Gazeteci Aziz Oruç’un 2016 yılında paylaştığı haber içerikli 12 tweet nedeniyle “örgüt propagandası” suçlamasıyla yargılandığı davada ertelemesiz 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı. Oruç savunmasında, " Ben gazeteciyim. Hakkımdaki suçlamalar gazeteciliğe yönelik suçlamalardır. Ortada bir suç olduğunu düşünmüyorum. Beraatımı talep ediyorum" dedi
Deniz TEKİN
DİYARBAKIR YENİGÜN - Gazeteci Aziz Oruç 17 Mart – 23 Mayıs 2016 tarihleri arasında yaptığı haberleri ve o dönem çalıştığı Dicle Haber Ajansı'nda (DİHA) yayınlanan haberlerin tweetlerini kendi sosyal medya hesabında paylaştığı gerekçesiyle hakkında “örgüt propagandası” yapmak iddiasıyla 1 yıldan 5 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın karar duruşması Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Gazeteci Oruç, 11 Aralık 2019 tarihinde Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde gözaltına alınmış ve 18 Aralık’ta “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanmıştı. Patnos Cezaevinde tutuklu bulunan Oruç, bugün duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katılırken avukatı Ferhat Kılınç duruşma salonunda hazır bulundu. Duruşmayı, Oruç'un babası Halil Oruç ve gazeteciler de takip etti.
Savcı, Oruç'un cezalandırılması yönündeki mütalaasını tekrar etti
Duruşmada ilk olarak söz alan iddia makamı, 29 Ocak 2020'de görülen davanın duruşmasında davanın esasına ilişkin mütalaasını tekrar etti. İddia makamı, gazeteci Oruç’un sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımlarla “örgütün cebir şiddet, tehdit içeren yöntemlerini meşru ya da övecek, ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde müteaddit defalarca paylaşımlarda bulunduğu, sanığın eyleminin terör örgütünün propagandası yapmak suçu oluşturduğu" anlaşıldığını ileri sürerek, "örgüt propagandası" suçundan cezalandırılması yönünde görüş bildirdi.
‘Gazeteciler hakkında böyle davalar açılması kabul edilemez’
Esasa karşı savunma yapan gazeteci Oruç, "Ben daha önce net bir şeklide belirtmiştim. Ben gazeteciyim. Hakkımdaki suçlamalar gazeteciliğe yönelik suçlamalardır. Yaptığım paylaşımlar haber içerikli paylaşımdır. İçeriklerine bakıldığında DİHA'da çıkmış haberleri paylaştığım yada haberlerimi retweetlemişim. Bu paylaşımlar haber amaçlıdır propaganda içermiyor. Son dönemde gazeteciler hakkında böyle davaların açılması kabul edilemez. Gazetecilik kimliğiyle nedeniyle hakkımda böyle davaların açılmasına özülüyorum. Ortada bir suç olduğunu düşünmüyorum. Beraatımı talep ediyorum" dedi. Oruç'un avukatı Ferhat Kılınç ise, haberlerin yayınladığı tarihte müvekkilinin DİHA'da muhabir olarak çalıştığını belirterek, “Müvekkilimin ajansının yayınlandığı haberleri paylaşması suç değildir. Suçlama konusu yapılan paylaşımlar haber verme amacıyla yapılmıştır" diye konuştu. 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile birlikte TMK'nin 7/2 maddesine “Haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz” cümlesinin eklendiğini hatırlatan Kılınç, müvekkilinin suçlama konusu yapılan paylaşımlarının bu kapsamda olduğunu söyledi. Kılınç, müvekkilinin üzerine atılı suçun yasal unsurları oluşmadığını belirterek, beraatını istedi.
‘Suçlamaları kabul etmiyorum’
Ardından söz sözü sorulan gazeteci Oruç, " Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatımı istiyorum” ifadelerini kullandı. Duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme kararını açıkladı. Mahkeme, gazeteci Oruç'un üzerine atılı "örgüt propagandası" yapmak suçunu işlediği ve farklı zamanlarda birden fazla kez paylaşımlarda bulunduğu ileri sürerek, verilen cezada artırım yaparak Oruç'u 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, şartları oluşmadığı gerekçesiyle Oruç'a verilen cezayı ertelemedi, cezanın seçenek yaptırımlara çevrilmesine, hapis cezasının ertelenmesine ve hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına yer olmadığına karar verdi. Duruşmanın ardından konuştuğumuz Oruç'un avukatı Ferhat Kılınç, mahkemenin kararını temyiz edeceklerini söyledi.