Rengi, aroması, lezzeti, tanelerinin su çekme kabiliyetiyle bölgenin damak tadında yer edinen Karacadağ pirinci, sofralarda yer almaya başladı
DİYARBAKIR YENİGÜN - Bölgenin damak tadıyla büyük bir uyum gösteren Karacadağ pirincinde hasat vakti başladı. Rengi, aroması, lezzeti, tanelerinin su çekme kabiliyetiyle bilinen ve pişerken lapalaşamaması Karacadağ pirincini bölgede ilk tercihe yükseltmiştir. Yüksek protein ve nişasta bakımından zengin olması Karacadağ pirincinin, lezzetinin bir başka nedeni olarak öne çıkıyor. Bölgenin özel toprak yapısı ve özel sulama suyuna uyum göstermiş olması Karacadağ çeltik ürününü diğer çeşitlerden ayırıyor. Karacadağ toprakları volkanik püskürtülerin tortulaşmasıyla derin kaya tabakalarından oluşan, kırmızı-kahve renkli, yüzlek bir toprak tabakası durumundadır. Toprak yüzeyi irili ufaklı taşlarla kaplıdır. Bu taşların bir kısmı çeltik ekilen alanlarda kısmen üreticiler tarafından temizlenmiştir. Organik maddece zengin olsa da derin olmayan bir profile sahiptir.
Üretim bazında 12’inci sırada
Karacadağ çeltiği tarımında kullanılan sulama suyunun özellikleri de diğer kültür çeltiklerinden farklılık gösterir. Kültür çeltikleri 15 santigrat derecenin üzerindeki sıcaklığa sahip sulama suyu ile yetiştiriciliği yapılırken, Karacadağ çeltiği kış mevsiminde yağan karların erimesiyle göletleri dolduran sular ve kaynak suyu ile sulama yapıldığından 5-10 santigrat derecedeki su ile yetiştiriciliği yapılmaktadır. Diyarbakır, 2018 yılı verilerine göre 15 bin 870 dekar alanda 7 bin 421 ton çeltik üretimi yapılarak alan bazında 11, üretim bazında ise Türkiye sıralamasında 12’nci yerini aldı. 2019 yılında ise tahmini verilere göre 17 bin 92 dekar alanda 8 bin 325 ton çeltik üretimi bekleniyor. Eskiden hasat orak ile yapılıp biçilen çeltikler tarlada kurutulduktan sonra harmanı yapılırdı. Fakat günümüzde düz, fazla taşlık olmayan alanlarda biçerdöver ile hasat yapılabilmektedir. Taş oranı yüksek alanlarda ise orak ile biçim yapılıp çeltik bitkileri kuruduktan sonra harman alanına taşınarak biçerdöverler tarafından harmanı yapılmaktadır.
Sabahın ilk ışıkları ile mesaileri başlıyor
Diyarbakır'ın Çınar ilçesine bağlı Çatmadal (Delavgur) mezrasında köylüler, aylardır verdikleri emeğin karşılığını almak için bölgenin en kaliteli pirinçlerinden sayılan Karacadağ pirinci hasadına başladılar. İşlerini severek ve birliktelik içerisinde yapan köylüler, verimli, kaliteli bir ürün için aylarını verip emek harcıyorlar. Şubat-mart ayları gibi çalışmalara başlayan köylüler, gübre katmadıkları mahsullerinin pirinç haline gelmesi için birçok aşamadan geçirdiklerini belirttiler. Her yıl üretimlerini gerçekleştirmek amacıyla kendi imkanlarıyla yaklaşık bir milyon liraya mal olan gölet alanı oluşturan köylüler, emeklerinin semeresini almanın mutluluğunu yaşıyor. Sabahın ilk ışıkları ile mesaileri başlayan köylüler, kilometrelerce uzaklıktaki meralarına ulaşmak için kayalık, taşlık alanları aşıyorlar. “Kardeşlik hukuku içinde, sevgi ve saygı çerçevesinde işimizi yapıyoruz” diyen köylüler, ev hanımlarının birlikte hazırlamış olduğu yemekleri beraber oturur yiyor, namazlarını da cemaatle kılıyorlar. Birliktelik ruhu içinde kayalık/taşlık arazide yaptıkları işleri uğraştırıcı olsa bile köylüler işlerini severek yapıyor.
“Çok uğraşıyoruz, zahmeti çok”
Mera sakinlerinden Tacettin Asar, kaliteli ürün için hasadını yaptıkları mahsulü birçok aşamadan geçirdiklerini belirtti. “Karacadağ pirinci meşhurdur” diyen Asar, "Asıl, Karacadağ pirinci şu an hasadını yaptığımız pirinçtir. Şu anda hasadını yaptığımız arazinin yanında bu bölgede birkaç parça arazimiz daha var. Bu pirincin kalitesini yakalamak için çok uğraşıyoruz, zahmeti çok. Buraya ulaştırdığımız su için kendi imkanlarımız ile bir gölet uluşturduk. 5 ay boyunca emek veriyoruz. Suluyoruz, taşları temizliyoruz, kanallar oluşturuyoruz. 5 ayın sonunda yani eylül ayında artık hasada başlıyor, emeğimizin karşılığını almaya çalışıyoruz. Gençler ile birlikte biçiyoruz şimdi. Ardımızdan kadınlar gelip toplayacak. En son biçerdöver işlemini yapar, pirinçlerimizi kamyonlara yükleyerek fabrikaya teslim ediyoruz” diye konuştu.
“Organik halini muhafaza ediyoruz”
Çeltik üretiminde gübre kullanmadıklarını vurgulayan Asar, "Organik halini muhafaza ediyoruz ki kaliteden ödün verilmesin. Bu ürünümüzün sağlıklı ve faydalı olduğuna inanıyoruz, bu kalitede pirincin Türkiye'de az bulunduğunu düşünüyoruz." ifadelerini kullandı. İşlerinin zahmetli olduğunun altını çizen M. Salih Asar, "3-4 yıl önce gölet yaptık, mahsulümüzü sulamak için. Tüm köylüler gibi benim de bu pirinçlerde payım var. Herkes gibi ben de kendi payım için bu araziye gelip hasada katılıyorum. Sabah saat 07.30 gibi burada hazır oluyoruz. Akşam 18.00'a kadar çalışmamız devam ediyor. Tabi bu işimiz biraz zahmetli oluyor. Bu kadar emekten sonra pirincimizi tattığımızda da mutlu oluyoruz. Bütün köylüler burada beraber çalışıyoruz, gelemeyen köylü ise yerine adam yollar, onlar da bizimle birlikte çalışırlar”açıklamasında bulundu.
“3 ton pirinç ektik, 120-130 ton verim bekliyoruz”
Mera sakinlerinden Ahmet Akbaş ise birlikte bütün işlemleri gerçekleştirdiklerini, bu işlemleri ise kardeşlik hukuku içerisinde yaptıklarını vurgulayarak, şunları söyledi:
“ Arazimize su vermek için bir milyon TL masraf ile göl yaptık. Eş, dost, akraba bir araya gelerek dayanışma içerisinde bunu yaptık. Allah'ın verdiği bu nimet en lezzetli ve kaliteli pirinçler arasında yer alıyor. Tohum olarak 3 ton pirinç ektik. Verim olarak 120-130 ton verim bekliyoruz. Köylüler olarak hepimiz biriz. Burada yapılan her işlemi birliktelik ve dayanışma içerisinde gerçekleştiriyoruz. Bu çalışmalarımızın her evresi kardeşlik hukuku, sevgi ve saygı çerçevesinde geçiyor. Burada 200 aile, 2 bin kişi hak sahibidir, ekmek yiyor. 400-500 yıl önce dedelerimiz bu arazilerimizin yukarısında pirinç ekmişler. Bizler de onlardan öğrenmişiz. Buralarda fabrika bulunmazdı. Şimdi fabrikalar kurulunca işimiz daha da kolaylaştı. 67 yaşındayım, yıllardır bu işle uğraştığım için tecrübeliyim.”
Karacadağ pirincinin geçirdiği aşamalar
Köylülerden İsmail Akçay ise mahsullerinden verim almak için gerçekleştirdikleri işlemleri sırasıyla şöyle anlattı:
“Şubat-mart ayı gibi geldik buraya, araziyi ölçtük ve dörde böldük. Bütün köylüler ile birlikte çalışmaya başladık. Aylardır emek veriyoruz. Hasat zamanımız geldi, hasattan sonra 2 gün boyunca pirinçlerimiz yerde kalacak. İyice kuruduktan sonra bayanlarımız gelip bunları bir araya toplayacaklar. Biçerdöver işleminden geçtikten sonra traktör konteynerlerine yükleyip götürüyoruz. Müsait bir arazimize serip tam kurumasını bekledikten sonra kamyonlara yükleyip fabrikalara yolluyoruz. Fabrikada pirinç olan bu ürünümüzde kimin ne hakkı varsa kardeşçe paylaşıyoruz." (İLKHA)