Salgın sürecinde diğer sektörler desteklenirken çiftçinin bundan nasibini almadığını savunan Tarım Orkam-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Nasır Demirkıran, yanlış politikalar nedeniyle her geçen yıl tarımın gerilediğini ileri sürdü. Demirkıran, salgından kaynaklı gıda krizinin yaşanabileceği uyarısında da bulundu
DİYARBAKIR YENİGÜN - Tarım Orkam-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Nasır Demirkıran, koronavirüs salgınının tüm üretim alanları felç ederken hükümetin bölgedeki tarım politikalarını değerlendirdi. Bölge tarımının koronavirüs ile birlikte daralmaya gittiğine belirten Demirkıran, süreç içerisinde gelecek olan tarımsal üretim krizine cevap olamayacağını dile getirdi. Tarımsal üretimin bitme noktasında olduğuna işaret eden Demirkıran, "Hem üretim maliyetleri hem dışardan ürün getirilmesi süreci daha da karmaşık ve verimsiz bir noktaya getirdi. Koronavirüs ile birlikte kısmen ve çok az miktarda yapılan maddi ve sektörel desteklerden tarımsal üretim yapan çiftçiler faydalanmadı, bunun tam tersine sektörü daha da nefes almaz adımlar atıldı" diye konuştu.
‘DEDAŞ sorunlar ekliyor’
Döviz kurundaki yüksek dalgalanma ve diğer ekonomik gelişmelerle sektördeki girdilerin katlanmasına karşın çiftçilere desteklerde çok düşük, cüzi miktarlarda artışlar olduğu bilgisini paylaşan Demirkıran, yaşanan onca sorunun yanında Dicle Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi’nin (DEDAŞ) bu sorunlara sorunlar eklediğini kaydetti. DEDAŞ'ın uygulamalarının çiftçiyi mağdur ettiğine dikkati çeken Demirkıran, "Özelikle ama özelikle bölgede ısrarla yaptığı çiftçinin destek gelirlerine yasa dışı bir şekilde el koyma, ekim mevsimlerinde keyfi bir şekilde elektrikleri kesme bu ve buna benzer ilgili sorunlar çiftçiye aşırı maddi kayıp yaşatıyor. Ziraat odaları ve çeşitli kurumlar da zaman zaman bu sıkıntı dile getirilmesine rağmen çözüm geliştirilmiyor" ifadelerini kullandı.
‘Çiftçiler misyonlarının farkındalar’
Çitçilerin misyonlarının farkında olduklarını üretimde oldukça ısrarcı olduğunu belirten Demirkıran, buna karşın çok büyük zorluklarla karşılaşmaya devam edildiğini kaydetti. Demirkıran, "Çiftçiler, salgına rağmen emeğe kutsal bir noktadan bakarak yine dünya ve bölgeyi doyurmak için tarlalarına gittiler. Bu sorumluk ile yine ürettiler ama bu ürünlerin pazar fiyatı nasıl olacak, bu aradaki fark önümüzdeki ve sonrasındaki yıllarda ne gösterecek, onu bilemeyiz. Ama şuan ki tarımsal politikalar ile önceki dönemlerdeki sonuçlar gösteriyor ki her geçen mevsimden sonra tarımsal üretimden bir yaprak daha düşüyor. Bütün bunlar hayvancılık sektörü içinde geçerli samanı ithal edip hayvanı da ithal ediyoruz. Yerel üretici hayvanını yine zararına ya da çok düşük bir kar ile satıyor” diye belirtti.
“Gıda krizi yaşanabilir”
Salgından kaynaklı gıda krizinin yaşanabileceği uyarısında bulunan Demirkıran, "Bizler bu krizi 'ne kadar toprağın varsa ek' demekle, yurt dışından ülkeye tarımsal ürün ve hayvan sokarak, iç piyasayı dışarının baskısı altına alarak veya girdiler yüzde 100 artmışken desteği genel de bine bir artırarak, yabancı tohum ektirerek vb. geleceği olmayan politikalarla aşmamız mümkün değil" sözleriyle uyarıda bulundu. Salgın süreciyle beraber bir kez daha hakikatlerin açığa çıktığını kaydeden Demirkıran, insanların, yıllardır talan edilen, kirletilen, hunharca sömürülen toprağın değerini yeni yeni fark ettiğini söyledi. Devletin Anayasa’da çerçevesinde çiftçiyi desteklemesi gerektiğini ancak bunu yapmadığını söyleyen Demirkıran, "Çiftçinin hakkını verirse tekrar dışarıya bağımlı bir ülke olmaktan çıkıp tekrar üreten ve dışarıya satan bir ülke oluruz. Üretene gereken bütün destekler sağlanmalı, neoliberal politikalardan vazgeçmeli ve gerçekçi politikaları bir an önce hayata geçirmeliyiz" diye konuştu. (MA)