Diyarbakır’dan Ordu’ya giderken yaşanan kazada yaralanan 25 mevsimlik işçinin durumuna dikkat çekip basın açıklaması yapan Amed İSİG Meclisi, “İş kazaları ve iş cinayetleri kaderimiz değildir! Yoksulluk, ırgatlık kader değildir” diyerek yetkilileri insan onuruna yaraşır bir yaşam ve çalışma hayatı için sorumluluk almaya çağırdı.
Norşin ÖNCEL
DİYARBAKIR YENİGÜN - Türkiye’nin kanayan yaralarından mevsimlik tarım işçileri sorunu bir türlü son bulmuyor. Her yıl bölge illeri başta olmak üzere kadın, çocuk, yaşlı binlerce insan ülkenin farklı bölgelerine mevsimlik işçi olarak çalışmaya gidiyor. Mevsimlik tarım işçileri, göç ettikleri illerde derme çatma çadırlarda, sağlıksız ve güvencesiz bir şekilde çalışırken, birçoğu da yollarda geçirdikleri trafik kazalarına kurban gidiyor. Bu kazalardan sonuncusu önceki gün Diyarbakır-Bingöl karayolunda meydana geldi. Fındık toplamak için Karadeniz bölgesine giden mevsimlik işçilerini taşıyan minibüs, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ile taklalar atarak devrildi. Kazada 10’u ağır 25 kişi yaralanırken, bu kaza mevsimlik tarım işçileri sorununu yeniden gündeme getirdi.
Çalışma koşulları
Emek ve meslek örgütleri tarafından oluşturulan Amed İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) ise, yaşanan kazaya ilişkin basın toplantısı düzenledi. TMMOB Maden Mühendisleri Odası’nda (MMO) açıklama yapan Amed İSİG Meclisi Üyesi Mehmet Şirin Gürbüz, Türkiye’de yaşanan iş cinayetlerinde hayatını en çok kaybedenlerin inşaat işçileri olduğunu, ardından tarım işçileri olduğunu söyledi. Bölge insanının neoliberal ve yanlış politikalar sonucu işsizlik ve yoksulluk ile mücadele ettiğini vurgulayan Gürbüz, Diyarbakır başta olmak üzere bölge halkının çalışma alanlarının iş cinayetlerinin yoğun yaşandığı meslek grupları arasında olduğunu kaydetti. Gürbüz, “Bölgemizde on binlerce insanın kadını, yaşlısı, çocuğuyla beraber göç edip Türkiye’nin farklı illerinde derme çatma çadırlarda, barınma yerlerinde sağlıksız bir şekilde yaşayıp güvencesiz çalıştığı bir gerçekliktir. Her yıl yüzlerce tarım işçisi trafik kazalarında yaşamını yitiriyor. Mevsimlik tarım işçilerine dayatılan güvencesiz ve güvenliksiz çalışma koşulları, traktörlerin, kamyonların kasalarında yahut minibüslere kapasitenin çok üstünde bindirilerek yaptıkları yolculuklarla başlıyor. Kullanılan araçların ulaşım aracı olmaması, işçilerin yolcu kapasitesini aşacak şekilde taşınması bu yaşanan hadiselere sebebiyet vermektedir. Son olarak dün Lice’den Karadeniz’e fındık toplayıcılığı işi için yola çıkan iki aileden 25 kişi trafik kazasında yaralanmıştır” dedi.
‘İş kazaları-cinayetleri kader değil’
Her yıl ölüm rakamlarıyla gündeme gelen mevsimlik işçilerin mağduriyetlere getirilen çözümlerle gündeme gelmesi gerektiğine işaret eden Gürbüz, tarım işçilerinin çalıştıkları bölgede günde 12 saat düşük bir yevmiye ve sigortasız çalıştığını ve gittikleri yerlerde ırkçı saldırılara maruz kaldığını söyledi. “İş kazaları ve iş cinayetleri kaderimiz değildir! Yoksulluk, ırgatlık kader değildir” diyen Gürbüz, “Medeniyetlere beşiklik etmiş bir coğrafyada, ‘Verimli Hilal’ olarak bilinen yerde işsizlik/iş bulamama nedeni ile her yıl on binlerce kişinin mevsimlik tarım işçisi olarak başka bölgelere zorunlu olarak göç etmesini mevcut politik süreçlerin ekonomiye bir yansıması olarak görüyoruz. Bu ölümlerin ve iş kazalarının artık yaşanmaması, insan onuruna yaraşır bir yaşam ve çalışma hayatı için yetkililerin acilen sorumluluk almaları gerektiğini yineliyoruz” diye konuştu.