Sertaç KAYAR
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı, görevden alınması ile ilgili “Türkiye’deki demokrasi değerleri, hukuk rejimi, adalet kavramı, seçmen iradesi gibi temel kavramlar açısından bir kere daha yerle yeksan edildi. Halk iradesine yaslanmadığı sürece atanmışların kuracağı hiçbir sistem halk nezdinde meşru olmayacaktır” dedi.
Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlarının görevlerinden alınmasının ardından belediye binalarında arama yapıldı. Belediye binaları polis bariyerleri ile çevrilirken, binaların etrafında zırhlı araç ve çok sayıda polis ile önlem alındı. Diyarbakır’da da aynı uygulama yaşanırken, internetlerin ağırlaşması dikkat çekti.
‘HALK İRADESİ HİÇE SAYILDI’
Belediye binası önüne gelen Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı ile HDP’li milletvekilleri açıklama yaptı. Açıklamayı yapan Mızraklı “Türkiye’ye seslenmek istiyorum, bugün 19 Ağustos 2019. Türkiye tarihi açısından, Türkiye’deki demokrasi değerleri, hukuk rejimi, adalet kavramı, seçmen iradesi gibi temel kavramlar açısından bir kere daha yerle yeksan edildiği, seçmen iradesinin hiçe sayıldığı, 31 Mart’ta ortaya çıkmış olan seçmen iradesinin hiçe sayıldığı, muhalif olanlara merkezi idarenin, gücü elinde tutan kesimlerin halk iradesini hiçe sayarak bir gece yarısı kararıyla İçişleri Bakanlığı notuyla görevden alındığımız ifade edilmekte. Ben yazıyı gördüm ve yazının üzerine bunu bana buiradeyi veren halk adına imzalamayı bir onursuzluk adderim dedim. O notu yazdım ama imza koymadım çünkü benim inandığım anayasa değerleri, hukuk rejimi, hukuk değerleri ve hepsinin en üstünde olan halk iradesine rağmen bir işlem tesis edildi. Bu tesis edilen işlemi benim hukuk normları dahilinde kabul etmem mümkün değil” şeklinde konuştu.
‘EN BÜYÜK YIKIM DEMOKRASİYE VE HALK İRADESİNE GERÇEKLEŞTİ’
Mızraklı şöyle devam etti: “Bu çerçevede ister burada Diyarbakır’da, ister Mardin’de, ister Van’da tesis edilen durum Türkiye açısından yeni bir döneme işaret etmektedir. Artık adeta nasıl ki 1999 19 Ağustos depremi Türkiye’de bir tarih olarak not düşüldüyse bu da Türkiye demokrasi değerleri açısından hukuk kavramları açısından 19 Ağustos depremidir. Bütün o birikmiş küçücük yapıları bile yerle yeksan etmiştir. Bu anlamda biz inandığımız demokrasi ve hukuk değerlerinde buna karşı durmaya ve hukuk çerçevesinde buna ilişkin reddiyemizi yükseltmeye devam edeceğiz. Bu halkın nezdinde, halkın seçilmiş temsilcileri bellidir. Bundan sonra bu kurumun içinde yer alacak olanlar halk iradesine rağmen sadece o makamlara atanmışlar olacaklardır. Seçmen iradesinin tezahürü olmayacaktır. Ben oranın acı gelmesi gerektiğini, çünkü geçmişte benzeri rol ve sorumlulukları alanların bu kenti, bu kentleri ne hale getirdiklerinin belgelerini gördünüz. Yine aynı şeylerin olabileceğine ilişkin kaygılarımız söz konusudur. Herşeyden önce o yıkım o talan, israf tüm bunlara karşın şunu çok net söyleyeyim ki en büyük yıkım demokrasiye ve halkiradesine karşı gerçekleşmiştir.”
‘HALK İRADESİ NEZDİNDE MEŞRU DEĞİLDİR’
Mızraklı açıklamasının sonunda şunları söyledi: “Burada Türkiye siyaseti açısından,Türkiye’deki demokratik muhalefet açısından bir turnosol durumu söz konusudur. Burada eğer dünyanın herhangi bir yerinde eğer bir insan hakları sorunu varsa, eğer bir hukuk sorunu varsa bu ülkedeki herkesin sorunudur. Buradaki sorunda Türkiye’deki bütün demokratik muhalefeti, demokrasiye inanan çevreleri, sivil toplumu tüm kesimleri de bir turnosolla karşı karşıya bırakmıştır. Halk iradesine karşı geliştirilen bu tutumlar karşısında demokratik iradenin de güçlü bir şekilde sesini duyurması gerekmektedir. Önümüzde bunun test edileceği bir dönem var. Bu kararı verenler Türkiye yurttaşlarının iyiliğini düşünenler değildir. Bu karar halkın vicdanında mahkum olacaktır, hukuk önünde de günün birinde mahkum olacaktır. İçeride her taraf adeta bir polis ordusu tarafından girilmişti. Çok sayıda polis vardır. Vali yardımcısı bana refakat etti. Halk iradesine yaslanmadığı sürece atanmışların kuracağı hiçbir sistem halk nezdinde meşru olmayacaktır. Bundan sonra oradaki varlık halk nezdinde meşru değildir.”