Mardin’in Dargeçit İlçesi’ne bağlı Çelik Köyü’ndeki evi Ilısu Barajı’nın altında kalan 65 yaşındaki Mehmet Selim Acar, boşaltılan eski jandarma Karakolu’nun binasına yerleşti. Eşiyle birlikte elektriksiz ve susuz binada yaşayan Acar “Ben burada doğup büyüdüm. Anılarım burada. Köyümü bırakmak istemiyorum. Ben burada nefes alıyorum” dedi
DİYARBAKIR - 12 bin yıllık tarihi geçmişi bulunan Hasankeyf’i sular altında bırakacak olan Ilısu Barajı’nda su tutulması ile birlikte onlarca köy ve mezra sular altında kaldı. Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali Projesi tamamlandığında Dicle Nehri'nin geçtiği Batman, Diyarbakır, Mardin, Siirt ve Şırnak illerini kapsayan bölgede 200’e yakın köy sular altında kalacak. DSİ'nin rakamlarına göre 199 köyden 85'inin tamamen su altında kalacağı belirtiliyor. 200 yerleşim yerinde 55 bin kadar insan topraklarını kaybedecek, bunlardan 15 bini de göç etmek zorunda kalacak. Batman, Mardin ve Siirt’te onlarca köy sular altında kalırken, köylüler il ve ilçe merkezlerine göç etmek zorunda kaldı. Doğduğu toprakları terk etmek istemeyen bazı köylüler ise farklı bir çözüm arayışı peşinde.
Evi su altında kalınca boşlatılan karakola yerleşti
Bunlardan biri de Mardin’in Dargeçit İlçesi’ne bağlı Çelik Köyü sakinlerinden 65 yaşındaki Mehmet Selim Acar. Bir kamu kurumunda çalışıp, emekli olduktan sonra atalarının topraklarına geri dönen Acar’ın köyü, baraj sularının yükselmesi ile sular altında kaldı. Buna rağmen köyü terk etmeyen Acar, daha yüksekte bulunan ve baraj nedeniyle boşaltılan Çelik Jandarma Karakolu binasına yerleşti. Eşiyle birlikte eski karakol binasında yaşayan Acar, “Karakol binasını da yıkacaklardı ama yalvardım ‘yıkmayın burada yaşarım’ dedim. Yıkmadılar, ben de buraya yerleştim. Benim halim vaktim yerinde. Batman’da evim var ama ben topraklarımı bırakmak istemiyorum. Ben burada doğup büyüdüm” dedi.
‘Evim, arazilerim su altında kaldı’
Eşiyle birlikte elektriksiz yaşayan ve suyu kendi imkânlarıyla getiren Acar “18 sene hizmet ettim. Tekrar köyüme geldim. Çelik Karakolu’na yerleştim. Bu karakolda su yine gelecek. Elektriğimi de kesmişler. Ben elektriksiz yaşıyorum. ‘Su vereceğiz’ dediler ama hiç su ve elektrik vermediler. Elektrik direği de var, ama elektriğimi kestiler. Tesisatı ve panoyu da onlar yapmıştı. Ondan sonra bana elektrik vermediler. Eşimle birlikte yaşıyoruz, ama o hastalanınca Batman’a gitti. Ben tek başıma elektriksiz bu köyde yaşıyorum. Su da yükseldi evim, arazilerim de su altında kaldı. Araziler için bir şey de vermediler. 2 bin, 2 bin 500 TL’den saydılar. Devlet Su İşleri o zaman bize çok haksızlık etti. Arazilerimizi bedava bizden aldılar” diyor.
‘Gece çok karanlık oluyor’
Su altında kalan evinin bulunduğu bölgeyi gösteren Acar şöyle konuştu: “Şimdi evim altında kaldı bir şey yapabilir miyim? Yok, yapamam, yardım da etmezler. Ben ev de yapmamışım. Tek başıma, benden başka kimse yok. Köyün büyük bir bölümü de su altında kalmış. 13 senedir ben buradayım. Burada hayvan besliyorum, kurbanlık. Şu anda da benim 40 tane büyük baş hayvanım var. Ben suyumu araba ile getiriyorum. Eskiden dinamom vardı, elektrik olsaydı dinamo ile çekecektim. Sırtlayıp getiriyorum. Bir kanalım vardır, 3 lamba yakıyor. Telefonlarımı onunla şarj ediyorum. Gece çok karanlık oluyor. Ben mecbur burada kalıyorum, çünkü hayvanlarım vardır. Nasıl yapsam, gece gündüz karanlık da olsa benim kalmam lazım.”
‘Burada doğup büyüdüm, anılarım burada’
“Ben köyümü bırakmadım” diyen Acar, “Ben köyümün sevdalısıyım. Benim halim vaktim yerinde. Benim evim var, dairem var, Batman’da oturuyorum. Emekli olunca yaz kış gitmedim Batman’a. Dedelerimin topraklarında yaşıyorum. Ben burada doğup büyüdüm. Anılarım burada. O yüzden ben köyü bırakmadım. Eşim de benimle kalıyordu ama hastalanınca Batman’a gitti, ben tek başıma kaldım. Köyümü bırakmak istemiyorum. Ben burada nefes alıyorum” şeklinde konuştu.