Video Haber: Kadınlardan Adalet Bağanlığı’na açlık grevi çağrısı; Mevzuatları yerine getirin

  https://www.youtube.com/watch?v=81K08_qLShc Diyarbakır E Tipi Cezaevinde kadınların gözaltına alınmasına nedeni ile düzenlenen basın toplantısında...

Diyarbakır E Tipi Cezaevinde kadınların gözaltına alınmasına nedeni ile düzenlenen basın toplantısında konuşan Dicle Amed Platformu Sözcüsü Selma Yusma, “Eril iktidar, toplumu otoriterleştirmek, demokrasiyi ve hukuku ortadan kaldırmak için öncelikle kadın mücadele güçlerine yönelmiştir” dedi. Yusma, devam eden açlık grevlerine ilişkin Adalet Bakanlığı’nı uluslararası mevzuatları yerine getirme çağrısı yaptı. 

Mehmet Uğur ÇAKIL

DİYARBAKIR- Dicle Amed Kadın Platformu, geçtiğimiz günlerde Diyarbakır E Tipi Cezaevi önünde kadınların gözaltına alınması nedeni ile basın toplantısı düzenledi. AZC Plaza önünde yapılması planlanan basın açıklamasına polisin izin vermemesi nedeni ile gerginlik yaşandı. Yaşanan gerginliğin ardından açıklama, Eğitim-Sen Diyarbakır Şubesi’nde gerçekleştirildi.

“Bu politikalara direnmekten asla vazgeçmedik”

Dicle Amed Kadın Platformu Sözcüsü Selma Yusma tarafından yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi; “Eril iktidar, toplumu otoriterleştirmek, demokrasiyi ve hukuku ortadan kaldırmak için öncelikle her zaman kadın mücadele güçlerine yönelmiştir. Haklarımızı gasp etmek için kadını işsiz bırakmakta, ev içine hapsetmekte, seçilen kadınlarımızı tutuklamakta ve erkek şiddetini günden güne teşvik ederek arttırmaktadır. Bunun kadına dönük tahakküm ve boyun eğdirme siyasetiyle ilgili olduğunu biliyoruz. Çünkü kadın susarsa işleri kolaylaşacaktır. Tarih boyunca bu politikalara başkaldırmaktan ve direnmekten asla vazgeçmedik. Bugün de planlı bir biçimde biz kadınlara yapılan bu düşmanca saldırılar karşısında geri adım atmayacağız. 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan seçimlerde Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı Sayın Leyla Güven Halkların Demokratik Partisi Hakkâri milletvekili seçilmiş 31 Ocak 2018 tarihinde tutuklanmıştır. Diyarbakır E tipi cezaevinde bir yıla yakın süredir tutuklu bulunan Leyla Güven, 7 Kasım 2018 tarihinde ‘Tecridin bu kadar derinleştiği bir dönemde, tecrit kime uygulanırsa uygulansın bir insanlık suçudur, bu nedenle bu günden itibaren süresiz ve dönüşümsüz açlık grevine başlıyorum. ‘ diyerek tecridin kaldırılarak barış sürecinin tekrar başlaması için bedenini açlığa yatırmıştır. ‘Sayın Leyla Güven in açlık grevi bugün 76.gününde ve sağlık durumu kritik aşamaya gelmiş bulunmaktadır.

“Bini aşkın tutsak açlık grevinde”

Bugün itibariyle 100’ den fazla cezaevinde 1000’ i geçen sayıda tutsak süresiz dönüşümlü, 231 tutsak da Sayın Leyla Güven gibi süresiz dönüşümsüz açlık grevini sürdürmektedir. Tecridin kaldırılmaması, herhangi bir çözümün geliştirilmemesi durumunda, geçmişte hapishanelerde acı tecrübelerini yaşadığımız gibi geri dönüşü mümkün olmayan hasarlarla karşı karşıya kalmamız mümkündür. Sayın Leyla Güven açlık grevinden kaynaklanan ağır sağlık sorunları ile karşı karşıyadır. Ailesi ve yanında kalan tutsaklardan edindiğimiz bilgilere göre kilo kaybı, tansiyon düzensizliği, mide bulantısı, yürüme ve konuşmada zorluk, halsizlik, baş ağrısı, mide krampı, sese ve ışığa karşı hassasiyetinin artması ve sıvıyı tüketemeyecek duruma geldiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Yine açlık grevinde olan diğer tutsakların temel haklarına saygı gösterilmediğini, yeterli miktarda su, tuz, şeker ve hayati öneme sahip B1 vitamininin bazı cezaevlerince verilmediğini öğrendik. Bizler bu topraklara tekrar barışın gelmesi için yaşamını tehlikeye atan, bedenini açlığa yatıran ve tutuklu tek kadın milletvekili olan Sayın Leyla Güven in direnişine ses verebilmek ve onun ‘Tecrit kalkmalıdır!’ talebinin bir an önce yerine getirilmesi için Dicle Amed Kadın Platformu’nda yer alan Leyla Güven’in kız kardeşleri olarak 20 Ocak tarihinde Leyla Güven in tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Cezaevi önünde bir araya geldik. Alana gelir gelmez çok sayıda güvenlik güçlerinin, zırhlı araçların, tomaların alana konuşlandığını gördük. Barışçıl bir amaçla orada olduğumuzu, şiddet içerikli bir etkinliğimizin olmadığını söylememize rağmen, herhangi bir uyarıda bulunulmadan güvenlik güçleri bizi üzerimize çullanarak, yaka paça tutup yerlerde sürükleyerek, saçlarımızdan çekerek, bileklerimizi bükerek, tekmeleyerek darp ederek gözaltına aldılar.

“Suç duyurusunda bulunacağız”

Hepimizin kadın oluşuna, orantısız gücün kullanımının yasak olmasına rağmen,  erkek polisler tarafından müdahaleye uğradık. Müdahale bu haliyle kalmamış gözaltı aracında, hastane kapısında sağlık muayenesi için araçta beklerken, TEM’de beklereken kadın polisler aşağılayıcı hakaretler ve dayakla, saç çekmeyle, yumruklamayla işkencelerine devam etmiştir. Aldığı darbeler sonucu gözlerinden kan gelen, yüzünde belirgin kızarıklıklar olan kadın arkadaşımıza askeri hastane doktorunun “darp var mı?” diye sorduğu, arkadaşımızın “belli olmuyor mu” diye cevap vermesi üzerine “ben mi size eyleme gidin dedim ben mi sizi gözaltına aldım” diyerek cevap vermiştir. Bu doktor darp edildiğini inkâredemeyecek durumda olan kadın arkadaşımız dışında diğer arkadaşlarımıza darp raporu vermeyi reddederek hekimlik mesleğinin gereğini yerine getirmeyip, şiddete uğramış kadınlara düşman gibi davranmıştır. Bu doktor hakkında sağlık bakanlığına ve ilgili kurumlara şikâyetimizi yapacağız.  TEM de salıverilme tutanağını imzaladıktan hemen sonra bize refakat eden kadın bir polis bir arkadaşımıza ‘ Sen terbiyesiz birine benziyorsun, senden kıl oldum, burada benim kurallarım geçerli geç şu sandalyede otur yoksa seni nezarethaneye atarım ‘şeklinde tehditte bulunmuş,  bu duruma bir kadın arkadaşımız itiraz edince,  tehdit eden kadın ve iki erkek polis, arkadaşımızı zorla, sürükleyerek tek kişilik bir odaya fırlatarak kapatmıştır. O esnada avukat istememize rağmen avukatların yanımıza gelmelerine izin verilmemiştir. İfade tutanaklarına bize uygulanan bu işkenceyi geçirmek istediğimizde buna engel olmak istemişlerdir. Bu şiddet anları TEM de kamera görüntülerinde mevcuttur. Bizleri tahrik etmek için özel bir çaba içinde olduklarını gözlemlediğimiz güvenlik güçlerinin keyfi muamele ve işkencelerine karşı hukuki olarak mücadele edeceğimizi görevlerini kötüye kullananlar hakkında suç duyusunda bulunacağımızı buradan bildiriyoruz.

“Her koşulda yaşam hakkını savunuyoruz”

Dicle Amed Kadın Platformu’nda yer alan kadınlar olarak her koşulda yaşam hakkını savunuyoruz. İnsan yaşamını her türlü kavram ve kaygının ötesinde ele alıyoruz. Ulusal mevzuat ve uluslararası sözleşmeler ile güvence altına alınan avukat, müvekkil görüşme hakkının, her koşulda ve her zaman eşit ve ayrımsız bir şekilde her tutsağa tanınması gerekmektedir. Bu taleple süresiz dönüşümsüz açlık grevine giren başta Leyla Güven ve diğer tutsakların yaşamlarının daha fazla tehlikeye girmemesi için, bu ayrımcı uygulamalardan vazgeçilmesini başta Adalet Bakanlığı olmak üzere hükümeti, ulusal ve uluslararası mevzuatı yerine getirmeye çağırıyoruz.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Genel Haberleri