Yasaklı ürünlerin okul içine girmemesi gerektiğini düşündüklerini belirten Diyarbakır Kantin İşletmecileri Derneği Genel Başkanı Seyithan Atabey, “Ama maalesef kapı önlerinde seyyar satıcılar bu işleri yapıp satıyorlar. Bakkallar merdiven altı imalathanelerden aldıkları malzemelerle bunları satıyorlar. Dolayısıyla ciddi bir sıkıntı oluşuyor. Bu da maalesef kantine mal oluyor, günah keçisi olarak kantinlerimiz ön plana çıkıyor” dedi
DİYARBAKIR YENİGÜN - Son zamanlarda artan kantin olaylarına yönelik Diyarbakır Kantin İşletmecileri Derneği Genel Başkanı Seyithan Atabey, kantinlerin işletilmesi için "Kalfalık Belgesi", 4 yıl eğitim sonucu alınan "Ustalık Belgesi", halk eğitim merkezlerinden alınan "Hijyen Belgesi" gibi birtakım eğitimlere tabi tutularak yapıldığını belirtti. Atabey, özellikle son zamanlarda okullarda yaşanan üzücü olayların tekrar yaşanmaması ve okullarda öğrencilerin dışarıya çıkmaması için birtakım önlemlerin alınması, okullardaki öğretmenlerin daha duyarlı olması ve okul yöneticilerinin sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini ifade etti.
‘Kantinler her ay düzenli olarak okul tarafından denetlenir’
Okullarda bulunan kantinlerin işleyişi hakkında konuşan Atabey, "Kantin, okulların bünyesinde kiraladığımız yerlerdir. Okul tüzüğüne bağlı olarak işletilir. Tarım Bakanlığının izni ile ürünler buralarda satılır. Her ay düzenli olarak okul tarafından denetlenir. Tarım Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve belediyeler tarafından da 2 ayda bir rutin olarak denetlenen iş yerleridir. Denetim olarak hiçbir sıkıntımız yoktur. Hijyen şartlarına uygun çalışılır. Eğer bu anlamda sıkıntı olursa sözleşmenin feshine kadar giden bir durum söz konusudur." ifadelerini kullandı.
Hiçbir yer belgesiz, bilgisiz ve gelişigüzel çalıştırılan yerler değildir
Okullardaki kantinlerin işletilmesi için birtakım standartların olduğunu belirten Atabey, "Bizler, ustalık belgesi dediğimiz dört yıl eğitim alarak bu işi yapıyoruz. Hemen hemen bütün işletmeci arkadaşlarımızın ustalık ve kalfalık belgeleri vardır. Ayrıca halk eğitimlerinde bir eğitime tabi tutularak hijyen belgesi alıyoruz. Tarım Bakanlığının kursuna giderek gerekli belgeyi alıyoruz. Hiçbir yer belgesiz, bilgisiz ve gelişigüzel çalıştırılan yerler değildir. Bundan dolayı bütün arkadaşlarımız eğitimli bir şekilde çalışıyor." şeklinde konuştu. Okul kantinlerinde son zamanlarda yaşanan üzücü olaylar için Atabey, "Normal şartlarda Ankara’daki hayatını kaybetme olayı kantinde yaşanmış ama Diyarbakır'daki olay ise bakkalda satın alınma şeklinde olmuştur. Biz, yasaklı ürünlerin okul içine girmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Yani asitli içecekler, cipsler, patatesler, hamburger tarzı şeylerin okul içine alınmaması gerektiğini söylüyoruz. Zaten kantindeki işletmeci arkadaşlar buna uyuyorlar. Yani asitli içecekleri, gazlı içecekleri ve cipsleri satmıyoruz. Ama maalesef kapı önlerinde seyyar satıcılar bu işleri yapıp satıyorlar. Bakkallar merdiven altı imalathanelerden aldıkları malzemelerle bunları satıyorlar. Dolayısıyla ciddi bir sıkıntı oluşuyor. Bu da maalesef kantine mal oluyor, günah keçisi olarak kantinlerimiz ön plana çıkıyor. Yoksa kantinlerde herhangi bir olumsuz durum yok. Bu ölüm olayından sonra Diyarbakır'daki bütün kantinlerimiz denetlendi ve bize ulaşan sıkıntılı hiçbir ürün çıkmadı." dedi.
‘Arkadaşlarımıza seminerler ve eğitimler verdik’
Kantinlerin hijyen durumunu nasıl analiz ettiklerine değinen Atabey, "Biz derneği kurduktan sonra denetimlere başladık. Arkadaşlarımıza seminerler ve eğitimler verdik. Halk eğitim merkezleri ile bir anlaşma yaptık ve hijyen belgesi çıkardık. Arkadaşlarımızın çoğuna buna yönelik eğitim vererek çıtayı yükselttik. Bu durumla alakalı maalesef algı çok farklı. Biz tarihi geçen ürünü zaten satamayız. Ekmeklerimizi, simitlerimizi 72 saat muhafaza etmek zorundayız. Dolayısıyla buradan çıkacak herhangi bir sıkıntılı ürün söz konusu değildir. Bununla beraber maalesef öğrencilerimizin dışardan aldıkları ürün için bir problem yaşadıkları zaman da yani kantinden almış gibi öğretmenler işlem yapabiliyorlar. Bununla alakalı sıkıntılarımız maalesef var." ifadelerini kullandı.
‘Bütün kantinlerimizi kendimiz de denetliyoruz’
Okul kantinlerinin denetimi sonucu tespit edilen bir olumsuzlukla karşılaşıldığında neler yapıldığına ilişkin de bilgi veren Atabey, "İş feshine kadar gidebiliyor. Uyarı alabiliyoruz, kınama alabiliyoruz. Ama bizim şimdiye kadar iş feshi ile alakalı sıkıntılı bir kantinimiz çıkmadı. Bütün kantinlerimizi kendimiz de denetliyoruz. Yaptırım gücümüz yok ama denetliyoruz. Arkadaşlarımıza tavsiyelerde bulunuyoruz. Bununla alakalı şu ana kadar izlediğimiz kadarıyla Diyarbakır'da bir problem yok." şeklinde konuştu. Kantinlerde bu tür üzücü olayların yaşanmaması adına yetkililere önerilerde bulunan Atabey, son olarak şunları söyledi:
"Okullarımızın kapılarının kesinlikle kapalı olması lazım. Maalesef okul kapılarımız açık olduğu müddetçe kantinci arkadaşlarımız ne yaparlarsa yapsın bu sıkıntılı durumun önüne geçemiyorlar. Kapıların tamamen kapalı olması lazım ki kantinci bütün sorumluluğu alabilsin. Maalesef sabah ve öğlen kapılarımız ciddi manada açık. Öğrencilerimiz dışarıda alışveriş yapabiliyor ve bu durumla ilgili sıkıntı yaşıyoruz. Az önce söylediğim gibi asitli içecekler, gazlı içecekler, cipsler yasak olmasına rağmen çocuklarımız çok rahat bir şekilde dışarıdan alıyor, bunu öğretmenin karşısında yiyor ve bu durumda öğretmenler herhangi bir sıkıntı çıkarmıyor. Düşünün öğrenciler sabah erken aç karna cips almış, gazlı içecek almış yiyor, ondan sonra rahatsızlanıp karın ağrısı çekiyor. Dolayısıyla problem yaşıyor. Yani yasak varsa okulun tamamında olmalı diye düşünüyoruz. Bu durumla ilgili yetkililer işlem yaparsa bizim de yükümüzü azaltmış olurlar." (İLKHA)