İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Gökhan Çeliktürk, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olmasına rağmen depreme hazırlık konusunda gereken çalışmaların yeterince yapılmadığını ifade etti.
YENİGÜN HABER - Van, Elazığ ve son olarak İzmir depremlerinden sonra gözler bir kez daha depreme dayanıksız binalara çevrilirken bina denetimleri başta olmak üzere deprem öncesi, deprem sırası ve sonrasında yapılacak çalışmalar önem arz ediyor.
Geçtiğimiz hafta cuma günü İzmir’de meydana gelen, 114 kişinin hayatını kaybetmesine, 1035 kişinin yaralanmasına ve onlarca binanın da yıkılmasına neden olan depremle ilgili İLKHA’ya açıklamalarda bulunan İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Gökhan Çeliktürk, Türkiye’de yaşanan önceki depremlerden yeterince ders alınmadığını söyledi.
Elazığ, Malatya ve İzmir depremlerinin çok ciddi bir uyarıcı olarak algılanması gerektiğine dikkat çeken Çeliktürk, İzmir’de yaşanan depremin Türkiye’deki sağlıksız yapılaşmayı ve sürekli olarak deprem riski ile karşı karşıya olunduğunu bir kez daha gözler önüne serdiğini belirtti.
Depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve yaralananlara acil şifalar dileyen Çeliktürk, İzmir halkına da geçmiş olsun dileklerini iletti.
“Depremin fay hatları yüzyıllardır bellidir”
Depremin bir doğa olayı olduğunu hatırlatan Çeliktürk, “Depremi afete dönüştüren, özellikle projesine ve şartnamesine uygun olarak yapılmayan veya her hangi bir mühendislik hizmeti almamış kaçak yapılardır. Depremin yüzyıllardır fay hatları bellidir. Deprem bir doğa olayı ve belli zamanlarda bir enerjinin açığa çıkmasıyla meydana geliyor.” dedi.
“İzmir’deki deprem de beklenen bir depremdi”
İzmir depremi sonrası Gaziantep’te “Depreme ne kadar hazırlıklıyız?” sorularının yeniden gündeme geldiğine dikkat çeken Çeliktürk, “Gaziantep de deprem kuşağında, özellikle Kahramanmaraş Türkoğlu’ndan geçen fay hattı ile ilgili ciddi bir tehlike altındadır. İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi olarak 2016 yılından itibaren Gaziantep kent gündemine deprem master planını sunduk. Bunu gündemde tutmaya devam ediyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki İzmir’deki deprem de beklenen bir depremdi. Gaziantep’te de Kahramanmaraş Türkoğlu kaynaklı bir deprem bekleniyor. Bu yüzden bir an önce gazi şehrimizin ‘marka şehir Gaziantep’ dediğimiz şehrin yapılarıyla da marka olması konusunda çalışmalar başlattık. Bununla ilgili ‘Deprem Master Çalıştayı’ yaptık.” ifadelerini kullandı.
“Arama-kurtarma ekiplerinin sayısı az”
“Her zaman deprem, olduğu zaman gündeme geliyor” diyen Çeliktürk, “Depremden bir hafta veya 10 gün sonra her şey normalmiş gibi, herkes gündelik hayatına devam ediyor. Ama biz bundan sonra da deprem gerçeğini şehrimizin gündeminde tutacağız. Gaziantep’in gerçekten yüzde 60’ı çarpık yapılaşmadır. Gaziantep hem beton kalitesi olarak hem de mühendislik hizmeti almamış yapılardan oluşmuş bir şehirdir. Bundan dolayı Gaziantep’te acilen dönüşüm gereklidir. Çünkü 2 milyonu aşan bir nüfusumuz var. Suriyeli misafirlerimiz var. İzmir’de sadece 10 bina sayısından az bir çöküntüde ülke olarak ne kadar zor arama-kurtarma faaliyetleri yaptığımızı gördük. Büyük bir afette gerçekten şehir olarak hazırlıklı olmamız gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“Mühendislik desteği almamış yapılarda ciddi bir dönüşüm projesi gerekiyor”
Deprem sırasında alınması gereken tedbirlerin halka iyi anlatılması gerektiğini de belirten Çeliktürk, “Bunun dışında mühendislik desteği almamış yapılarda ciddi bir dönüşüm projesi gerekiyor. Biz bunu devamlı dile getiriyoruz. ‘Gaziantep Master Planı’ gerçekten şehrin bu zamana kadar en büyük projesidir. Eğer bunu faaliyete geçirirsek ve projelendirirsek hep birlikte Gaziantep bu enerjiye sahip bir şehirdir. En azından bu konuda da Gaziantep’in öncü olması gerekiyor. İnşaat Mühendisleri Odası olarak her türlü çalışmada yer alacağımızı daha önce deklare ettik. Bundan sonra da edeceğiz.” diye konuştu.
“Deprem kapımızı çalmadan çalışmalara başlamamız gerekiyor”
İzmir’de ki depremin beklenen bir deprem olduğunu ve bunun birçok il için de geçerli olduğunu ifade eden Çeliktürk, şunları söyledi:
“Türkiye geneline baktığımızda bu sadece Gaziantep ölçekli bir sorun değil. Türkiye’nin tüm illerinde aynı sorunlar var. O yüzden özellikle tüm şehirlerimizde master planlarının eş zamanlı yapılması gerekiyor. Ama bu yaptığımız proje sadece yapmış olmak için değil, liyakatli, bu işi bilen kişilerle ve gerçekten bu işi örtbas etmek için değil ama bir şeyler üretip, bu işin bilimi ve ilmiyle yapacak insanların olması gerekiyor. Son zamanlarda Türkiye’nin hastalığı maalesef bu sorundur. Bir şeyleri yapmış olmak için yapıyoruz. Deprem kesinlikle şakaya gelmez. O yüzden tüm şehirlerimizde bir master planı yapılarak, bunu liyakatli kişilerle yaparak, bunu da hayata geçirmemiz gerekiyor. Deprem master planını yaptığımızda şehir hemen güçlenmiyor. Bu plan uzun bir süreç alacaktır. Ülke ve şehir olarak bunu yapmamız yaklaşık 20 seneyi bulacaktır. Bundan dolayı bu plana bir an önce başlamamız ve yol almamız gerekiyor.”
“El birliğiyle rantın değil, bilimin ışığında çalışmalar yapmamız gerekiyor”
Çeliktürk, “El birliğiyle rantın değil, bilimin ışığında çalışmalar yapmamız gerekiyor. Deprem master planı yapıldıktan sonra imar master planı yapılması lazım. İmar master planı yapıldıktan sonra bölgede ne kadar kişinin yaşayacağı meydana çıktıktan sonra da ulaşım master planı yapılması gerekiyor. Bu planların hepsi birbirine bağlıdır. Aslında meslek odası ve kamu işbirliğiyle Türkiye’de çözülmeyecek sorun yoktur. Meslek odaları kamunun vicdanıdır. Bu konuda hükümetin kesinlikle meslek odaları ile ortak hareket etmesi gerekiyor.” dedi.
“Türkiye’de imar, kolay para kazanma ve belediyelerin kaynak bulma aracı olmuş”
İmar planının, halkın refah, huzur ve mutlu bir şekilde yaşaması için yapılan plan olduğunu dile getiren Çeliktürk, “Diğer ülkelerde imar planları yüz yılda bir yıl yapılır ve kesinlikle değiştirilmez. Türkiye’de maalesef imar kolay para kazanma, belediyelerin veya yerel yönetimlerin kaynak bulma açısından bir araç haline gelmiştir. Bu yüzden de gerçekten kent yaşamı ciddi tehlike altındadır. Bunlar planlanmalıdır. Zaten imar kanununda bunlar yer almaktadır. Bu konuda kurallar var ama maalesef biz bu kuralları meclis kararlarıyla çiğniyoruz.” diye konuştu.
“Gaziantep, İzmir’den daha riskli bir durumda”
Yapı olarak Gaziantep’in İzmir’den daha riskli bir durumda olduğunu söyleyen Çeliktürk, “Gaziantep’in neredeyse yüzde 60’ı mühendislik hizmeti almamış binalardan oluşuyor. Elazığ ve Adıyaman’da olan deprem bize gösteriyor ki şu anda Kahramanmaraş, İslahiye ve Hatay’a uzanan hatta ciddi bir enerji birikmesi var. Bu yüzden Gaziantep gerçekten önümüzdeki süreçte riskli iller arasındadır. Kahramanmaraş, Gaziantep ve Hatay fay hattının geçtiği bölgelerdir, ciddi tehlike altındadır. Aslında İzmir’deki deprem de bekleniyordu. Gaziantep’te de böyle bir durum var. Kahramanmaraş’ın Türkoğlu ilçesinden geçen hatta ciddi bir enerji sıkışması var. Burada bir deprem bekleniyor.” uyarısında bulundu.
“Yapı denetim firmalarının denetlemediği TOKİ yapıları var”
“Deprem değil, sağlıksız bina öldürür” diyen Çeliktürk, “Bizim hep bahsettiğimiz olaylar mühendislik hizmeti almamış veya yapı ve beton kalitesi düşük olan binalarda risk görüyoruz. Zaten gördüğümüz örnekler ve yıkılan binalarda beton kalitesinin düşük olduğu ve imara açılmaması gereken bölgelerde imara açıldı, açıkça Bayraklı’daki binalarda bu sıkıntılar yaşanıyor. Ama o zemine uygun olarak yapılan binalarda her hangi bir sıkıntının yaşanmadığını görüyoruz. O yüzden yapı üretim sürecinde kontroller çok önemlidir. Özellikle yapı denetim firmalarının, beton üreten firmaların beton kalitesini çok sıkı denetlemesi gerekiyor. Yapı denetim firmalarının denetlemediği TOKİ yapıları var. Bu binalar yapı denetim firmaları tarafından denetleniyor. Özellikle TOKİ eliyle yapılan binalarda beton ve imalat kalitesine çok dikkat edilmesi gerekiyor. Bu konuda hassas olunması gerekiyor. Sonuçta onları kontrol eden bir yapı denetim firması yok. Özellikle TOKİ binalarında projeye uygunluğun ciddi şekilde test edilmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)