Malatya Turgut Özal Tıp Fakültesinde olduğu ameliyat sonrası yürüme yetisini kaybettiğini ileri süren Çetin Karakoç, mahkemenin ve adli tıbbın taleplerine rağmen hastanenin, ameliyat notlarını göndermediğini söyledi.
Skolyoz rahatsızlığı nedeniyle 2011 yılında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaş Tıp Merkezinden sevk edildiği Malatya Turgut Özal Tıp Fakültesinde ameliyat olan Çetin Karakoç, iddialara göre yanlış ameliyat sonrası yürüme yetisini kaybetti.
Ameliyat sonrası hayatının karardığını ifade eden Karakoç, mahkemenin ve Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumunun talep etmesine rağmen tedavi sürecine ait ameliyat notları ve nöromonitorizasyon kayıtları dahil ayrıntılı tıbbi belgelerin gönderilmediğini savundu.
8 yıldır yatağa mahkûm edildiğini söyleyen Karakoç, "2011 yılında sırtımdan skolyos ameliyatı oldum. Yürüyerek gittiğim hastanede yanlış ameliyat sonucu yürüme yetimi kaybettim. Doktor, bana ameliyattan sonra iki gün yoğun bakımda bir hafta da serviste kaldıktan sonra iki hafta içinde yürüyebilirsin, dedi. Kabul ettik ameliyata girdik. Ameliyattan sonra yoğun bakımda ayaklarımı hissetmediğimi fark ettim. Hemşireyi çağırdım ayaklarımı hissetmediğimi söyledim. Doktora haber verildi, doktor gelip baktıktan sonra sabah beni tekrar ameliyata aldılar. Yürüme yetimi kaybettiğimi anladıklarında durumu zaman aşımına uğratmaya çalıştılar. Belli bir süreden sonra daha da ağırlaştım, karnım boşalmaya başladı. Yan durmaya başladım. Tekrar Malatya’ya gittim bu defa üçüncü ameliyat yapıldı. Üç operasyon üst üste geçirdim." diye konuştu.
"Hastane, gerekli evrakları mahkemeye göndermiyor"
Bunun üzerine söz konusu doktora dava açtıklarını ifade eden Karakoç, "Şu an dava aşamasındayız ve bilirkişi heyeti davayı doktorun lehine veriyor. Mahkeme dosyasında eksik evrak olduğu için biz herhangi bir şey yapamıyoruz. Hastane, gerekli evrakları mahkemeye göndermiyor, buna engel olunuyor. Biz elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Ama eksik belge olduğu için maalesef mahkeme sonuçlanmıyor. Bu davanın bir neticeye varmasını istiyoruz." dedi.
Ameliyattan sonra aile olarak çok büyük sıkıntılar çektiklerini, dükkânlarını kapatmak zorunda kaldıklarını söyleyen Karakoç, "Bizim aldığımız bilgilere göre ameliyata beyin cerrahi girmemişti. Nöroloji doktoru girmemiş ve ameliyat esnasında cihazların bozuk olduğunu da öğrendik." iddiasına yer verdi.
"Hem hastaneden davacıyım hem de doktordan"
Karakoç; "Hem hastaneden davacıyım hem de doktordan. Burada beni sevk eden doktorla beni ameliyat eden doktor birlik olmuşlar. Bu duruma gelmemin sebebi belimde çıkan sinir damarına zarar vermeleridir. O yanlış ameliyatın üzerinden 8 yıl geçti ve beni yatağa mahkûm ettiler. Gençliğimden ettiler beni. Hayatımı bitirdiler. Sürekli oturmaktan başka hastalıklar da çıkmaya başladı. Basur ve yara gibi şeyler oturduğum için çıkmaya başladı ve sürekli ameliyatlara girmek zorunda kalıyorum. Şu an hastanede olmamın nedeni de 8 yıl önceki ameliyatta kalçamda parça almıştı ve halen o yara kapanmadı. 8 yıl geçmesine rağmen halen acısını çekiyorum." şeklinde konuştu.
"Evrakların açığa çıkarılmasını istiyoruz"
Yetkililerin davayla ilgilenmelerini isteyen Karakoç, "Mahkemeye eksik evrak gönderilmesine rağmen bilirkişi heyeti neden doktora hak verdi ve ihmallerin olmasına rağmen doktora neden dokunulmadı? Biz evrakların mahkemeye gönderilmesini istiyoruz. O evrakların açığa çıkarılmasını istiyoruz. İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumuna eksik evrak gönderiyor. Oradaki bilirkişiler de doktora hak veriyor. Tam ekip olarak girmedikleri bir ameliyattan nasıl olur da haklı çıkıyorlar. O ameliyata tam ekipmanla mı girilmiş? Ekipler iyi miydi? Tam teşekküllü bir ameliyat oldu mu? Gerekli tıbbi ilaçlar kullanıldı mı? Bu ve benzeri operasyonun nasıl geçtiğine dair belgeler verilmiyor ve ortadan kaldırılmak isteniyor." dedi.
"Kimse bana acımasın, ben hakkımı arıyorum"
Karakoç, "Ben burada kendimi acındırmıyorum. Olayın detaylı araştırılmasını istiyorum. Kimsenin bana acımasını istemiyorum. Hakkımı arıyorum. Burada yürüme yetilerini kaybetmiş engelli bir vatandaş var. Daha önce top oynayan, halay çeken, iş yapan bir genç yatağa mahkûm edilmiştir. Allah'tan reva değil bu durum." dedi.
Adil Tıp: Tıbbi belgelerin gönderilmemiş olduğu anlaşılmakta
Öte yandan Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu raporunda da hastaneden bazı belgelerin istendiği ancak gönderilmediği yer buldu. Kurul raporunda, "Kurulumuzun 25 Kasım 2015 ve 19 Ocak 2015 tarihli müzekkereleri ile talep edilmesine rağmen bahse konu tedavi sürecine ait ameliyat notları ve nöromonitorizasyon kayıtları dahil ayrıntılı tıbbi belgelerin gönderilmemiş olduğu anlaşılmakta." ifadelerine yer verildi.
Dava avukatı Kocaağa: Belgeler olmadan böyle bir kararın verilmesi yanlış
Karakoç'un avukatı Şefik Kocaağa da mahkeme ve kurulun ameliyat notların istenmesine rağmen verilmediğini hatırlatarak suç duyurusunda bulunduklarını, yakın bir zamanda da ameliyat notlarının temin edilmesi için savcılığa gideceklerini ifade etti.
Bilirkişi heyetinin, ameliyat notları ve tıbbi belgeler olmadan hastane ve doktorun lehine karar verdiğini söyleyen Kocaağa, belgeler olmadan böyle bir kararın verilmesinin yanlış olduğunu ifade etti.
Ameliyatı yapan doktor ihmallerinin olmadığını savundu
İLKHA'nın ulaştığı Çetin Karakoç'un ameliyatına giren doktor F.K ise iddiaların gerçeği yansıtmadığını, herhangi bir ihmallerinin olmadığını savundu.
Ameliyat öncesinde Karakoç'a gerekli risklerin anlatıldığını ve bunları imzaladığını söyleyen F.K, bilirkişi heyetinin ve Adli Tıp Kurumunun da kendilerini haklı bulduğunu dile getirdi. (İLKHA)