özlük hakları ve çalışma şartları da pazarlığın kapsamında değerlendiriliyor. Hükümetin masaya sunduğu ilk teklifte ek göstergeden kademe derece sınırlaması ve sözleşmeli personelin kadroya geçmesinden kılık-kıyafet yasağının kaldırılmasına, gelir vergisi mağduriyetinin son bulmasından dayanışma aidatı ve toplu sözleşme ikramiyesine, yerel yönetim seçimleri sonrası iş güvencesine ve sendikal haklara yönelik saldırılardan keyfi ve eziyet edici geçici görevlendirmeye, genel toplu sözleşme kapsamındaki birçok konu başlığı hiçbir şekilde dikkate alınmamış ve bunlarla ilgili teklif içeriğine yer verilmemiştir.” dedi.
“Türkiye’nin bu teklifin maliyetini karşılayacak imkânı var”
Bu teklifin tamamlanmaya, ilavelerle zenginleştirilmeye ihtiyacı olduğunu söyleyen Evsen, “İşveren ve emek kesimini birbirinden uzaklaştıracak bu teklifi bir kenara koyup uzlaşmayı sağlayacak yeni bir teklif için yeterli zaman, bu teklifin maliyetini karşılayacak bütçede imkân var olduğuna inanıyoruz. Biz, eski Türkiye’nin vehimlerinden beslenen değil Yeni Türkiye’nin güvenine yaslanan bir teklif istiyoruz. Türkiye’nin gücüne bizim kadar inanılırsa, büyüklüğüne itibar edilirse, yeni paradigmal çerçevesi anlaşılırsa; anlaşmamızda, adil paylaşmamızda, birlikte ve huzur içerisinde yaşamamızda çok daha kolay karşılanacaktır.” ifadelerini kullandı.
Memur-Sen Diyarbakır İl temsilciliği adına çağrıda bulunan Evsen son olarak şunları söyledi:
“İlimizdeki Memur-Sen teşkilatlarıyla birlikte toplu sözleşme sürecini yakından takip etmeye, bizleri memnun edecek her konuda destek, üzecek ve gerecek her konuda tepki vermeye hazır olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. Diğer taraftan ilimizdeki parti yöneticilerinin, belediye başkanlarının özellikle iktidar partisine mensup milletvekillerinin toplu sözleşme noktasında sorumluluk almalarını, hükümet kanadına yönelik baskı ve beklenti iradesi oluşturmak noktasında bizlerle birlikte hareket etmeleri çağrısında bulunuyoruz.”
Diğer illerde de de açıklamalar yapıldı
Şırnak'ta yapılan basın açıklamasında konuşan TOÇ-BİR-Sen İl Şube Başkanı Süleyman Babat, "Hükümetin açıkladığı ekonomik hedeflerle uyumlu değil. Bu oranlar, hükümet tarafından deklare edilen enflasyon tahminleri ve beklentilerine uygun değil. Hükümetin teklifi, faiz oranlarındaki düşmeyi, kurdaki aşağı yönlü hareketi, elektrik, doğalgaz ve diğer bazı temel ürünlerin fiyatlarındaki yukarıya yükselişi doğrulamıyor, aksine yok sayıyor." dedi.
‘Kamu görevlilerini enflasyona ezdirme kararından vazgeçilmeli’
Hükümeti kalkınmayı önemsediğine, adaleti öncelediğine dair ispat niteliğinde yeni bir teklifle masaya oturmaya çağıran Babat, "Hükümetin masaya sunduğu ilk teklif, 'güçlü Türkiye imkânsız', 'büyük Türkiye anlamsız' ve 'yeni Türkiye gereksiz' fikri sabitinde debelenenler dışında hiç kimsenin aklına yatmaz, gönlünü rahatlatmaz. Hükümet, bu teklifin, yeni, büyük ve güçlü Türkiye hedeflerini ve gerçeklerini yok sayanlara can suyu vermek, kamu görevlilerini enflasyona ezdirmeme kararından da açıkça vazgeçmek olduğunu görmelidir." ifadelerini kullandı.
Hükümetin sunmuş olduğu teklifin içerdiği oranlar boyutuyla yetersizlikle ve adaletsizlikle malul olduğunun altını çizen Babat, “Bu teklif, yeni Türkiye'yi görme, büyük Türkiye'yi yansıtma, güçlü Türkiye'yi yaşatma noktasında maluldür. Bizler, kamu görevlilerinin standardını yükseltecek, dertlerini küçültüp bitirecek teklif beklerken karşımıza çıkan teklif ‘vaat ettiği standart düşük, ürettiği skandal büyük' niteliktedir. Bu teklifin tamamlanmaya, ilavelerle zenginleştirilmeye ihtiyacı var. İşveren ve emek kesimini birbirinden uzaklaştıracak bu teklifi bir kenara koyup uzlaşmayı sağlayacak yeni bir teklif için yeterli zaman ve bu teklifin maliyetini karşılayacak bütçede imkânların var olduğuna inanıyoruz. Biz, eski Türkiye'nin vehimlerinden beslenen değil yeni Türkiye'nin güvenine yaslanan bir teklif istiyoruz.” şeklinde konuştu.
Gaziantep Memur-Sen’den toplu sözleşme tepkisi
Toplu sözleşme görüşmeleriyle ilgili Memur-Sen Gaziantep Şubesi de bir basın açıklaması düzenlendi. Memur-Sen Gaziantep Şubesinin hizmet binasında gerçekleştirilen basın açıklamasına Memur-Sen'e bağlı sendikaların başkanları ve üyeleri katıldı.
Burada basın açıklamasını okuyan Memur-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Gök, kamu işverenin, görüşmelerin 16’ıncı gününde, kendi tekliflerinin iletilmesinden 22 gün sonra teklif sunduğunu ve bu teklifin gecikmeyi unutturacak kadar vahim bir içeriğe ve eksikliklere sahip olduğunu söyledi.
“Kamu işvereni 22 gün sonra masaya teklif sundu”
Sözlerine toplu sözleşme sürecinden bahsederek başlayan Gök, “5’inci dönem toplu sözleşme görüşmeleri, 1 Ağustos günü gerçekleştirilen ilk oturumla başladı. 16 Ağustos'ta yani dün itibariyle de Kamu İşveren Heyeti, masaya ilk teklifini sundu. Kamu işvereni, görüşmelerin 16’ıncı gününde, bizim tekliflerimizin kendisine iletilmesinden tam 22 gün sonra masaya teklif sundu. Kamu işverenin toplu sözleşme masasına sunduğu ve kamuoyuna duyurduğu teklif, gecikmeyi unutturacak kadar vahim bir içeriğe ve eksikliklere sahip. Kamu işvereninin teklifi, 'teklif gecikti' siteminin ve tepkisinin ötesinde 'teklif geçiştirildi', 'masa önemsizleştirildi' ve 'alın terimiz değersizleştirildi' tespitlerini ifade etmeyi ve buna dayalı tepkileri hayata geçirmeyi hem gerekli hem de haklı hale getirmiştir. Toplu sözleşme sürecine dair sitem ve tepki cümlelerinin sayısının ve dozunun yükselmesi, kamu işvereninin masaya geç teklif sunma gayretinin ve sunduğu teklifin garabetinin semeresi olarak görülmelidir.” dedi.
“Terennüm edilmemesi gereken oranlar ve rakamlar yer alıyor”
Gök, “Kamu işveren heyetinin geç kalmış ve geçiştirmeye odaklanmış, teklifinin içeriğinde; bize teklif edilmesi bir tarafa masanın çevresinde dahi terennüm edilmemesi gereken oranlar ve rakamlar yer alıyor. Hükümetin masaya sunduğu ilk teklif, 'Güçlü Türkiye imkansız', 'Büyük Türkiye anlamsız' ve 'Yeni Türkiye gereksiz' fikri sabitinde debelenenler dışında hiç kimsenin aklına yatmaz, gönlünü rahatlatmaz. Hükümet, bu teklifin, yeni, büyük ve güçlü Türkiye hedeflerini, gerçeklerini yok sayanlara can suyu vermek, kamu görevlilerini enflasyona ezdirmeme kararından açıkça vazgeçmek olduğunu görmelidir. Daha da önemlisi hükümet, kalkınmayı önemsediğine, adaleti öncelediğine dair ispatı ve icraatı, toplu sözleşme masasına sunduğu yeni teklifle hem teyit hem de tescil etmelidir.” ifadelerini kullandı.
“Bu oranlar hükümetin açıkladığı ekonomik hedeflerle uyumlu değil”
Memur-Sen Konfederasyonunun ve yetkili sendikaların toplu sözleşme tekliflerinin, teşkilat üyeleri ve kamu görevlileri tarafından duruma uygun, çözüme matuf, içeriği makbul, maliyeti ve mahiyeti makul teklifler olarak kabul gördüğünü dile getiren Gök, şunları söyledi:
“Bu kabule rağmen, Kamu İşvereninin 24 Temmuz’da sanki kendisine hiç teklif sunulmamış, kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarına, demokratik ve sendikal haklarına, özlük hakları ve çalışma şartlarına dair tekliflerinden bihaber kalmış bir profil çizmesini ne kabul edilir ne de anlaşılır bir tutumdur. Hükümetin masaya sunduğu 2020 ve 2021 yıllarında maaş ve ücretlere yansıtılacak artışlara ilişkin teklifini hatırlayalım; 2020 için yüzde 3,5 + yüzde 3 ve 2021 için yüzde 3 + yüzde 2,5 ve bu oranlar, hükümetin açıkladığı ekonomik hedeflerle uyumlu değil. Bu oranlar, hükümet tarafından deklare edilen enflasyon tahminleri, beklentilerine uygun değil. Hükümetin teklifi, faiz oranlarındaki düşmeyi, kurdaki aşağı yönlü hareketi, elektrik, doğalgaz ve diğer bazı temel ürünlerin fiyatlarındaki yukarıya yükselişi doğrulamıyor ve aksine yok sayıyor.”
“Şekere, elektriğe ve doğalgaza tek seferde yüzde 15 zam yapıldı”
Gök, “Şekere, elektriğe, doğalgaza tek seferde yüzde 15 zam yapıldı, fakat maaş ve ücretlerinize dört seferde yüzde 12’nin biraz üzerinde zam yapılmasını normal kabul edin. Yetmez, “gecikme zammı aylık yüzde 2,5, yıllık yüzde 30 iken maaş zammınızın yıllık yüzde 6’lar ve iki yıllık toplamda yüzde 12’ler seviyesinde olmasına aldırış etmeyin.’ deniyor. Merkez Bankasının 2020 ve 2021 için enflasyon hedefi yüzde 5, aynı yıllara ait enflasyon tahminleri ise yüzde 9,5 ve yüzde 5,9 iken aynı yıllara ait beklenti anketlerinin sonucu ise sırasıyla yüzde 13,9 ve yüzde 11,5 olarak kayıt altına alınmış. Bu rakamların yanında son on yıllık süreçte enflasyon hedef ve tahminleri ile gerçekleşen enflasyon arasında zaman zaman iki kata kadar farklılıklar oluştuğu bilgisini de paylaşmak gerekiyor.”diye konuştu.
“Memuru enflasyona ezdirmeyiz”
Gök, “Böyle bir durum gerçekleşirse, 2020 yılında hükümetin bütçesine yaklaşık yüzde 27 civarında zam yapılırken kamu görevlilerinin maaşlarına ise yüzde 3,5 +yüzde 3 zam yapılması gibi bir garabet ortaya çıkacaktır. Bütün bu veriler üzerinden şunu söylemek gerekir ki ‘memuru enflasyona ezdirmeyiz’ vaadi hükümet tarafından öncelikle teklif bandında korunması gerekir. Bir başka anlatımla hükümetin ilk teklifinin 2020 ve 2021 için sırasıyla Merkez Bankasının beklenti anketindeki yüzde 13,9 ve yüzde 9,5 oranları dikkate alınarak şekillendirilmesi ve masaya getirilmesi gerekirdi.” dedi.
Toplu pazarlık masasının sadece maaş ve ücret zamlarıyla sınırlı bir pazarlık masası olmadığını belirten Gök, masada, hakların, sosyal hak ve yardımların, özlük hakları ve çalışma şartlarının da pazarlığın kapsamında değerlendirildiğini kaydetti.
Hükümetin sunduğu teklifte, ek göstergenin, kademe derece sınırlamasının kaldırılmasının, taban aylığa seyyanen zammın, refah payının bulunmadığını anlatan Gök, sözleşmeli personelin kadroya geçmesinden, kılık-kıyafet yasağının kaldırılmasına kadar bazı başlıkların da bulunmadığını aktardı.
Gök, teklifin yeni Türkiye'yi görme, büyük Türkiye'yi yansıtma, güçlü Türkiye'yi yaşatma noktasında malul olduğunu söyledi.
“Bu teklifin zenginleştirilmeye ihtiyacı var”
“Bu teklif, refahı tabana yayma, gelir dağılımında adaleti sağlama açısından maluldür. Bu teklif, 'Türkiye'nin kamu görevlilerinin beklentilerini karşılayacak cüssesi, alın terinin hakkını teslim edecek bütçesi yok' cümlesine inanmamızı bekleme nedeniyle fikren, ilmen, ahlaken maluldür." diyen Gök, şöyle devam etti:
“Bizler, kamu görevlilerinin standardını yükseltecek, dertlerini küçültüp bitirecek teklif beklerken karşımıza çıkan teklif, vaat ettiği standardı düşük, ürettiği skandalı büyük bir tekliftir. Biz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk toplu sözleşmesinin, imzaya çağıran bir içerikle yürütülmesini beklerken, nizaya ve sahaya çağıran bir teklif olduğunu görüyoruz. Bu teklifin tamamlanmaya, ilavelerle zenginleştirilmeye ihtiyacı var. İşveren ve emek kesimini birbirinden uzaklaştıracak bu teklifi bir kenara koyup uzlaşmayı sağlayacak yeni bir teklif için yeterli zaman, bu teklifin maliyetini karşılayacak bütçe de imkan da var diye düşünüyoruz, öyle olduğuna inanıyoruz.”
Gök, eski Türkiye'nin vehimlerinden beslenen değil, yeni Türkiye'nin güvenine yaslanan bir teklif istediklerini de sözlerine ekledi. (Haber Merkezi)