Selam Menteş yazdı: En değerli zamanında ömür yolculuğu: Kadir Gecesi

İslam zaman ve mekan tasavvurunda, mutlak iyi ya da kötü bir zaman yoktur. Zamanın ya da mekanın iyi-kötü olması, insana nispetledir. İyi kullanılan zaman-mekan,...

İslam zaman ve mekan tasavvurunda, mutlak iyi ya da kötü bir zaman yoktur. Zamanın ya da mekanın iyi-kötü olması, insana nispetledir. İyi kullanılan zaman-mekan, kötü kullanılan zaman-mekan vardır. Farklı bir ifadeyle, uğurlu ve şanslı, ya da uğursuz ve şanssız bir zaman-mekan bulunmamaktadır. Zamanı ve mekanı iyi ya da kötü kılan insanın duruşudur, amelleridir. Ameli iyi ise bulunduğu zamanı, mekanı ihya eder.

Ameli kötü ise bulunduğu zamanı ve mekanı ifsada götürür.

Eğer zamanlar içerisinde mutlak mukaddes bir zaman olsaydı, bu Kadir Gecesi olurdu. Çünkü Kur’an vahyi, kendi beyanına göre o gece inmeye başlamıştı. Yine kendisi bu iniş gecesinin bir Ramazan ayına tekabül ettiğini ifade buyurmaktadır. (2.185) Kur’an Kadir Gecesi’ne bir tam sure ayırmıştır. (97. Sure) “Kadir Gecesi”, “değer gecesi”dir. Allah tarafından değerli kılınmış bir gecedir (krş. 44.3). Bu değer ayette rakamla ifade edilmiştir ki bizde bir kıyas yapabilelim

“Kadir Gecesi, bin aydan daha hayırlıdır!”

Bin ay, yaklaşık seksen üç yıl eder. Bunun bir diyer ifadesi şu olabilir, ortalama bir insan ömrü demektir.

O halde bu ayet şöyle de okunabilir: “Kadir gecesi bir ömürden daha hayırlıdır!” Kadir Gecesi’ne atfedilen bu değer, bizzat geceden mi kaynaklanmakta, yoksa geceye değerini veren başka bir unsurdan mı? Bu sorunun cevabını birinci ayet açıkça vermektedir. Buna göre, bu muhteşem gece, tüm değerini Kur’an’dan almaktadır. Çünkü Kur’an, bu gecede inmeye başlamıştır.

Kadir Gecesi’ni, bin aydan daha fazla değer getiren unsurun Kur’an olduğu anlaşıldıktan sonra, tüm kutsallık ve bereketin herhangi bir sabit zaman parçasına/geceye değil Kur’an’a izafe edilmesi doğru ve makul olandır. Bunun anlamı da şudur: Ey insan! İndiği zamana dahi bir geceye bin ay değer yükleyen bir Kitap, indiği kendi halinde bir çöl kasabası sakini olan Abdullah’ın oğlu Muhammed’i ‘Âlemlere rahmet’ olan bir elçi eden, sıradan bir çöl kasabası olan Mekke’yi, “Kentlerin Anası” olan mübarek ve muhterem belde eden bu vahiy, eğer senin yüreğine, zihnine, hayatına ve dünyana da inerse, sana bir gecesi bir ömür kadar bereketli bir hayat bahşeder, senin duygu, düşünce ve eylem potansiyelini binlerce kat artırır!

Çünkü vahyin taşıdığı barış, huzur, saadet, güvenlik ve özgürlük, tek çeşit değildir; duygu, düşünce ve eylem olarak bireyin tüm hayatını kapsar eğer bu toplumun tamamına sirayet ederse, toplumsal barış, huzur, saadet ve güvenin de tesisi garanti altına alınmış olur.

Bununla beraber bu geceye özel bir ibadet Allah tarafından emredilmemiş.

Hazreti Aişe validemiz Resulullaha bu geceye ulaşırsam ne yapayım dediğinde şöyle de:

Yarabbi sen affedicisin affetmeyi seversin beni de affet

Kişinin bu geceyi ihya edip etmediğini şöyle anlaya bilir, Kuran hayatında Ne Kadar değere sahipse, bu geceyi o kadar iyi ihya etmiş demektir.

Ömrü ramazan olanın, ahireti bayram olur vesselam, dua ve muhabbet ile

Selam MENTEŞ

info@atilimteknoloji.net

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Genel Haberleri