Adli Tıp Kurumu’nda çalışan Mehtap Altuğ, 3 Ağustos 2016’da verdiği ifadede Tahir Elçi cinayeti ile ilgili delilin UYAP’tan silindiğini söyledi. Adli Tıp Kurumu’nda uzun yıllar çalışan Şebnem Korur Fincancı delilin hala incelenebileceğini söylerken, Elçi ailesinin avukatlarından Neşet Girasun, “İddia doğruysa suç duyurusunda bulunacağız” dedi.
DİYARBAKIR YENİGÜN – Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, 28 Kasım 2015’te Diyarbakır’ın Sur ilçesinde silahla vurularak öldürüldü. Elçi’yi vuran kurşunun hangi silahtan çıktığı aradan geçen dört yıla rağmen tespit edilemedi.
Gazete Duvar’dan Vecdi Erbay’ın haberine göre, Etkin bir soruşturma yürütülmediğine dair Elçi ailesi ve hak savunucularının itirazları devam ederken, suikastı aydınlatabilecek en önemli delilin dosyadan çıkartıldığı ortaya çıktı. Cevheri Güven tarafından yayınlanan belgeye göre, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na yönelik Cemaat soruşturması kapsamında, kurum personelinin bilgisine başvurulan soruşturma çerçevesinde “tanık” sıfatıyla ifade veren Mehtap Altuğ, Tahir Elçi soruşturması sırasında karşılaştıklarını da anlattı.
ADLİ TIP’TAKİ ERKEK DNA’SI
Habere göre Mehtap Altuğ, 3 Ağustos 2016’da verdiği ifadede Tahir Elçi cinayetiyle ilgili olarak şunları söyledi: “En son yaklaşık 4 ay önce Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin ölümü ile ilgili olarak delil torbaları içerisinde kovan, Eküvyon çubukları vardı, kamera cihazları vardı. Bu dosya uzman olan Arif Bingöl’e zimmet verildi. Dosyanın diğer partnerleri ben ve Turgay Kandemir idik. Polisin yapmış olduğu incelemede bir eküvyon çubuğunda DNA bulunamadı şeklinde belirtilmişti. Ancak Arif Bingöl erkek DNA profiline ait tespit yaptı. Bu durum rapor olarak UYAP projesine girildi. Arif Bingöl yazıyı e-imzalı olarak bana gönderdi. Ben yazıyı sistem üzerinden imzaladım. 3. partner de imzaladı. Evrak biyoloji bölüm başkanı Bestami Çolak’ın imzasına sunulmak üzere sistemden gönderildi. Bölüm Başkanı Bestami Çolak benim de bulunduğum bir ortamda Arif Bingöl’e kurum başkanı Yalçın Büyük’ün ve Başkan Yardımcısı Ömer Müslümanoğlu da dosyadan o maddeyi çıkartın şeklinde talimat verdi dedi. UYAP yargı ağı sisteminden ise Bestami Çolak dosyayı reddetti. Dosya içerisinde DNA analizlerinin yer aldığı kurum içi laboratuvar programı ALİS isimli program içerisinde yer almaktadır. Bu husus sabittir. Kurum Başkanı Yalçın Büyük, Başkan Yardımcısı Ömer Müslümanoğlu ve bölüm başkanı Bestami Çolak’ın talimatı ile bulunan DNA örneği dosyadan çıkartıldı. Yukarıda da izah ettiğim gibi dosyanın sahibi Arif Bingöl DNA örneğini dosyadan çıkartarak yeni bir dosya hazırlandı ve bu yeni dosya imzalanarak Diyarbakır’a gitti.”
DELİL HALEN İNCELENEBİLİR
İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda uzun süre görev yapan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’ya göre söz konusu delil soruşturmanın seyrini önemli ölçüde değiştirecek öneme sahip olabilir.
Mehtap Altuğ’un ifadesini değerlendiren Fincancı, “DNA tespit edildiyse bunun üzerinde laboratuvarın çalışması gerekir. Hata ile bir ‘bulaş’ söz konusu olsa dahi, ‘çalışalım görelim, ona göre karar verelim’ denmesi gerekir” dedi.
İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun uluslararası akreditasyona sahip olduğunu belirten Fincancı, “Eğer delil yok edilmediyse, (ki yok edilmemesi ve saklanması gerekir, çünkü üzerinde daha sonra yeniden çalışma yapılması gerekebilir) alınan bu örnekten üzerinde yeniden çalışılabilir bir parçanın saklanmış olması gerekir” diyerek delilin halen incelenmesinin mümkün olduğuna dikkat çekti.
‘SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ’
Mehtap Aytuğ’un ifadesini Duvar’a değerlendiren Tahir Elçi ailesinin avukatlarından Neşet Girasun ise “İlk günden beri delillerin usule uygun bir şekilde toplanmadığını söylüyoruz. Bu iddiayı dikkate alarak gerekli hukuki girişimlerde bulunacağız. Bu delilin bulunup gerekli tetkiklerinin yapılarak soruşturma dosyasına sunmasını talep edeceğiz. Delilin UYAP’tan silinmiş olsa da Adli Tıp veri tabanında bulunması gerekiyor. Bu delille ilgili yeniden inceleme yapılmasını isteyeceğiz” şeklinde konuştu.
FETÖ ile ilgili soruşturmada delilin UYAP’tan kaldırıldığının iddia edildiğini belirten Girasun, bu ifade tutanağını isteyeceklerini söyledi. Girasun, “Bu iddia gerçek ise delili ortadan kaldırmaya çalışan Adli Tıp Kurumu’nun başındakiler için suç duyurusunda bulunacağız” dedi.
Girasun, delilin yok edilmesiyle ilgili Adli Tıp uzmanlarıyla da istişarede bulunarak hareket edeceklerini söyledi.