HDP Eş Başkanı Sezai Temelli, Abdullah Öcalan’ın kardeşi ile yaptığı görüşmeyle ilgili, “Sağlığının iyi olduğunu söylemiş. Onun dışında başka bir mesajı yok. Zaten iki cümle konuşmuş. Çok kısa sürmüş” dedi
DİYARBAKIR - Abdullah Öcalan’ın, yaklaşık 2.5 yıl sonra kardeşi Mehmet Öcalan ile yaptığı görüşmenin ayrıntıları ortaya çıktı. Gazeteduvar’dan Nergis Demirkaya’nın haberine göre HDP Eş Başkanı Sezai Temelli, “Sağlığının iyi olduğunu söylemiş. Onun dışında başka bir mesajı yok. Zaten iki cümle konuşmuş. Çok kısa sürmüş” dedi. Öcalan’ın ailesi ile görüşmesinin tecridin kalkması anlamına gelmediğini söyleyen Temelli’ye göre, tecridin sonlanmasında ilk adım avukat görüşüne izin verilmesi olabilir. Abdullah Öcalan’ın kardeşi ile yaptığı görüşme Diyarbakır Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP Hakkâri Milletvekili Leyla Güven’in Öcalan’a tecridin kaldırılması talebiyle başlattığı açlık grevinin 66’ncı gününde gerçekleşti. Görüşmenin ardından Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan’dan ya da avukatlarından bir açıklama gelmedi. Açlık grevi yapan Leyla Güven de cezaevinden gönderdiği mesajda bu görüşmenin tecridin kalktığı anlamına gelmediğini açlık grevini sürdüreceğini söyledi.
“Periyodik olmalı, 2.5 yılda bir olabilir mi?”
Öcalan’ın kardeşi ile görüşmesi ve Hakkâri Milletvekili Leyla Güven’in açlık grevine devam kararını HDP Eş Başkanı Sezai Temelli ile konuştuk. Meclis’te bir grup gazetecinin sorularını yanıtlayan Temelli uzun bir aradan sonra Öcalan’ın kardeşi ile görüşmesine izin verilmesini şöyle değerlendirdi: “Bir tarafı olumlu, çünkü sağlık durumunu öğrenebildik. Bunu bile 2.5 yıldır öğrenemiyorduk. Bununla ilgili olarak olumlu görüyorum ama bu periyodik olmalı. Haftada bir olmuyorsa ayda bir olsun. 2.5 yılda bir olabilir mi? Dolayısıyla aile görüşünün acilen, siyasetten bağımsız düşünülerek önü açılmalı. Yine siyasetten bağımsız olarak ele alınacak bir diğer konu, hukuki haktır. Yani avukatları. Bunlar da periyodik olarak adaya gidip gelmeli. ‘Davaların hepsi sonlanmış, avukat görüşü yoktur’ gibi bir şeye yaslanılsa da devam eden süreçler var. Hüküm kesinleşmiş olsa bile o davanın avukatları başka hakların takibi için mahkûmu görebilir. Yani mahkûmluğundan doğan hakları için de bir avukat ihtiyacı var. Bunların hepsini ayrı ayrı değerlendirmek lazım.”
“Tecridi siyasi görüşme trafiği kırar”
Temelli’ye göre Öcalan’a tecridin ortadan kalkmasının asıl göstergesi siyaseten bir görüşme trafiğinin başlaması olacak. Temelli bu konuda şunları söyledi:
“Esas tecridin kırılacağı yer siyaseten bir görüşme trafiği. Bu Türkiye açısından artık bir zorunluluktur. Bunu anlamak için geriye doğru beş yılı hafızalarımızda canlandıralım. 2013-2015 arasını karşılaştırdığımızda bunun neden bir zaruret olduğu ortaya çıkıyor. Siyaseten tecridin kırılması demokrasi açısından, barış açısından kritik öneme sahiptir. Bunun başka bir muhatabı yoktur. Bunu ne HDP doldurabilir ne de başka bir yer doldurabilir.”
“Öcalan’ın konumu net biliniyor”
HDP Eş Başkanı Temelli, “Direk muhatap Öcalan mı” sorusuna, “Bu siyasete dönük bakmalısınız. Bugün evet silahlı bir örgüttür, yasa dışı bir örgüttür ama bir örgüttür ve o örgütün hukuku bir siyaset anlayışı vardır. O siyaset anlayışında Abdullah Öcalan nasıl bir konumdadır, çok net biliniyor. Bunun gereği yapılmak zorunda. Siz sonuçta bu örgüte karşı bir siyaset yürütüyorsanız bu örgütü siyaseten muhatap kılmak zorundasınız. Bu tabii yasa maddelerinde yazmaz, bunun hukukta karşılığı olmaz. O zaman geçmişte olduğumuz gibi bunun yasasını yapma çağrısı yapıyoruz. Yani bu görüşmeyi bir yasal çerçeveye kavuşturabilir Meclis. Meclis bu iradeyi almalıdır” yanıtı verdi.
Sağlık dışında başka mesajı yok
Öcalan’ın kardeşi ile yaptığı görüşmeyle ilgili bugüne kadar bir açıklama gelmedi. Temelli de “Abdullah Öcalan nasıl bir mesaj gönderdi?” sorusuna “Sağlığım iyi” yanıtı verirken şöyle devam etti: “Arkadaşlara çalışmalarında başarılar dilemiş, sağlığının iyi olduğunu söylemiş. Onun dışında başka bir mesajı yok. Zaten iki cümle konuşmuş. Çok kısa sürmüş.” Öcalan’ın başta Leyla Güven olmak üzere cezaevlerindeki açlık grevlerinden haberdar olduğunu, ancak bu konuyla ilgili Öcalan’ın bir açıklama ya da yorumunun kendilerine gelmediğini anlatan Temelli, Güven’in “devam” kararıyla ilgili ise şunları söyledi: “Leyla Hanım zaten söylüyordu. Leyla Hanım’ın açlık grevi kararı tecride karşıdır. Dolayısıyla bu aile görüşü tecridin kırıldığı anlamına gelmiyor. Leyla Hanım tutarlı bir şekilde o iradesini beyan ediyor. Fakat biz tabi ki, ölümler olmadan, çok daha kötü bir yere gitmeden açlık grevlerinin sonlanmasını istiyoruz. Bunun için de artık devletin bu hassasiyetle yaklaşmasını istiyoruz. Bu iktidar tamam artık bütün izanını, ölçüsünü kaybetti ama burada bu gidişatı her şeyden önce doğru okuyup ve bunun gereğini yapmak sorumluluğu bugün yine iktidar ve devlettedir.” Temelli, Öcalan’ın çok uzun bir süre sonra ailesiyle görüştürülmesini 2016 yılında yaşanan açlık grevleriyle ilgili sürece benzetti, “2016 yılında yapılan açlık grevleri sonrası böyle bir hamle yapılmış. Mehmet Öcalan İmralı’ya gitmiş, açlık grevleri sonlanmış. Yine ‘biz bu aile görüşüne izin verirsek açlık grevleri sonlanır’ anlayışıyla hareket etmiş olabilirler. Başka bir anlamı yok” dedi.
“Açlık grevi tecridin kalkması ile sonlanır”
Hakkâri Milletvekili Leyla Güven’in ardından cezaevinde bulunan eski milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Selma Irmak da dönüşümsüz, süresiz açlık grevine başladı. Temelli, bu durum karşısında tavırlarının ne olacağı sorusuna şu yanıtı verdi: “Açlık grevi kişinin kendi iradesiyle almış olduğu bir karar. Dolayısıyla bir siyasi parti olarak kalkıp ‘açlık grevini sonlandırın’ gibi bir çağrımız olmaz ama açlık grevi koşullarının sonlanması için biz üzerimize düşeni yapacağız. Özellikle tecridin sonlanması için demokratik kamuoyunda duyarlılık yaratmak çok önemli. Bu Türkiye’nin meselesi, Türkiye’nin demokrasi meselesi, barış meselesi. Bütün Türkiye bu konuda duyarlı olmalıdır. Açlık grevinin sonlanması açlık grevlerinde olanlara çağrı yaparak sonlanacak ya da yol alınacak bir şey değil. Tecridin sonlanması ile olabilir. İlk adım olarak avukatlarının ya da vasisinin adaya gitme talebi dillendirilebilir. Bu talepte bulunulabilir. Bütün muhalefet partilerinin bu konuda sorumluluk alması gerektiğine inanıyorum.”
“Bakanlık bahane değil çözüm üretmeli”
Seçim çalışmalarının aynı zamanda tecride karşı çalışmalarla bütünlüklü yürütüleceğini anlatan Temelli, “Bir an önce açlık grevlerinin ölümlere dönmemesi için Türkiye’de herkesin en azından hukuki anlamdaki talebi dillendirmesi gerekiyor” dedi. Tecridin ortadan kalkması için Adalet Bakanlığı’nın sorumluluğunu yerine getirmesini istediklerini anlatan Temelli, “Adalet Bakanlığı her seferinde Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının ürettiği bahaneler gibi bahaneler üretiyor. Yok koster bozuk, yok hava koşulları, yok disiplin cezası. Her seferinde bir bahaneyle geliyorlar. Bence bahane üretmek yerine çözüm üretmek gerekiyor. Avukatları adaya hemen gitmeli” dedi.