Olası depremlerin Diyarbakır’a etkileri konusunda Yenigün’e önemli açıklamalarda bulunan Dicle Üniversitesi Doğal Afetler Araştırma İnceleme Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. M. Şefik İmamoğlu, kentteki var olan eski yapıların olası bir depreme hazır olmadığını söyledi. Özellikle Bağlar ilçesi ile Şehitlik semtinde birçok binada sıkıntıların var olduğu uyarısında bulunan İmamoğlu, “Doksanlı yılların başında köylerin boşalması ve Diyarbakır’da hızlı bir göçün oluşması sonucunda doğru mühendislik hizmeti görmemiş, dünya kadar bina yapıldı” dedi
Foto: Arşiv
Şehriban ELEFTOZ/Yenigün Özel
DİYARBAKIR YENİGÜN - Türkiye art arda yaşanan Elazığ, Malatya, Manisa depremlerinin ardından, geçtiğimiz günlerde hala yaraların sarılmaya çalışıldığı Van’da da deprem meydana geldi. İran’ın Hoy Şehrindeki 5,9 şiddetindeki deprem Van’da can kayıplarına neden oldu. Başkale İlçesi’ne bağlı Böğrüpek Köyü’nde 10 kişi yaşamını yitirdi, 50 kişi yaralandı. Elazığ'da 6.8 şiddetindeki depremde ise 41 kişi yaşamını yitirdi, bin 600 ‘ e aşkın kişi yaralandı. Depremden sonrası Afet ve Acil Durum Başkanlığı (AFAD) tarafından Elazığ, Malatya, Diyarbakır, Adıyaman ve Kahramanmaraş’ta 16 bin 326 binada inceleme yapıldı. 381 bina için yıkım kararının alındığı inceleme sonucunda, 3 bin 442 ağır, 296 orta ve 5 bin 979 bina az hasarlı olarak tespit edildi.
Tarihi Surlar zarar gördü
Elazığ Depremi’nin hissedildiği Diyarbakır’da da Bağlar Belediyesi, hasar tespit çalışması gerçekleştirdi. Yapılan incelemede Bağlar İlçesi’ndeki Fatih, Şey Şamil, Kaynartepe, 5 Nisan ve Muradiye başta olma üzere birçok mahallede 30’a yakın yapıda hasar tespiti yapıldı. Yıkım tehlikesi geçiren iki katlı bir bina boşaltıldı. Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi de sosyal medya hesaplarından Tarihi Diyarbakır surlarının Urfa Kapı ve Çift Kapı arasındaki iki ayrı noktada kısmi yıkımların yaşandığını açıkladı.
Diyarbakır’daki yapılar depreme uygun mu?
Kentin olumsuz yönde etkilendiği Elazığ Depremi’nin ardından vatandaşlar, şehir ve evlerinin güvenliği konusunda endişe duymaya başladı. Peki olası depremde Diyarbakır’ın nasıl etkilenecek? Diyarbakır’daki yapılar depreme uygun mu? Yenigün Gazetesi olarak bu konuları Jeoloji Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Başkan Yardımcısı ve Dicle Üniversitesi Doğal Afetler Araştırma ve İnceleme Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. M. Şefik İmamoğlu ile konuştuk.
‘Diyarbakır bölgesinin depremselliğini bilmeliyiz’
Olası bir depremde Diyarbakır'ın nasıl etkileneceğini bilmemiz için Diyarbakır bölgesinin depremselliğinin bilinmesi gerektiğini söyleyen M. Şefik İmamoğlu, “Diyarbakır'a baktığımızda en etkili fay hatları, en kuzeyden Karlı Ova’nın olduğu yerden itibaren Erzincan’a doğru devem eden ve İstanbul'a kadar giden fay hattıdır. Diyarbakır’a en yakın deprem üreten hat, Güneydoğu Anadolu bindirme hattıdır. Yani Bitlis, Zagros bindirme hattıdır. Diyarbakır’ı etkiyecek bir diğer fay hattı ise Doğu Anadolu fay hattıdır. Doğu Anadolu dolu fay hattı, Bingöl’ün üst kısmında bulunur. Karlı ovadan Başlar. Bingöl’e oradan da Elazığ’a devam eder. Adıyaman’ın kuzeyinden gider ve Kahramanmaraş Türkoğlu’na kadar devam eder” dedi. Geçmişte yaşanılan Van, Karlıova ve Erzincan depremlerinin Diyarbakır’da ciddi bir şekilde hissedildiğini ifade eden İmamoğlu, Diyarbakır’ın içinden geçen, kenti etkileyebilecek büyük bir fay hattı olmadığını, ancak çevre illerde olabilecek 7 büyüklüğündeki depremlerin şehre yaklaşık 5 şiddeti bir mercalliye göre Diyarbakır’ı etkileyebileceğini söyledi. İmamoğlu, “Deprem Diyarbakır’da normal binalarda yıkıcı bir etki yapmaz, ancak çürük binalarda küçük sarsıntı bile belli yerlerde çatlakları oluşturur. Hatta yıkıcılığa dahi neden olabilir. İhtiyar birini yahut ta hasta birini tutup sarsarsanız, güm deyip düşer. Bu da o şekilde” diye konuştu.
‘Binalar en zayıf yere göre tasarlanmalı’
Diyarbakır’ın zeminin nispeten sağlam olduğunu vurgulayan İmamoğlu,“Diyarbakır zemini bazaltların üzerine oturmuş fakat zemin etüdü yapılmadan kesinlikle bazalta güvenerek temel atmamak lazım. Çünkü bazaltın içinde farklı karekter parçaları var. Bazı kesimler çok sağlam olsa da onun hemen yan tarafında bazalt çakıl gibi birbirini tutmamış kesimler olabiliyor. Bunun için bir binanın temelini tasarlarken en zayıf yere göre tasarlamak lazım. Bazalt olduğu için en güzel yere göre tasarlarsanız öbür tarafta çökme meydana gelir. Bir bina vs yapacaksa zemin etüdü mutlak suretle yapılması gerekiyor. Zemin etüdü yapıldıktan sonra, zeminin durumuna bağlı olarak mimarlar tarafından projelendirme yapılmalı. İnşaat mühendisinin de o zeminin durumunu göz önüne alarak demir ve çimento kalitesini, temel tipini, nasıl yapacağını ona göre ayar ve diğer mühendislik dalları da buna göre gerekenleri yapar. Böylelikle sağlıklı mühendislik hizmeti gören binalar oluşur” ifadelerini kullandı.
‘Yeni yapılar olmasına rağmen kolonları çatlıyor’
Son yapıların bir kısmına baktıklarının altını çizen İmamoğlu, “Kayapınar taraflarında yeni yapılar olmasına rağmen, bazı binalarda durduk yere kolonların çatladığını gördük. Düşünün herhangi bir deprem olmadan kolonu çatlayan binalar var. Dikkat etmek lazım. Biz binaları kağıt üzerinde güzel yapılmış gibi gösterebiliriz. Ama esas sınavı deprem anında veriyoruz. O sınav kağıdını dinlemez. Sen gerçekten doğru düzgün yapabilmiş misin? Bütün şeyler ortaya çıkıyor. Küçük bazı harcamalardan tasarruf etmeye çalışırken büyük yıkımları göz ardı edebiliyoruz. Bunun için o küçük harcamalardan kaçmamak lazım” diye belirtti.
Diyarbakır’daki yapılar olası bir depreme hazır mı?
Diyarbakır’daki var olan eski yapıların olası bir depreme hazır olmadığını kaydeden Yrd. Doç. Dr. M. Şefik İmamoğlu şunları söyledi;
“Dar sokakları ve birbirine bitişik evlerin olduğu mahallelerde depremde kurtarma ekipleri çok zorlanır. Doksanlı yılların başında köylerin boşalması ve Diyarbakır’da hızlı bir göçün oluşması sonucunda doğru mühendislik hizmeti görmemiş, dünya kadar bina yapıldı. Özellikle bağların ve şehitliğin bir tarafında. Üniversitemizin, Bağlar tarafında yaklaşık on mahallede yapmış olduğu çalışmalarda, çoğu binalarda sıkıntı var. Öyle bir şekilde birbirine yakın yapmışlar ki; bir binadan öbür bir binaya merdiven koyarak rahatlıkla atlayabiliyorsun. Öyle olduğu zaman sıkıntı yaratıyor.” Yeni yapıların nispeten daha iyi olduğunu söyleyen İmamoğlu, yeni yapılan binaların eskilere göre daha iyi olduğunu, evlerin birbirinden daha uzak olduğunu belirtti. İmamoğlu, “Birbirine çok yakın olan yapılar deprem sırasında s dalgası sırasında; (üsteki yüksek) binalar birbirine yaklaşır ve birbirinden ayrılır. Yaklaşma esnasında belli bir uzaklık yoksa üst tarafları bir birine çarpacağı için binada ciddi bir sıkıntı oluşturur. Bunun için Diyarbakır çevresinde olası bir deprem, Diyarbakır’ı etkilenir mi? Dediğimizde evet etkiler ama sağlıklı yapılan hiçbir binayı etkilemez” dedi
‘Bizim yaptırım yetkimiz yok’
Bu konuda herhangi bir önlem alınmadığının altını çizen İmamoğlu sözlerini şu şekilde tamamladı;
“Bizim yaptırım yetkimiz yok. Önlem alınması adına bölgedeki depremsellik durumunu gereken yerlere bildiririz. Hem üniversite olarak hem de jeoloji mühendisler odası olarak belediyelerle anlaşmalar yapıyoruz. Gidip belediyelere diyoruz ki, halk yararına gönüllü olarak buranın durumu hakkında size bilgi verebiliriz. Danışmanlık yapabiliriz. Ama bunu kontrol eden, eskiden belediyeydi. Şuanda ise Çevre ve Şehircilik İl Müdürü’ dür. Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nün binaların sağlıklı yapılıp yapılmadığını, projelerin durumunu onların kontrol etmesi lazım."